Obama'nın kırmızı çizgileri

ABD başkanı Obama hoş konuşan, hoş konuştuğu kadar da (değişik bir şey söylemeyen anlamında) boş konuşan, ancak olaylara politik yaklaşım farklılığı sergileyen siyahi bir başkan görüntüsü vermektedir. Bölgemize yönelik ABD politikaları açısından önemli değişiklik gözlenmemektedir. Bush demir yumruk politikası uygularken, Obama ise kadife eldiven içersinde demir yumruk politikasını uygulamaktadır.

Bütün ABD başkanları gibi Obama da Türkiye’ yi AB’ye alın diyor , her zaman olduğu gibi AB ‘nin kötü adam rolü oynayan devletleri başta Fransa, Almanya , Avusturya olmak üzere hayır (yaklaşım iyi polis, kötü polis ) diyorlar.

Ermeni soykırım iddiası da ABD ‘de bütün seçim dönemlerinde kullanılan seçim vaadi olup, demoklesin kılıcı gibi (Türkiye ‘yi isteklerini kabul ettirmek Yahudi lobisinin kontrolünden çıkması engellenerek İsrail eksenli politikaya hizmet etmesi sağlanmış olur) Türkiye’nin üzerinde sallanmasına müsaade edilir; seçimden sonra buzdolabına konur.

Diğer ABD başkanları gibi bu konuda da fikrini değiştirmediğini; yani’ ne şiş yansın ne de kebap yansın ‘ yaklaşımı sergilenmeye devam edilmiştir.

PKK ve El kaide örgütünü terörist olduğunu söyleminde de değişik bir şey yok . Yıllardır ABD kontrolünde Kuzey Irak yönetimi altında PKK lojistik olarak korunur eğitim alır, bize saldırır. Anlık istihbaratın ne işe yaradığını da pek fazla anlamış değiliz. PKK bize karşı kullanılırken, İran’ a saldıran pejak terör örgütü de İran’a karşı kullanılır. Nedense, İran ile Türkiye’nin her türlü dostane ilişkileri tehdit kokan politikayla bertaraf edilmeye çalışılır.

Ruhban okulunun açılması her ABD başkanının öncelikli politikası olup, Katolik dünyasını bağımsız din devletine benzerini, Ortodokslar için İstanbul’da Fener bağımsız din devletini kurarak Rusya’nın Ortodokslar üzerindeki nüfusu kırılmak istenmektedir.

Ermenistan sınırını açın demekle Ermenistan’ın Azerbaycan’ın toprakları olan Yukarı Karabağ’ın işgalini bize kabul ettirip , kardeşimiz olan Azerbaycan ile aramızı bozup Türk dünyasının birliğini dinamitlemek istemektedirler.

Obama’nın amacı Türkiye ile bozulan ilişkileri onarırken , İslam dünyasıyla empati kurarak ABD den kaçan Arap sermayesini geri getirmeye çalışmakta , diğer taraftan Türkiye’yi İsrail ve Batı yanında duruşunu sağlamlaştırarak AB’nin ve ABD ‘nin enerci politikalarının güvenliğini sağlamayı hedeflemektedir.. ABD ve AB ‘nin İslam karşıtı görüntüsünün sakıncalarını fark eden bu çevreler dünya enerci kaynaklarının Çin ve Hindistan’ın eline geçmesinin engellenmesine , bir yandan da Rusya’nın enerci kaynakları üzerindeki hegemonyasını sınırlandırmaya çalışmaktadırlar.

Sonuç olarak Obama ABD politikalarının değişmediğini yaklaşım farklığı olduğunu göstermiş oldu. Seçim sırasında Ermeni soykırımı hakkında söylediğinin arkasında durduğunu, uygun bir dille de olsa TBMM ‘sinde de söyleyerek, bizim kırmızı çizgilerimizin morarmaya devam ettiğini göstermiştir. Ne yazık ki bizim devlet büyüklerimiz Ermenilerin 1996 yılında Azerbaycan’da yaptığı, halen şahitleri yaşayan Hocalı katliamını dillendiremediği gibi, ima dahi edememiştir.