Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Haziran '06

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

O YAZ...

O YAZ...
 

Bir aşk diliyorum babamın 26 yıldır bitmeyen aşkı gibi. Babamın 26 yıldır hergün daha da güçlenen bağlılığı gibi.
Benim yıllardır yaşadığım en güzel aşk hikayesi.
Evliliklerinde 27. yıla girecek olan annem ve babamın aşk hikayesi.
Babam İstanbul'dan geldiğinde 23 yaşındaymış. İşi sebebiyle İzmir'e oradan da Urla'ya yerleşmiş.

Artık kısmet mi derler ya da tesadüf mü bilemem ama annemin oturduğu eve komşu gelmiş babam. Babam dalyan gibi delikanlı o zamanlar. Annem de çıtı pıtı genç ve güzel bir hanımefendi. Babam hep anlatır görür görmez o güzellik karşısında dilim tutuldu der. Annemi ilk defa evin bahçesinde görmüş, söğüt ağacının altında otuyormuş. Orada başlamış o büyük aşk babam için.

Her gün annemi görebilmek için yaz dememiş kış dememiş ve bahçede kendi kendine bir sürü iş türetip ilgisini çekmeye çalışmış annemin. Tabii annemden önce dedemin ilgisi çekmiş. Aslında bir yerde iyi de olmuş. En azından kaleyi içten fetih etmeyi başarmış. Annemin ilgisini çekme çabalarıysa aylar sürmüş tabii. Bu arada annemin sahip olduğu 5 abiyi de hesaba katarsak son derece zorlanmış. Ama sonunda başarmış. Babam yine bir gün bahçede türettiği işiyle uğraşırken dedemin de ricasıyla bir bardak çay ikram etmiş Babama Annem. Babamın anlatırken hala heyecanlandığı o an ikisi içinde hala çok özel.

Böyle birşey mümkün mü hala var mıdır acaba merak ediyorum. O kadar saf ve temiz ki...

Annem babama çayı uzatırken, babam nazikçe annemin elini tutmuş. Annem ne mi yapmış utanmış ve hemen kaçmış. Aslında kaçamamış, babam allem etmiş kallem etmiş annemle bir randevu ayarlamış. Ve sonunda evin güzel ve alımlı kızının kalbini çalmış. Ama annem o kadar çabuk teslim olmamış tabii. Babamı aylarca izlemiş. Hala anlatır bize babamın o zamanlar ne kadar yakşıklı ve nazik olduğunu. İstanbul'a her gidişinde mutlaka elinde hediyelerle döndüğünü, konuşurken Annemin gözlerinin içine baktığını ve ellerini her zaman nazikçe ve utanarak nasıl tuttuğunu. Kibar ve centilmen olduğunu...

Bir yaz akşamı babam İstanbul'dan yeni gelmiş çok heyecanlı çünkü o akşam Babam aylardır kafasını kemiren soruyu anneme soracak. Randevu yeri belli herzaman buluştukları bağ yolundaki ağacın altı. Babam annemi karşısında görünce yine dizlerinin bağı çözülmüş o kadar heyecanlıymış ki annem hala anlatır Babamın ellerinin nasıl titrediğini. Babamın kendini toplaması biraz uzun sürsede elinde İstanbul'dan alığı tek taş yüzük ve dilinde ""SENİ ÇOK SEVİYORUM BENİMLE EVLENİR MİSİN ?"

Annemin gözleri yaşlarla dolmuş, babamın elleri titriyor yüzüğü annemin parmağına takarken. Annem babama sarılıyor ama beklenen cevap hemen gelmiyor.

Cevap ne zaman mı geliyor ?
Cevap tam 7 ay sonra geliyor.
Cevap ne mi?
" Senin soyadını taşımak bana gurur verir."
Babamın yaklaşık 18 ay kadar süren bekleyişi sonunda yanıt buluyor ve bir bahar akşamı nişanlanıyorlar.
Ve bir yaz akşamı evleniyorlar.
Bu hikayede beni etkileyen en önemli nokta babamın bir kere vazgeçmeyi düşünmemesi. Bir kere bile bırakıp gitmeyi düşünmemesi. Bıkmaması ve yorulmaması.
Ne istediğini biliyordu. Kararlıydı. Kendinden emindi. Asla vazgeçmedi, sabırla bekledi.
Sonu ne olursa olsun.
Ve Temmuzun 6'sında 26. yıllarını bitirip 27. yıllarına başlayacaklar.

26 yıllık evlilik hayatlarında bir gün bile o saygı duvarını aşmadılar. Çok tartıştılar ama asla kavga etmediler. Ve ben kendimi bildiğimden beri babamın anneme adıyla seslendiği çok az duydum. Kendi aralarında geliştirdikleri ayrı bir dil kullanıryorlar. Bazen onları anlamak çok zor oluyor. Birlikteyken inanılmaz keyif alıyorlar. Babam yürüyüşü çok sevmese bile annem istediği için her haftasonu yürüyüşe çıkıyorlar. Annemde maçları pek sevmez ama Babam izlerken keyif alıyor diye hiç ses çıkarmaz. Bizim ev tam bir aşk evi. Aralarındaki enerji Kardeşimi ve beni de çok etkiliyor. Birbirlerine olan aşkları hala o kadar tazeki ve bir o kadar canlı imreniyorum doğrusu.

Onların bir de özel bir parçaları var > Ne zaman bu şarkıyı dinleseler hemen dans etmeye başlarlar.
Onların aşkları öyle sağlam ki karşılarına çıkan her zorluğu birbirlerine tutunarak atlattılar. Her zaman aynı yöne bakabilmeyi başardılar. Ve hep tek yürek oldular. Her zaman...

Ben o güzel aşkın ilk meyvesiyim.
Ve bununla gurur duyuyorum.
Ey Eros duy sesimiiiiiiii.....

 
Toplam blog
: 139
: 3267
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

Ya herşeyim ya hiçim.... Birbirinden güzel fotoğraflarıyla yazılarımı destekleyen canım arkadaşı..