Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ekim '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

O şimdi yalnız...

O şimdi yalnız...
 

DODİ ARTIK YALNIZ!


Göz kapaklarını araladıklarında, güneşin ışığı gözlerini kamaştırmıştı. Dünyaya ''Merhaba!'' diyen sekiz minik kardeş, ilk kez gördükleri manzaradan ürkerek endişeyle annelerine sokuldu. Annelerinin gösterdiği şefkatin ardından rahatladılar ve kısa sürede çevreye uyum sağladılar.

Düşe kalka, ayakta kalmaya çalışarak çevreye bakındılar. Acıkmışlardı. Yeniden annelerine yaklaştılar. İtiş kakış nasiplerine düşen kadar beslendiler. İyi de annenin gücü nereye kadardı? Sekiz minik canavar ikide bir saldırıyordu. Anne sokakları dolaşarak yiyecek peşine düştü. Zavallının karnı sırtına yapışmış gibiydi! Kaburgaları sayılıyordu.

Annenin düşkün halini gören mahallenin duyarlı insanları yardıma koştu. Yavrulara süt, anneye de yiyecek taşımaya başladılar. Bitkin halde sokaklarda yiyecek arayan anne mutluydu artık. Mahallenin çocukları sevimli yavruların peşinden ayrılmıyordu.

Sekiz yavru kısa zamanda büyüdü. Onları beslemek ve zaptetmek güçleşti. Başıboş dolaşmaları çocuklar açısından tehlikeli olabilirdi. Muhtarla görüşüldü. Altı yavruyu belediyenin köpek bakım ünitesine götürdüler. Geriye iki tane kaldı. Aslında onları da götüreceklerdi ama çocuklar yalvardılar, vermediler. Büyüklere, ''Biz bakarız, onlara isim koyarız, aşılarını da düzenli olarak yaptırırız, '' dediler.

Rodi ile Dodi çocuklara kaldı. Onlar için apartmanın bahçesine güzel bir kulübe yaptırdılar. Rodi ile Dodi ilk günler hüzünlüydüler. Çünkü birlikte oynadıkları kardeşlerini alıp götürmüşlerdi. Bir süre verilen yemeği bile yemediler. Çocukların sevgisi ve ilgisiyle geçmişi çabuk unuttular. Birlikte apartmanın bahçesinde koşuşturarak oynamaya başladılar. Bir dakika bile ayrılmak istemiyorlardı. Sürekli birbirlerine sataşıp güreş tutuyorlardı. Arada bir canlarının yandığından olsa gerek havlayarak kaçışıyorlardı. Yorgun düştüklerinde ağaç gölgesine uzanıp dakikalarca dinleniyorlardı.

Çocuklardan gördükleri ilgi nedeniyle de mutluydular.

Sıcak yaz gecelerinin birinde, Rodi ile Dodi geç saatlere kadar oynaşıp bitkin düşmüştü. Dodi kulübeye çekilip uykuya dalarken Rodi yorgunluktan yol kenarına kıvrılıvermişti.

Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte sessizliği yırtan acı bir fren sesi yankılandı. Ardından Rodi'nin çığlığı duyuldu. Fren sesinin ardından gelen Rodi'nin çığlığına tüm mahalleli uyandı. Herkes sokağa fırladı. Bakkala ekmek getiren kamyonetin sürücüsü yolda yatan zavallı Rodi'yi görememişti. Çocuklar gördükleri manzara karşısında göz yaşlarını tutamadılar. Büyükler sürücünün üzerine yürüdüler, bağırdılar ama yapacak bir şey yoktu. Rodi yaşama veda etmişti.

Gürültüye uyanan Dodi ise olanları şaşkın gözlerle izliyordu. Hayatın bu denli acımasız olduğunu bilemezdi. Birkaç ay önce koskoca bir aileyken tek başına kalmıştı. Çocuklar Dodi'yi yalnız bırakmamaya karar verdiler. Oyunlarına onu da aldılar. Yalnızlığını ve acılarını unutturmaya çalıştılar.

Başardılar da... O şimdi yalnız ama çocuklarla çok mutlu.

 
Toplam blog
: 233
: 980
Kayıt tarihi
: 07.01.10
 
 

İzmir doğumluyum. Ege Üniversitesi Gazetecilik Yüksek Okulu mezunuyum. Kısa denilebilecek bir sür..