Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Haziran '09

 
Kategori
Dünya
 

Obama, bir halkla ilişkiler tekniğidir, yeni dönem sürprizlere gebedir.

Obama, bir halkla ilişkiler tekniğidir, yeni dönem sürprizlere gebedir.
 

Resimdeki düzen bugün Mısır'da verilen fotoğraftan daha çarpıcı, daha etkili değil mi?


Şu gelinen durumu pek kaldıramıyorum. Büyük devlet, Osmanlı geleneklerimden gelen genlerim Obama'ya bir nevi dünya lideri atfı ile bu bölgede sağlanan zeminden, güç gösterisinden hoşlanmıyor. Kendi bahçesindeki tutarsızlıkları, çöpleri temizlemekten aciz, bu din adamı yumuşaklığında lideri, bölgede yere göğe sığdıramayan, ciddiye alan, yeni söylemler arayanlara aynı şeye mi bakıyoruz kıvamında sadece izliyorum.

Obama'nın diğer başkanlardan, liderlerden bir farkı yok, o, bugüne kadar yapılmak isteneni farklı bir uslupla dayatıyor o kadar. Bunun algılanması halk tarafından tamamlanmıştır. Bu konuda bu coğrafyanın insanları gereken notu kendisine vermekte gecikmemiş, toplum yeni başkanla arasına gerekli mesafeyi koymuştur. Yapıyormuş gibi yapan teknikleri, her yere gidişinde önceden çalışıldığı anlaşılan jestleri ile Obama, bir halkla ilişkiler tekniğidir, bunun ötesini düşünmek isteyenlere zaman gereken hatırlatmalarla yaşamaları gerekenleri yaşatacaktır.

Bu gelinen noktada daha farklı analizlere güç yaklaşımlarına gerek vardır. Bu bölge insanı başkaları tarafından müstehzi bir ifade ile kabul edilen bir kurnazlığa sahiptir. Bütün bölge ülkeleri ajansları, aslında başkanın dediğinden çok ne demek istedikleri üzerinden toplumlarını kurgulamaya başladılar bile. Bu sistemi bozma ve değiştirme amaçlı büyük ve mutlak bir savaşa girmenin gereği ve anlamı yoktur. Üç beş adım geriden bile izlendiğinde ortaya çıkan resmin bütün tarih boyunca baskıcılarda ortaya çıkanla benzerikleri görünebilir. Bu resim yüzyıllar öncesinde Osmanlı'nın bölgede oluşturduğu ihtişam ve etkiden çok ama çok geride ve inandırıcılıktan yoksundur.

20. Yüzyılda sistemi değiştirmek için bir büyük kalkışma, devrim, yapı söküm gerektiği varsayımı üzerine epey bir çatışma oldu, çok sayıda insan öldü. Bu düşüncenin bu yönünü algılarken, çatışmaların en şiddetli sınıra ulaştığı seksenlerde içim hep tuhaftı. Şiddetli çatışmayı belki savaşı yürüttüğünüz kurumlar bundan etkilenmek şöyle dursun her geçen gün daha da güçleniyorlardı. Bunun gördüğü halde bir insan bu çatışmayı neden devam ettirir veya şiddetini artırır?

20. YY da Sol düşüncenin varlık nedeninin, devleti yıkmak, onun kurumlarına karşı bir savaş yürütmek olmasını da anlayamıyordum mesela. Polis, asker vb kurumların varlığının zorunluluğunu daha o dönemde kabul etmekteydim. Bu Kurumların vazgeçilmez varlığı ile çatışmayı, onların varlığına ait bir düşünce teori geliştirememek çok anlamsız geliyordu bana. Bütün kalkışmaların, devrimlerin bu anlamda hazin hikayeleri vardır.

Çarlığı yıkan Rus devriminin handikapı savaştığı kurumlar olan ordu polis ve gizli teşkilatı çok daha katı biçimde yeniden kurgulaması ile bu durum iyice karıştı. Yıktığını düşündüğün şeyin çok daha güçlüsünü kuracaksan neden yıkıyorsun? Bu kurumları yıkmak yerine, ana yapısını, eksenini değiştirerek kullanmaya devam etsen çok daha iyi olmaz mıydı.

Kürt ayrılıkçıların, silahlı mücadele isteyen sol radikallerin, bugün yukarıdaki yaklaşımı anlama zorluklarını anlıyorum. Savaştıklarını düşündükleri kurumu yıkmak için çok sayıda insan kaybına yol açıyorlar. Bu yolla aslında savaştıkları kurumları daha güçlü hale getirmekten öte bir işe yaramıyor bu.

Polis ve asker, gelişen terör faaliyetleri yüzünden dünyanın her yerinde kendileri için ayrılan bütçeyi her yıl artırmakta zorlanmıyorlar. Özel kuvvetler oluşturuyorlar, yöntemler geliştiriyorlar. Aslında terör, savaştığını düşündüğü kurumların güçlenmesini, yeniden yapılanmasını ve toplum üzerindeki etkisinin aşırıya kaçmasını sağlıyor veya neden oluyor.

Aynı şekilde on yıllardır süren vakti zamanında benim de çok çemkirdiğim İsrail devletini yıkma hedefli Filistin savaşının anlamsızlığı da burada zaten. İsrail devleti tam da yukarıdaki nedenlerle kendine yönelik sonsuz şiddetten, yok edilme tehdidinden çok daha güçlenerek çıkıyor. Bugün bölgede kendisine karşı oluşmuş nefreti bir dönüştürme, güçlenme aracı olarak kullanıyor. Bu durumu gören bölge insanın dan ne beklersiniz? Toplumunun sürekli kan kaybedeceği, telef olduğu, eğitilmiş kadrolarının öldüğü veya hapse atıldığı bir savaşı yürütmek mi, yoksa yeni bir yol bulmak mı?

Durumun güç açısından ironisi ise, tarihimizde gelişen bütün olaylarda gücü eline geçirdiğini düşünen, siyasi veya toplumsal erkin, en küçük toplumsal birim olan ailede bile bu konuda ne kadar yanıldığının halk tarafından gösterilmesi örnekleri ile doludur. Özelde birey ve daha geniş açıdan toplum ihtiyaçlarının ifadesi olan devleti korurken onun kendi üzerinden baskıcılığının oluşmasını kendine has yöntemlerle izin vermemekte hatta dalgasını geçebilmektedir. Bu topraklarda hiçbir zaman iç savaş tehlikesinin yaygınlaşamamasının ana nedeni budur.

Tarihimizde bütün baskıcılara karşı yönelen muhalefetin karşı güç kullanmak değil de, gücü hafife almak, dalgasını geçmekle yürütülmesinin, son on yıllarda karikatür eski zamanlarda söylence, fıkra ile yapılan halk, toplumsal muhalefeti bu zeminde görebiliriz. Halkın şiddeti esas alan solu, Kürt ayrılıkçıları ve diğer yapılanmaları hiç ciddiye almamasının ana nedeni budur.

İlginç olan bu coğrafyanın insanının michel de certeau'den yüzyıllar öncesinde güç ve iktidarla olan savaşı, muhalefeti yürütmekte doğru yöntemi bulmuş zaten. Bu topraklarda yaşayanların sağduyusu ve bilgeliğinden söz edilmesinin nedeni budur ki bu konuda çok sayıda örnek sıralanabilir. Bu ve daha ileride sayacağım onlarla nedenden dolayı gelecek için bakmamız gerekn yer, geleceğin kodları Amerika'da değil bu topraklardadır. Bu rada yatan tarih çözümün bütün kodlarını ve önerilerini vermektedir.

Gelecek üç büyük dinin konsensüsünde değil, gelecek düşüncesinin içindedir. Amerika'nın bu başkanla birlikte kan kaybının, güç zaafının süreceği açıkça anlaşılmıştır. Onunla savaşarak güç kaybetmek yerine sisteminin zaaflarının üzerinden sürdürülen stratejilere, oyunlara ihtiyaç vardır. Anlaşılmıştır ki, Amerika burada geleceğe işaret etmek yerine çıkarcı bir seçimle düne vurgu yapmakta, giysiye özgürlük verin önerisiyle kendisi bu bölgeye dayatmalarda bulunmaktadır. Bu güç oyununu algılayıp, zarar görmeyecek mesafede içinde olmalıyız.

 
Toplam blog
: 202
: 994
Kayıt tarihi
: 29.06.07
 
 

Sosyal medya danışmanı, grafik tasarımcı.  ..