Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Eylül '16

 
Kategori
Dünya
 

O Köy, Bu Dünya mıdır?

Bir köyde yaşayan yüz kişi vardı ve bu yüz kişiden onu birinci sınıf, kırkı ikinci sınıf, geriye kalan elli tanesi de üçüncü sınıfa ayrılmıştı. İkinci ve üçüncü sınıflarla ilgili kararı birinci sınıflar veriyordu. Birinci sınıftaki on kişi diğerleri hakkında sadece karar vermiyor, aynı zamanda ne kadar yiyeceklerinden ne kadar uyuyacaklarına kadar her şeye karar veriyorlardı.

Yanlarına aldıkları kırk kişiyle eşitliği sağlasalar da üretim toplamda doksan kişi tarafından sağlanıyordu. Üçüncü sınıf üretimin yüzde seksenini sağladığı halde yiyeceklerden sadece yüzde onu, köydeki içilebilir suyun yüzde beşi onların kullanımına sahipti.

İkinci sınıflar kısmen, üçüncü sınıflara göre daha şanslıydı. Köydeki üretimin yüzde yirmisini yaptığı halde yiyeceklerin yüzde yirmisine sahipti. Köydeki suların yüzde yirmisine sahip olan ikinci sınıf üretimden arta kalan zamanlarda üçüncü sınıfları silah zoruyla çalıştırmakla, onları yönetmekle ve kontrol etmekle görevliydiler.

En şanslı sınıf birinci sınıf olmakla beraber, bu grup seçkin gruptu. Bu grup kesinlikle bedenen çalışmazlardı. Bedenen çalışmak zorunda olmayan bu grubun her bir üyesinin atmosferde kapladığı hacim, ikinci gruptakilerin üç katı, üçüncü gruptakilerin altı katıydı. Birinci gruptakilerin bedenleri sürekli büyürken diğerleri sürekli küçülüyordu. Bu grup; su kaynaklarının yüzde yetmiş beşine yiyeceklerin yüzde yetmişine sahiptiler. Bu kişilerin kötü huyu midelerinin göz sayısı diğerlerine göre oldukça fazla ve yedikçe yeme isteği duyan bu azınlık durumundan en fazla şikayet eden gruptu. Bu grup o kadar mutsuzdu ki, gözlerini köyde yaşayan diğer yüzde doksanın yiyeceklerine ve sularına göz diktiler. Önce ikinci grubu ikiye böldüler, sonra tekrar ikiye toplamda ikinci grupta olanları onar kişilik gruplara böldüler, onlara A,B, C, D gibi sınıflar verdiler. D grubu güvenlik sınıfıydı. D sınıfına üçüncü grubu yok etme emrini verdiler. Üçüncü grup yok edilince onlardan arta kalan yüzde onluk yiyeceğin yüzde beşini aldılar suya kısa bir süre dokunmadılar. Suyu önce ikinci grubuna verdiler. 2.Grup artık suyun yüzde yirmi beşine, yüzde yirmi beşine sahi olmuşlardı. Köy artık makineleşmiş, 3.gruba artık ihtiyaç kalmamıştı. Köyde artık elli kişi kalmıştı. On kişi paylarından önce bir süre memnun olsalar da bir süre sonra alışkanlıkları gereği, hemen bir plan yaparak önce 2. Grubun yapısını değiştirdiler. Sonra onlara düşen miktarı azalttılar. Yüzde yirmi beşlik payı sırasıyla önce yüzde yirmiye sonra yüzde ona düşürdüler. A grubu itiraz edince, B grubu A grubunu yok etti. Artık B,C, D grupları kalmıştı, bir süre sonra C itiraz edecek gibi olunca D grubu C grubunu yok etti. Artık köyde sadece 1. Sınıflar ve 2. Sınıfların türevleri B ve D grubu kalmıştı.Bir gün B ve D grubu arasında tartışma çıktı, B grubu D grubunu yok etti, kendilerine kalan miktarların yarısını 1.Sınıfa ikram ettiler.

Bu durum B grubundan tek kişi kalana kadar devam etti. Sonra 1.Sınıflar arasında tartışma çıktı B’den kalan bir kişi de arada kalarak ezildi ancak 1.Sınıflardan iki kişi de kaybedilmişti. Öyle ki rekabet köyde bir kişi kalana kadar devam etti. Bir kişi uzun süre rahat yaşasa da bir süre sonra obezlikten öldü, film bitti, perde kapandı. Bu nedir mi?  Bu dünyadaki emperyalizm denen sistemdi. Halbuki sadece 1. Sınıflar yediklerini, içtiklerini bir miktar azaltabilseler diğerleriyle paylaşabilseler, daha uzun süre huzur ve mutluluk içinde yaşayabilirlerdi ama olmadı. Yazık…

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..