Obama bazılarının koltuklarını kabarttı!

Değişik bir kültüre sahibiz vesselam! Doğal olmayı kırsal kesimin kurnaz olmayanlarına teslim edip, maskelerle dolaşmayı basamak atlamak sayanların, maskelere saygı duyan, maskeleriyle saygı görenlerin çoğunluğu oluşturduğu bir toplum olduk çıktık, farkında bile değil çoğu kişi henüz!...

Obama, özgür düşünen, yetişen, özgüvenli kişilerin sahip olduğunca doğal davranan bir adam, hamurunda da sempatiklik var!

Bizde erkekler gülmez, Obama gülüyor ama!

Dokunarak konuşuyor, samimi iletişimin göstergesidir, az biraz bu konuda eğitim görmüşse de, bilemiyorum, gözlemlediğim kadarıyla hamurunda bu da var!

Şahıs olarak iyi niyetli bir adam, başkan olarak nasıl olur, şimdiden bilemem!

……

Obama Erdoğan’ın elini tuttu! Manşet!...

Gökçek Obama’yı kahkahalara boğdu! Manşet!

Obama Erdoğan’a çok samimi davrandı! Manşet!...

İşin ilginci etkileniyor bu millet!

Vay be!… Ne saygın adammış meğer, koskoca Amerika Başkanı elini tutarak yürüdü!

Hem de Obama ilk resmi yurt dışı gezisini bizim ülkemize yaptı! Çatlasın Yunanistan!

……

Adam hem samimi hem doğal, sempatik de aynı zamanda, İngiltere Kraliçesiyle görüşürken, diğer devlet yetkilileriyle birlikteyken aynı görüntüyü veriyor ancak nedense bizim kültürümüzde bu özel bir yakınlık, özel bir saygı olarak algılanıyor, öyle lanse ediliyor!

Samimi olmayı, doğal olmayı unuttuğumuzdan olabilir mi?

Saygın olmak için bahaneler yaratmaktan kaynaklanabilir mi, peki?

……

Değişik bir kültürümüz var dedim ya, bizler oturduğumuz yerden tılsımlı periler bekleriz, oylarımızı hafife alırız ama elalemin adamından bizi kurtarmasını umarız…

Taşın altına elimizi koymak zor gelir, kendimizi de eleştirmeyi pek sevmeyiz, Amerika’yı da sevmeyiz ama kurtarsın bizi diye bekleriz!

Avrupa’ya kızarız, Hıristiyanlara gavur deriz, Avrupa Birliğe girelim de isteriz, para aksın, serbest dolaşım olsun, Fransa’ya, İtalya’ya gidelim, güzel kadınlara göz süzelim…

Onların erkekleri gelmesinler ama buraya!

Biz yine bildiğimiz okuyalım, işimize geleni alıp, gelmeyene küfürü basalım!

Tılsımlı periler, isteriz ki yalnızca bizim yanımızda olsun!

……

Obama’dan neler bekliyoruz, pıt diye gelecek, pat diye değneğini sallayacak, şıp diye Türkiye ışıldayacak!

Boşuna tutmadı ya Erdoğan’ın elini onca saniye!...

Hem, Müslüman olduğu söylentileri de var, boşuna değil ilk bizi ziyaret edişi!

……

Kimse demiyor ki, ben onun yerinde olsam, yeni ve büyük bir göreve başlasam, başarılı olacağımı kanıtlamak için hangi sorunlara el atardım, öncelikle…

Irak meselesi gündemdeki bir sorun, çözülmesi gerek…

El-Kaide nedeniyle İslam dünyasına sakıncalı bakıyorlar, neredeyse fobi haline geldi, Obama’nın seçilmesinde belki de bu büyük bir etkendi!

Devlet kadar halkın, bireylerin güvenliği de pek önemlidir oralarda, bizler pek bilemesek de…

……

Pek merak ediyorum, Obama’nın elini uzun süre tuttuğu, sırtını sıvazladığı, sarılıp öptüğü, o şirin kahkahasını patlattığı diğer ülke yetkililerinin nezdinde ne kadar yer tutmuştur bu doğal ve samimi davranışlar?

Pek bir mutlu olup, göğüsleri kabarmış mıdır o halkların da, basınlarında bu kadar yer bulmuş mudur, yoksa o karelere takılmak yerine satırları ve satır aralarını mı okumuşlardır?

……

Bu samimiyet ile tılsım beklentisi iki katına çıkanlar iki kez hayal kırıklığına uğrayacaklardır, eh, bu da zaten bizlere özeldir, senin seçtiğinin sana sağlamadığını bir başka ülkenin başkanı mı sağlayacaktır?

Sağlayacaksa, ödenecek bedeller nelerdir?

Yoksa adam kara kaşımız, kara gözümüz için kendi vatanına, halkına ihanet edecek de bizi mi kurtaracaktır?

Barışı sağlamak ideolojisi olabilir, adam kötü niyetli hiç değil, adama yüklenen yükler gerçek değil!

……

Adamın arkasından tonla eleştiriler gelecek, adım gibi biliyorum, o kadarını hak etmeyecek muhtemelen, bir el tutmasından, bir ziyaretinden ne kadar anlamsız umutlar bağlanmışsa, o oranda hayal kırıklıkları yaşanacak, peri kızı değil zira Obama!

……

Periler aslında içimizdedir, aslında her birimiz birer peri kızı, erkeğiyiz…

Başkalarından medet umarak yaşamamayı, kendi değerimizi göz ardı etmeyi; canımız çektiğinde kahkaha atmayı, gerektiğinde hayır diyebilmeyi, “Hayır”ın ayıp değil, bir tercih olduğunu, “Evet”’in mutlak olmadığını; cinsiyet gözetmeksizin her insanın ağlama ve kahkaha atma hakkının bulunduğunu ah bir kabul edebilsek!

……

Obama sevimli bir adam, kötü niyetli değil, adam bilseydi bizim beklentilerimizi, beş saniye fazla tuttu diye Erdoğan’ın elini kurulan hayalleri, kaç saniyede bırakırdı acaba o eli?

Kötülüğünden değil, yanlış anlaşılmaya mahal vermemek için!

Daha az hayal kırıklığı, daha az dedikodu için…

……

Herkes sırtlandığı işi yapar! Elinden geldiğince, en doğru şekilde!

Her yetkilinin yetkilendirilme nedenidir, kimi yetkilerini ülke lehine, kime aleyhine kullanır, ne tılsım fayda eder buna, ne dua…

Periler içimizdedir aslında, dışarılarda ararız nedense?

Her olumsuzlukta da “Nazar!” deyip geçeriz!

İlginç bir kültüre sahibiz!

Gülgün Karaoğlu

Nisan,07/09