Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ekim '12

 
Kategori
Güncel
 

Obama hem müslüman hem Türkmüş

Obama hem müslüman hem Türkmüş
 

OBAMA 1


BARACK HÜSEYİN OBAMA’nın aslında Türk olduğunu, ve de Müslüman olduğunu bulduk. Tarihi ve bölgesel araştırmalar sonucunda ortaya çıkan gerçekleri açıklıyoruz. Olay aynen aşağıda anlatıldığı gibidir.

Yıllardan 1612, aylardan ekim, yani 400 yıl öncesi. Osmanlı donanması Akdeniz’de korsan kovalarken, şimdiki gibi her yeri saran ÇİN pazarlarından birinden alınmış pusulaları bozulur. İşin kötü yanı o zamanki donanmanın tüm gemilerinin radar cihazından tutun da GPS veya GPRS cihazlarına kadar tüm malzemeleri de Çin malıdır. Çölde devesi ölen bedevi gibi çaresiz kalan koskoca Osmanlı Donanması artık Akdeniz’de serseri mayın gibi dolaşmaktadır. Donanma Komutanlığının ucuz olsun diye Çinlilerden aldığı haritaları okuyacak Çince bilen asker de olmadığı için haritalar da işe yaramamıştır. Hiçbir bilgisi ve rotası olmadan dolaşan donanma Cebeli Tarık boğazından Okyanusa açılarak yalı yalı gitmeye başlar.( Yalı, aslında kıyı demektir. Onun için Karadeniz kıyılarında birçok yalıköy görürseniz şaşırmayınız. ÇAYELİNDEN ÖTEYE GİDELİM YALI YALI türküsü de bunu söyler, yani kıyıdan kıyıdan gidelim demektir.)

Cebeli Tarık Boğazından çıkıp Atlas Okyanusuna açılmayı gözü yemeyen Osmanlı Donanması mecburen yalı yalı gidecektir. O dönemdeki GPS cihazları ve uydular da şimdikiler gibi Çin malı dandik cihazlardır.

Donanma sonunda Ümit Burnuna kadar gelir. Buraya kadar gelmişken geri dönmek ayıp olur diyerek tekrar kuzeye yönelir. Gele gele TANGA koyuna kadar gelirler. Bu sırada kuvvetli bir fırtına çıkınca mecburen koyun içine kadar girerler.

Gel gör ki, Tanga koyu oldukça büyük bir koy olduğu için gemileri okyanusun azgın dalgalarından koruyacak halde değildir. Bu fırtınada bir kaç gemi batar. Kalanlar fırtınanın dinmesini beklerken ellerinden hiçbir şey gelmemektedir. Sadece Donanma Reisi Hüseyin Paşa, İstanbul’daki Donanma Komutanlığına durumu bildiren bir kaç mail atar ama o yıllarda Kenya’da internet olmadığı için Mailleri elinde kalır.

Fırtına dindikten ve bir kaç gemisini kaybettikten sonra Donanma Komutanı Hüseyin Paşa’nın tek yapabileceği aşağıdaki haritada da görüldüğü donanmadan kalan gemilerini daha dar bir koy olan KOVKOVU Koyuna çekmektir. Bu koy Tanga Koyuna göre daha dar olduğu için Okyanusun azgın dalgaları artık gemilere zarar veremeyecektir. Donanma yaklaşan kışı geçirmek için burada demir atar. Askerler karaya çıkarlar ve oradaki birçok kovuğu görünce çok sevinirler. Kovukları hemen temizler ve kışla haline getirerek oraya bir köy kurarlar. Köyün adını da KOVUKKÖY koyarlar. KOVUKKÖY adı, günümüze KOVKOVU olarak gelmiştir çünkü Kenyalı köylüler Osmanlıcayı pek sökememişlerdir.

Kışı KOVUKKÖY’de geçiren Osmanlı Askerleri, baharın gelmesiyle etrafı tanımak için kıtanın içlerine ilerlemeye başlarlar. Karşılarına bir köy çıkar. Haritada görüldüğü gibi köyün adı MAGANDA’dir. Askerler kendilerini karşılayan köylülerin ilkelliği ve kabalığı karşısında çok şaşırdıkları için bu köylüler gibi ilkel ve kaba davranan bazı arkadaşlarına ”MAGANDALIK ETME LAN” diye çıkışmayı adet edinirler. Daha sonra ki yıllarda bu köyde yaşamış ama bir yolunu bulup Anadolu’ya dönebilmiş askerler, gittikleri yörelere MAGANDA tabirini götürmüşlerdir. Hala birçok yöremizde ilkel ve kaba davrananlara MAGANDA denilmesi bu yüzdendir.

TANGA köyünde konaklayan bazı askerler, sıcaktan bunalınca, her zaman giydikleri şalvarlarının paçalarını olabildiğince kıvırarak yerliler gibi yarı çıplak dolaşmaya başlarlar. Buna kızan Hüseyin Paşa’nın da askerlerine TANGA giymeyi yasak ettiği söylenir. Böylece plaj kıyafetlerine TANGA diye bir tür eklenmiş olur.

Askerlerin bir kısmı da daha güneye inerek bir köye konuk olur. Kenya köylüleri renkleri soluk ama güçlü kuvvetli bu Leventlere hayran olur. Onlara en iyi yemeklerini sunarlar. Köylülerin en baba yemekleri ise bu gün makarna olarak bilinen eriştedir. İşin garip yanı erişte Anadolu’da da bilinen çok meşhur bir yemektir. Askerler yıllardır özlemini çektikleri erişteye yumulurlar. Askerler erişteyi böyle şapur şupur yedikçe köylüler erişte dökerler. Böylece askerlerle köylüler kaynaşır, dost olurlar. Köyün adını da makarnadan esinlenerek MAKARANE koyarlar.

Derken ardından yaz gelir. İlkbaharda köylere dağılıp, yan gelip yatmış olan Osmanlı askerlerini KOVUKKÖY’de bir sürpriz beklemektedir. Gemilerin başına bir nöbetçi koymadıkları için asıl gayesi memlekete turist çekmek olan bir kaç Kenyalı, gemilere çıkarak gemilerin dibini delmiştir. Böylece elde kalan bir kaç gemi de battığı için Osmanlı askerleri Kenya tarihinin ilk yabancı zoraki turistleri olarak tarih kitaplarında yerini almıştır. Askerler mecburen tekrar köylere dağılır. Birçoğu köydeki kızlarla evlenerek buraya adapte olur.

Anayurda dönme ümidini hiç kaybetmeyen Donanma Komutanı Hüseyin Paşa, askerlerine söz geçiremeyeceğini anlayınca sahilde bir OBA kurar. Yanında kalan bir kaç askerinin de Kenyalı kızlarla evlendirerek OBASINI genişletir. Sahildeki bu OBA’ya Osmanlı Askerleri HÜSEYİN OBASI derken Kenyalılar, dilleri dönmediği için OBAMA derler.

Aradan yıllar geçer. Sahildeki OBAMA halkı, günlerini denizden gelip geçecek gemileri gözetlemekle geçirdikleri için maganda veya makarane köyündeki askerlere muhtaç hale gelirler. Öyle ya, onlar tarım yapmakta, hayvancılık yapmakta ama Hüseyin Obasındakiler sadece denizi gözetlemektedir. Buna kıyamayan diğerleri haberci göndererek Paşayı kendi köylerine davet ederler. Gönderdikleri Kenyalı haberci Paşaya ”HÜSEYİN PAŞA, BIRAK OBAYI, MAKARANEYA GEL” demek isterken dili dönmediği için ” BIRAK HÜSEYİN OBAMA, GEL MAKARANEYA” der. Paşa bunu kabul etmez ve günlerini denizi gözetlemekle geçirmeye devam eder. Paşanın yanlarına gelmemesinden hoşlanmayan askerler de, konu açıldığında kendi aralarında ”BIRAK HÜSEYİN OBASINI ” demeye başlarlar. İşte bu BIRAK HÜSEYİN OBASINI lafı, kenyalıların diline BARACK HÜSEYİN OBAMA olarak geçer.

Aradan yüzlerce yıl geçse de Kenyalılar, yiğit Osmanlı Leventlerine olan hayranlıklarından bu civardaki köylere hiç karışmazlar. Köylülerin çoğu da zaten Osmanlıların torunlarıdır. Bu nedenle çoğu soyadını veya lakabını değiştirmez. Obama soyadı olan bir koldan da bu günkü BARACK HÜSEYİN OBAMA gelir.

SONUÇ: Hele şükür, HRİSTİYAN, ZENCİ VE KENYALI olduğu öne sürülerek ABD’nin başkanı yapılan BARACK HÜSEYİN OBAMA’nın aslında hem MÜSLÜMAN hem de TÜRK olduğunu açığa çıkardık. Zaten bu yüzden adamcağız ülkemize geldiğinde Ankara’da Başbakanın sırtını, İstanbul’da Ayasofya kedisinin başını okşamadı mı? Demek ki kan çekiyormuş adamcağızın.

Artık bundan sonra AMERİKANIN her dediğini itiraz etmeden yapmanın, Kuzey Irak’ı Kürtlere vermenin, hatta isterler de Anadolu’nun bir çok yerini de onlara vermenin, Rumların, Trabzon’da PONTUS devletini kurmalarına izin vererek, Rize, Ordu, Giresun ve Artvin illerinin buraya bağlanmasının, Azerbaycan’ın %20 sini işgal altında tutan Ermenistan’ın her dediğini yapılarak sınır kapılarını açmak dahil bir çok ekonomik yardımın sağlanmasının, yıllardır sözde ermeni soykırımı diyerek, kendi kendimizi SOYKIRIMI KABUL EDER hale soktuğumuzun farkında bile olmadığımız SÖZDE ERMENİ SOYKIRIMI değil, GERÇEKTE ERMENİ PALAVRASI olan 1915 olayları nedeniyle herkesten özür dileyerek ermenilere Anadolu’da istedikleri yeri vermemizin, ya da bor madenlerimiz dahil bir çok madenimizi ABD ye üç beş kuruş karşılığında satmamızın hiç bir sakıncası kalmamıştır. Öyle ya, bütün bunları isteyen ABD’nin başında, rengi azıcık koyu olsa da, Ankara’da kaldığı otelde sabah kahvaltısında ısrarla domuz pastırması istese de, BÜTÜN BİYOGRAFİLERİNDE KENDİSİNİN United Church of Christ mezhebine bağlı bir Protestan Hristiyan OLDUĞUNU SÖYLESE DE. O kesinlikle bir MÜSLÜMAN ZENCİ TÜRK vardır.

Buraya kadar anlatılanlara inanmayanlar, yandaki BARACK HÜSEYİN OBAMA resmini koyup ceplerine gitsinler ADANA, MERSİN veya KONYA civarlarına. Bu illerimizde yüzü güneşten kararmış binlerce yağız delikanlının ellerindeki resimdeki adama benzediğini göreceklerdir nasılsa. Ha Konya Ovasında tarlada çalışırken güneşten kararmış Hüseyin, ha ABD başkanı Kenyali Hüseyin. Fizik olarak var mı bir farkı ? YOK

 
Toplam blog
: 65
: 1039
Kayıt tarihi
: 26.11.11
 
 

Yüksek nükleer fizikçi ( İ.T.Ü.) En son Ankarada bir devlet üniversitesinde BİLGİSAYAR dersin..