Obama'nın elini sıktım:)

Obama, oturduğum küçük köyü ziyaret ederek kasabanın biz azınlık demokrat tabanına enerji yüklemek istemişti galiba. Sokaklara taşan uzun kuyruklar 1 saat içinde yok olmustu; 1000 kişilik bilet tükenmiş, biletsiz açıkta kalmıştık.

Ertesi gün arkadaşım J'nay'e (2 aylık hamile, siyah bir kadın) telefon edip, Obama konuşmaya başlamadan yarim saat önce gidip biletsiz içeri girmeyi bir deneyelim mi dedim, tamam dedi. 7 dakika içinde spor salonunun hemen önündeydik, burada herhalde park bulmam imkansız olur diye düşünürken, en öndeki yere park ettim. 10 metre ilerde kapıdaki görevli çocuk, biletsiz kimseyi sokmayin dediler dedi. "Hiç mi yer yok?" "Belki biletlilerden hastalanan vardır? " "En azından göremez miyiz" vs. diye ısrarlı sorularım sonuç mu verdi, yoksa J'nay'in siyah olması mı bilmiyorum ama, isminizi şu kağıda yazın ve girin dediler. Arkadaşım J'nay'in omzuna vurup "Kız ilk defa siyah olman belki işe yaradı dedim", gülüştük. Çünkü bizim kasabada siyahlar parmakla gosterilecek kadar azdı, bütün salon "beyaz"dı, belki de bu bizim avantajımız olmuştu; belki de benim ağlamalarım işe yaramıştı; bilemiyorum.

Makineden geçip, cüzdanlarımız arandıktan sonra, kapının önünde bekliyoruz belki bu kapıdan girer diye; görevli polis, karşıki kapıdan girecek dedi. Bir an durdum bu adam bizi mi işletiyor kapının yanından çekilsinler diye düşünürken Obama dediği kapıdan göründü. O ana kadar terbiyelice sandalyelerinde oturan beyler ve bayanlar ayağa kalktı ve alkış koptu. Biraz sonra herkes, yaklaşık bin kişi, oturdu biz yine ayakta kaldık/kalmayı seçtik. En arkalardayız ama yine de konuşma yaptığı kürsüyle aramızdaki mesafe sadece 4 metre. Arkadaşım J'nay olanca gücüyle "Seni seviyoruz Barack!! " diye bağırdı. Herkesin bakışlarını üzerimizde hissettim. J'nay in arada Obama konuştukça onaylayan ağzından, yüksek sesle çıkan "yeppp" "yeah" gibi seslerden sonra dürttüm; "biraz sus J'nay". Obama yılda 150 bin doların altında para kazanıyorsanız vergi iadesi alacaksınız dedi. Anlıyorum çaresizlikten yüzde 70 iniz yeni yerlerde kıyılarda petrol kazılmasını destekliyor ama bu çözüm değil dedi. Şirketlerin ellerinde zaten kazmadıkları kiraladiklari yerler var dedi. Üstelik güneş ve rüzgar enerjisine geçiş yapılacaktı, yeni "yeşil iş sahaları" yaratılacaktı. Çevreye ve alternatif enerji kaynaklarına yaptığı vurgu beni memnun etti, bu konuyla ilgili ilerde sormayı planladığım sorudan vazgeçtim. Sadece o çevreyle ilgili yapacaklarını anlatan cümlelerini bitirdikten sonra heyecanlanıp bağırmışım "Please do! " Yanımdaki çocuğun cep telefonunu yüzüme doğrultuğunu hissettim, galiba ani ses çıkarmam onu şaşırtmıştı. O an ne umurumdaydı, ne de farkındaydım ama sonradan youtube'e bakınca gördüm meğer cep telefonlarıyla çekim yapıyorlarmış ve çektiklerini youtube'e asmışlar.

Eğitime vurgu yaptı, sistemde arkada kalan çocuklara. Öğretmen maaşlarını artıracağını söyledi. J'nayle ben ellerimizi birbirine vurduk, ohh yağlı börek... Eğitimciler arasında hissedilen bir gerçektir ki ne zaman demokratlar başa gelse eğitimin pastadan alacağı pay artar; cumhuriyetçiler geldiğinde de savunmanın payı artar. Yaklaşık 45 dakika sonra konusması bitti. Kendisine sorulan 3-5 soruyu cevapladı.

Salonun önündekilerin ellerini sıkmaya başladı. Öne ilerledim, sandalyenin üzerine çıkıp elimi uzattım, sıktı elimi.

Birşeyler söyleyebilirdim 3-5 saniyelik sessizlikte, ama sessiz kalmayı tercih ettim.

Yanımdaki asker giysili kişiyle konuşmaya başladığında olay mahallini çoktan terk etmiştim.

Fotoğraf makinemi bile yanıma almamıştım yine, fotoğraf çekmeyi sevmem pek, ama bu durumda makinem yanımda olsa hiç fena olmazdı... Okulda çocuklara bazen gözlerimi kırpıp, beyin resminizi çektim diyorum - aksilik olursa, yüzünüz beynime işli anlamında, hani şu filmdeki gibi. Geçenlerde biri sordu, hocam ne zaman beyin resimlerini banyo yaptıracaksınız diye :) Yine öyle yapmıştım, Obama'nın bu ziyaretinden bir iki sahneyi beynime kazımıştım, fotosunu çekmek yerine.

Obama sectiği potansiyel başkan yardımcısını açıklayacak Cumartesi günü, Springfield, IL. de. Davetiyem çıktı e-postadan. Kimi seçti dersiniz... Hillary ?? Bahisler açık...

Demokrat "parti lideri" secimlerinde Hillary'e giden oyların zaten kendine geleceğini düşünse bile Hillary'i seçmiş olabilir?

Bu arada "bir kırmızı telefonda benden youtube'a" adlı bloguma bir ek yapmak istiyorum. Üç ay önce beyaz sarayın içini gezdik. Burası yeşil oda, burası mavi oda vs. derken sıra kırmızı odaya geldiğimizde görevliye peki kırmızı telefon nerde deyince güldü, kırmızı telefon diye bir şey yok dedi:) Kelimenin gelişi öyle söylüyorlar dedi, aklıma gelmişti böyle olabileceği ama yine de bir ihtimal diyordum, olur olur:)