O gemiyi hatırlayınız...

Eskiden -yani bugünün modern denizcilik teknolojisi henüz egemenliğini ilan etmemişken- gemiler "yandan çarklı" idi.

Geminin her iki yanında gövdesine bitişik, "çark" bulunurdu.

Bu çarklar döner ve denize daldırdığı hazneleri ile [bir nevi kürek gibi] suyu iter ve böylelikle gemi ileriye doğru giderdi.

Bu gidiş "az-biraz"dı bittabi...

Yani mehter takımı gibi iki ileri/bir geri...

Bir de tekerlemesi vardı bu usul usul gidişin: Çabalama kaptan ben gidemem...

İşte halkın uydurduğu bu "çabalama kaptan ben gidemem" gidişi, ironik bir eleştiriyi mizaha bulayan acıklı bir hiciv denemesi idi.

Nedense... [Nedensiz değil herhalde] bu tekerleme aklıma geldi bu akşamüstü.

Televizyonun haber programını izliyordum.

Cumhurbaşkanı'nın söyledikleri, TBMM'deki itiş/kakış, Meclis komisyonlarındaki yumruk/tekmeler ve özellikle de muhalefetin hal-i pürmelali gözümden bir sinema şeridi gibi geçince... İşte dedim, nedeni bu!..

Beynimin içine bir çağrışım olarak düşen, "yandan çarklı gemi" imajının nedeni bu!..

"Çabalama kaptan ben gidemem" diyen geminin acıklı söylemi işte bu nedenle üşüştü kafamın içine...

Gemi yürümüyor... Yürür gibi yapıyor!

Ve kaptanına yakarıyor: Çabalama kaptan!

Geminin kapasitesi bu kadar.

Yandan çarklı gemi işte ancak bu kadar yol alır.

Peki, ne yapmak lazım?

Çalışmak, didinmek, gemiyi şaha kaldıracak çağdaş teknolojiyi bulup/uygulamak; kalıbı değiştirmek...

Bu kısır didişmelerle, bu eylemsiz uyuşuklukla, halkın eğilim ve sahici gücünü siyasetin dışında tutarak ancak bu kadar, bu nitelikte ve bu ölçüde muhalefet yapılır.

Muhalefet, demokratik bir haktır.

Önemli bir görevdir, ciddi bir sorumluluktur... Bu görev ve sorumluluğu yerine getirmiyor [getiremiyorsanız] yandan çarkınızı bir kenara bırakıp, mabadınıza pervane takmak zorundasınız.

Çünkü içinde debelenilen koşullarda ve tam karşıdan esen sert rüzgârlar doğrultusunda gemi, ileri gideceğine her gün biraz daha geri kayıyor; farkında değil misiniz?

Gemiyi hızla ilerilere götürecek o pervaneyi yerine yerleştirip, motoru çalıştırmadığınız takdirde, bilin bunu [nasılsa başınıza gelecek], kaptanlık görevinize son verilecektir...

Çünkü bu gemi, böyle bir hıza mahkûm değildir.

O gemi Samsun'a çıkan ecdadının geleneğine ve gücüne sahiptir; hatırlayınız...

@farukhaksal42

www.soruyusormak.com