Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Kasım '08

 
Kategori
Siyaset
 

O masaya nasıl gelindi acaba?

O masaya nasıl gelindi acaba?
 

1854 Osmanlı-Rus Kırım savaşında, Osmanlı, İngiliz ve Fransız donanması müttefik olarak Kırım'a asker çıkardılar.

1855'de Sivastopol zapt edildi.

Paris Anlaşması ile savaşa son verildi ve savaş sonunda Fransa ile İngiltere bir taşla birkaç kuş vurmuşlardı.

Öncelikle Rus donanması ve tersaneleri yok edilmişti.

Rusya'nın Avrupa'daki ilerlemesi bir süre durdurulmuştu.

Ruslarla, Osmanlıların düşmanlığı eskisinden daha fazla artarak devam edecekti.

Bunlardan daha önemlisi Osmanlı devleti, İngiltere ve Fransa'nın para tuzağına düşmüş, yüz yıl sürecek bir borç ödeme planına girmişti.


İngiltere'nin Avrupa'daki imparatorlukları yok etme stratejisinin ilk kurbanı seçilen Türkler kendi sonlarını kendileri hazırlamışlardı.

Avrupa'nın emperyalist oyunlarını öğrenememenin cezasını ağır ödeyeceklerdi. Türk aydınları devlet içinde tutunacak bir dal bulmada çok geç kalmışlardı.

Kırım Harbi; Osmanlı devinin çöküşünü hazırlayan II. Viyana Kuşatması'ndan sonraki hataların en büyüğü idi.


Osmanlı tarihinde görülmemiş bir harcama başladı. Önce dört yüz yıllık Topkapı Sarayı'nın, imparatorluğun yönetimine yetmediği, ilave yapılarla kullanım olanağının zorlaştığı, gelen yabancı konukların, krallarının yaşadığı saraylarla karşılaştırılınca bir anda Topkapı Sarayı'nı gözden düşürüyordu. Topkapı Sarayı, 1853 yılına kadar imparatorluğun yönetim ve yaşam merkezi olarak kaldı. Yerini Dolmabahçe'ye devretmesi Abdülmecit'in Batı özentisinden başka bir şey değildi.

İkinci Tanzimat Fermanı ile ıslahat hareketleri başladı.

Kırım zaferinin getirdiği moral ve kolay borçlanma padişah ve etrafının Dolmabahçe Sarayı'nı ve diğer idari birimler içinde Çırağan Sarayı'nın yaptırılması Lale Devri'nde halkı isyan ettiren Sadabat köşklerini fazlası ile aşmıştı.

Yukarıda Osmanlının kendi çöküşüne ve biz Türk ulusunun geleceğine darbe vurduğu birkaç detaydan bahsettim.

Yaptığım kısa çaplı araştırmamda da Lozan anlaşmasında İsmet paşanın Türk ulusunu üzecek, bugünki coğrafyayla sınırlı bırakacak bazı kararlar aldığını, Ulu önder Mustafa Kemal’in bazı uyarılarını dikkate almadığını da söylemek mümkündür.

Ancak vakit gazetesi ve vakit gazetesinin düşüncelerini taşıyan insanlar bir yerde hata ediyorlar.

Acaba o masaya koskoca Osmanlı imparatorluğundan nasıl gelinildi.

Şimdi soruyorum; Vakit gazetesine ve onlar gibi düşünen zihniyete. Osmanlının çöküşüne, Türk ulusunun bu günki geldiği noktaya, dev gibi bir imparatorluğun göz göre, göre işgal edilmesine…..

İsmet paşa mı, Mustafa Kemal ATATÜRK mü, yoksa sizler gibi düşünen zihniyet mi sebebiyet verdi?

Kısaca ne olduğuna değil de, nasıl olduğuna bakınız. Lütfen tarihi iyi araştırıp ona göre eleştiri yapınız.

Eleştirilerinizi de tek taraflı değil, adil bir biçimde her iki tarafıyla da yapınız.

 
Toplam blog
: 313
: 2778
Kayıt tarihi
: 15.03.07
 
 

16.10.1974 Samsun / Havza doğumluyum. Şu anda bir lojistik firmasının ortaklarındanım. İşimde ilk..