Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Kasım '12

 
Kategori
Dünya
 

Obama ile Erdoğan yol ayrımında mı?

Obama ile Erdoğan yol ayrımında mı?
 

ABD Başkanı Obama, ‘Erdoğan'a dedim ki...’ diye söz başlamış.

Günlük bir gazetenin ilgili haberi için uygun bulduğu bir başlık bu. Bilindiği gibi son İsrail - Filistin kapışmasının durdurulması için ABD, Mısır ve Türkiye büyük çabalar harcamaya başladılar. ‘Oysa dünyanda barışı sağlamak için kurulmuş olan Birleşmiş Milletler nereye gitti ki!?’ diye sormadan da geçemeyeceğim bu konuyu.

Görülen o ki yanı başımızda Sıfır Sorun yaratalım diye yola çıkan AKP Hükümeti içinden çıkılmaz bazı sorunlar ile göğüs göğüse kaldı. Gerçekte başından beri her şey ‘Arap saçı’ bir görünüm içinde değil mi idi? Bana göre Ortadoğu paylaşımı sürecinde sorunlar güderek karmaşıklaşıyor. Olay bir satranç oyununda karşılıklı olarak bir kaç piyon harcandıktan sonraki duruma dönüştü.

Ortadoğu bağlamında dış siyasette de görüyoruz ki birbirini tartan tartana.

Herkes görevi gereğince birbirini yokluyor.

Bir kaçı hiç bir şeyi unutmazken bir kaçı kimi gerçekleri göz ardı etmeye çalışıyor.

Bu tür çekişmelerin içindeki kişilerin bir dökümü olarak:

B. H. Obama,

V. Putin,

M. Ahmedinejat,

M. Barzani,

Ş. Perez,

Kıbrıs Rum Başpiskoposu 2’nci Hrisostomos

D. Hristofyas,

N.El Maliki,

B. Esad ile Başbakan Erdoğan sayılabilir.

Bu devlet yetkililerinin karşılıklı etkileşimleri ile dengede tutulmaya çalışılan Ortadoğu’da bugüne kadar bir tek ‘kale’ yıkılabildi. Irak’taki Saddam Hüseyin’in Baasçı (Dirilişçi) uygulamaları artık yok. Ülke ABD’nin tepeden inme bir biçimde zorladığı  sözüm ona ‘demokrasi’ içerikli atamalara dayalı bir ‘cumhuriyet’ yolunda tepinip duruyor. ‘Tepeden inme bir cumhuriyet’ diyorum Irak için bile bile. Öyle olmasa idi Celal Talabani adlı bir kişiyi kim o cumhuriyetin başına getirir; hangi Iraklı Arap, Türkmen, Asurlu ona oy verirdi!?

Öte yandan ABD’nin Katar, Türkiye ve Suudi Arabistan devletleri ile birlikte bütün gücü ile yüklendiği Suriye Baas rejimi ise bir türlü pes etmiyor kendisine karşı en modern silahlar ile savaş veren güçler karşısında. Biliniyor ki onun da arkasında başta Rusya olmak üzere İran ile Çin var.

İsrail ise gelişmeleri kaptan köşkünden izliyor. Son olarak ‘uzaydan nokta atışı ile vurmuş olduğu bir Hamas liderinin ardından yöredeki barut fıçısı yeniden tutuşmaya başladı. Gazze saldırısının peşinden kendisine yöneltilen Hamas roketleri karşısında üç (3) yurttaşını yitiren İsrail Gazze kentinde en az seksen altı (86) kişiyi vurmuş bulunuyor. ABD Başkanı Obama’nın o gün yapmış olduğu açıklamaya göre, ‘İsrail kendisini savunma hakkını kullanıyor!’

Anlıyoruz ki İsrail’in karşı saldırıları için hiç kimse eleştiride bulunamaz. Oysa az önce öğrendiğime göre Filistin ile İsrail arasında bir ‘ateşkes’ sağlamak ve peşinden de uzun soluklu bir barış anlaşmasına gidilmesinin yolunu açmak isteyen Başbakan Erdoğan arasında ortaya çıkan yaklaşım farklılığı yüzünden Stratejik Ortaklık yeni bir yöne doğru kaymış bulunuyor.

ABD’nin güdümündeki siyasi ve toplumsal reformları uygulamaya başlayan Tayland’da gerekli incelemelerde bulunan Başkan Obama her şeye rağmen Ortadoğu’daki gelişmelerden kopamaz. ABD Başkanı, orada yaptığı bir konuşmada, dün Mısır’da görüşen Erdoğan ile Mursi için, ‘Ben, Mursi ve Erdoğan’a Filistin davasını savunanların Gazze’deki durumun daha da ciddileşmesi halinde iki devletli çözüme gidecek bir barış yoluna girilmesi ihtimalinin çok ileri bir geleceğe erteleneceğini görmesi gerektiğini söyledim’ açıklamasında bulunmuş.

Erdoğan ise Kahire’den döner dönmez İstanbul'daki yaptığı konuşmada, isim vermeden Obama'yı eleştirerek, ‘Görüştüğümüz liderlerin yaklaşımı çok enteresan. 'İsrail savunma hakkını kullanıyor' diyor. Bu nasıl adalettir?’ çıkışında bulunmuş.

Bakalım Ortadoğu’daki gelişmeler daha ne gibi çelişkiler ile çekişmelere yol açacak. Bence Ortadoğu artık hiç de eskisi gibi olmayacak: Yollar dikenli, yollar batak. Yollara gizli bir el mayın gömmüş olabilir. Yollar tekin değil çocuklar. Yola çıkmak cesaret ister. Dost düşman belli değil. Su uyur düşman uyumaz, demiş atalarımız; işte o günlere de çıktık çok şükür. Herkes birbirinin açığını arıyor. Gök yüzü bile tekin değil...


(19.11.2012) 

 
Toplam blog
: 570
: 1034
Kayıt tarihi
: 14.09.08
 
 

1974'te H.Ü. Sosyoloji ve İdare Bölümü'nü yüksek lisans tezi ile bitirdim. 1976 yılında yapımcı y..