Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Kasım '12

 
Kategori
Siyaset
 

Obama seçildi, başkanımız gibi nasıl sevindik...

Obama seçildi, başkanımız gibi nasıl sevindik...
 

Barack Hüseyin Obama ABD başkanı, ikinci kez seçildi...


 

Obama yeniden ABD başkanı, başkanımız(!). Dünya dört yıl öncesinden daha demokratik, özgür ya da barışa yakın değil. Aksine savaşın, şiddetin giderek arttığı ve yayılmaya yüz tuttuğu bir dünya var.

 

Afganistan, Irak, Libya, Mısır, Tunus, Suriye... ABD’nin ‘özgürleştirmek” iddiası ile direkt veya dolaylı olarak müdahale ettiği, çıkarları için operasyonlara giriştiği topraklarda asker ve sivil binlerce insan ölüyor/öldürülüyor.

 

 

Barack Hüseyin Obama’nın ilk seçildiği Ocak 2009’da paylaştığım yazımdaki tespitlere baktıktan sonra devam edelim:

“...Obama dünyaya pazarlanacak yeni ABD imajıdır. Durumu kurtarır mı derseniz baştan söyleyeyim kapitalizm yarattığı krizden bir şekilde yakayı sıyıracaktır fakat en azından bedelini dünyanın emekçilerine (zencilerine) ödetmek için de her türlü dalavereye, ortaoyununa kalkışacaktır.

 

Obama bu işte bu orta oyununun adıdır.

 

Görünüşe bakılırsa daha koltuğa yerleşmeden buralarda Egenekon, Gazze’ye de katliam olarak yansıyan yeni kurtuluş reçetesi emperyalist ABD’nin Obama ile yeni bir sayfa açma çabasının sonucudur.

...

Nacizhane tespitim odur ki ABD’nin kaymak tabakası sayılacak popüler sanatçılarının da geniş desteğiyle koltuğa oturan ve adına balolar düzenlenen Obama; Lincoln’un öptüğü İncil’i yeni bir başlangıç naziresi olarak öpüp başına koyması da bir şey değiştiremeyecek. Çünkü dünyayı cehenneme çeviren emperyalist aç gözlülüğün kanattığı yaraları sarmanın yolu kapitalizmin bulduğu çözümlere odaklanmak veya teslim olmaktan ziyade mağdurlarının yumruğunu masaya koymasını gerektiriyor.

 

..,İşsizlik, sağlık harcamalarının yükünün çalışanlara yıkılması, kangren olan sorunlar...

 

Obama umut olarak; hem küresel açgözlülüğe, hem de dünyaya, zenci kökenine vurgu yapılarak sunuluyor. Oysa Türkiye’de yaşanmış örnekten yola çıkarak, ister rengi hesabıyla, isterse dışlanmışlık anlamında düzenin “zencileri”nin iktidarının(!) yeni zenciler yaratmaktan öte sonuçları olmadığını da biliyoruz.

 

Sonuç; ABD, dünyada yaşadığı irtifa kaybından kurtulmak için Obama'yı seçmiştir.. Üstelik “kimsesizlerin kimsesi, sessiz yığınların sesi” olması konusunda aldığı nasihat da Türkiye Başbakanından.”(Ankara, 21Ocak 2009)

 

 

 

Başka bir yazımdan kısa bir alıntı:

“Obama ile ABD politikalarının biçimi değişti, Afganistan, ve Irak’ta yapıldığı  gibi  işgal etmek yerine  hedef ülkedeki yerli işbirlikçiler aracılığıyla çıkarılan isyanlar dünyaya daha kolay pazarlanabiliyordu. ABD işgalci muamelesi görmüyor sözde özgürlük hareketlerine yardım ediyordu. Tunus, Libya, Mısır, şimdi ise hedefte Suriye ve İran var.”

 

Obama başkanımız(!) yeniden seçildi. Yazının girişinde de söz ettiğim üzere dünya giderek savaşların şiddetin yayılmaya yüz tuttuğu bir görüntü veriyor. Obama’nın koltuğa oturur oturmaz  Nobel Barış Ödülü alması üzerine ‘Nobel Obama’ya düştü’ diyerek birazda ironi yapmıştım; savaşlar, biteceğine yaygınlaştı haklı çıkarırcasına...

 Amerikan kamuoyuna  verilen Afganistan’dan çekilme sözünü yerine getiremeyen Obama, insansız hava araçları ile yapılan operasyonlarda sivil kayıpların artmasından da sorumlu.

 

ABD’nin Afganistan coğrafyasında savaştığı Elkaide örgütü,  Suriye’de dost/müttefik! Radikal İslamcıların Romaney’e karşı neredeyse kazanması için dua ettikleri Obama’yı tercih etmelerinin nedeni de İsrail’e  Obama’nın mesafeli tutumu.

 

ABD seçimini yaptı. Obama başkanımız(!) olmuş gibi. Dev ekranlar kurup karşısında seçim sonuçlarını izledi Türkiye. Sonuçta iktidarın da kazanmasını arzuladığı Obama yeniden seçildi. “Stratejik ortak” Obama/ABD’de ortaya çıkan sonuçtan Erdoğan’da memnuniyet duyuyor..

 

“Obama ile stratejik ortaklığı, model ortaklığa tırmandırdığımız dönemini yaşadık. Birbirimizi iyi tanıdığımız için şimdi verimli adımlar atabiliriz. Bu dönemi final dönemi olarak tanımlamak istiyorum.” diye Endenozya’da açıklama yaptı.

 

Obama’nın zaferinden sonra ‘Mavi kırmızı eyaletler yok, tek Amerika var’ sözünün etkisi açıklamalarına yansıyan Erdoğan ABD’de seçim sürecinden etkilenmişte. “İki tarafın da başarısı takdir edilecek cinsten. Takındıkları tavrı da takdir ediyoruz. Darısı da başımıza diyoruz. Obama’nın açıklaması çok önemliydi. ‘Mavi kırmızı eyaletler yok tek Amerika var’ açıklaması tüm Amerikalıları kucaklama açısından çok önemliydi” diyerek ABD seçim süreçlerine ve başkanlık sistemine ‘hayranlığını’ ifade ediyor.

 

Erdoğan Suriye konusunda da Obama’dan ‘beklentileri olduğunu’ ifade etti.

 

Türkiye’nin yakından izlediği, iktidarın kader birliği yaptığı ABD’nin seçimine ‘model ortak’ olarak ‘Obama başkanımız’dan neredeyse daha çok sevindik!

 

ABD’nin temel dış politikaları değişmeyecek. Küresel köye ayar çekme konusunda Suriye politikalarında seçim öncesi yaptığı strateji değişikliği artarak sürecek. Türkiye’den Katar’a giden biküvi kutularının içinde ortaya saçılan silahlar, Doha’da toplanılan Suriye muhalefeti  değişen stratejide yeni hamleler olarak öne çıkıyor. Suriye treni katar, katar derken gelişmeler ile ilgili tespitlerimi ifade etmiştim.

 

Türkiye oyunda rolüne kendini fazla kaptırdığı için Suriye’den yapılabilecek olası füze saldırılarından korunma derdine düştü. Patroit tedarik etmek için girişimlerde bulunan Türkiye’nin resmi olarak Nato’ya başvurması gündemde.

 

Ne diyelim dünya küresel bir sahne, oyun, orta oyunu sürüyor.

Yardımcı rol olmasa da figüranlığa rıza göstermeye ‘model ortak’ dünden hazırız.

İyi seyirler...

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..