Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Aralık '14

 
Kategori
Deneme
 

O’Henry’nin Bill hikayesi

O’Henry’nin Bill hikayesi
 

Daltonlar Türkiyeye geliyormuş, tren bekliyorlar


Yalın dili, yayımlandığı çağı yansıtması, özentisiz kalemi ve doğal anlatımı nedenleriyle Amerikan edebiyatının en güçlü öykü yazarlarından biri olarak bilinen, yazdığı öykülerin şaşırtıcı sonları ile ünlü Amerikalı Ünlü yazar O’Henry’nin kara mizah bir hikayesi vardır, tam yerine gelmişken anlatmak istiyorum. Bill, kanun kaçağı, serserinin biridir; ama yaşadığı kentte polis müdürü olmayı kafasına koymuştur. İçki kaçakçılığı ile uğraşan arkadaşı Jef’den bir ricada bulunur. “Sağa sola dalıp, çıkmak, evirip çevirerek punduna getirmek suretiyle istediğimi yaptırmakta maharetim yok. Alelade bir vatandaşım. Bu mevkiye tayınımı istiyorum. Yedi kişi öldürdüm. Dokuz çocuğum var. 1 Mayıs'tan beri Cumhuriyetçi Partinin iyi bir üyesiyim. Yazmam, okumam yok. Kendimi bu mevkiye faik (laik demek istiyor) görüyorum. İçki, rüşvet ve Washington’a kadar tren parası olmak üzere size peşin olarak bin dolar vereceğim. İşi becerirsen bin dolar daha var. Aynı zamanda tam on iki ay kaçak viski satmaktan dolayı takibata uğramamanızı temin edeceğim. Söyle bakalım; BU TAYİNİ ÇIKARTACAK KADAR VATANINI SEVİYOR MUSUN?”

Amerikalı yazarın kara mizah hikâyesindeki Serseri Bill gerçekte kendi tayinini isterken bir vatanperver olduğuna samimi olarak inanıyor mu? Buna inanmış olabilir. Çünkü insanın çıkarları, düşüncesini de inancını da çok kolay yönlendirebiliyor. Kendini varlığın merkezi olarak görmek, kendi maddi manevi ilgilerini yaşadığı tüm düzenin, nizamın direği, güttüğü ülkünün ölçüsü sanmak, insanın saf doğasının özelliklerindendir.

Belirli bir kültür çevresinde yaşayıp, belli bir olgunluk yaşına geldiği halde, bu ölçüde ben merkezli olmak, psikolojinin ve sosyolojik biliminden nasibini almamış olmakla, kişiliğin gelişmemesiyle, ilkellikle değerlendirilebilir. Hatta zeka yoksunluğu tanımı aşırı bile kaçmaz.

Ben merkezli bir psikolojiyi aşmak, evrensel insanlık kavramlarını içselleştirmek, yani adalet, özgürlük, ahlakı kazanmak savaşa savaşa insanlaşarak mümkündür. Bu da evrensel ölçütlü nitelikli eğitimden geçmektedir.

Beni rahatsız eden, sorun şu ki; Amerikalı yazarın hikâyesindeki Bill tipi insanların kamu yöneticisi oldukları bir toplumda yaşıyormuş hissini yoğun olarak alıyorum. Sormak istiyorum; siz de böyle bir his alıyor musunuz?

Nizamettin BİBER 

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..