Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ocak '09

 
Kategori
Deneme
 

OBAMA ve DIŞ POLİTİKASI

OBAMA ve DIŞ POLİTİKASI
 

" Obama umuarız dünya barışına umut olur..."


OBAMA ve DIŞ POLİTİKASI


Obama öncesi ABD, yıllar öncesinde olduğu gibi sömürgeci savaş politikasıyla bir çok sivillerin ölmesi yanı sıra, küresel krizlerin domino taşı gibi dünyayı etkilediği işsizlikle, insanoğlunun felaketine ortak oldular. Kimsenin yaptığı yanına kar kalmamalı. Bush’da, binlerce insanın ölümünden sorumlu olarak gerektiğinde yargılanmalı ve hukuk önünde hesabını vermelidir!...


Obama ve ailesini, yemin töreninde hep magazin yönüyle ilgilendik. Eşinin ne giydiği ile uğraştık. Obama’nın dış politikada neler yapacaklarını biliyor musunuz? Hiç ilgilendiniz mi? Gelin hep birlikte bir göz atalım, şu ABD politikasına.


Obama öncelikle, ABD’nin dünyada kaybolan saygınlığını yeniden kazandırarak “ Küresel Liderliği”ni pekiştirmek istiyor. Özellikle bizi ilgilendiren Ortadoğu politikasına gelince, Irak Savaşı’nı sonlandırıp, ‘Büyük Orta Doğu Projesi’ne yönelmek, Şii ve Sünni gruplar arasındaki anlaşmazlıklara, ABD’nin askeri bir çözüm bulamayacağı, bu nedenle bu gruplara çözüm baskısının yapılmasını istiyor, Filistin ve İsrail anlaşmazlığının çözümüne hız vermeyi düşünürken, İsrail’in güvenliğinin sağlanmasını da ihmal etmiyor. Yine İran ile askeri yaptırımlar göz ardı edilmeden, öncelikle görüşmelerin yapılmasını, nükleer programın devam etmesi halinde, ticari yaptırımlar ile faturanın İran’a kesilmesi için diğer ülkelere baskı yapılmasını ve tüm bu oluşumlar için de askeri güce ihtiyaç olduğu ve askeri konulara önem verilmesinin gerektiğini vurguluyor. Askeri daha çok, güven ve istikrar yanı sıra yeniden imar ve operasyonlarında kullanılmasını uluslar arası desteğini alınarak gerçekleştirilmesi de politikasının içinde yer alıyor,

Obama’nın Türkiye’ye bakışı da şimdilik iç açıcı değil! Yunan-Amerikan cemaatine gönderdiği bir mektupta, “ Sorunun müzakereler yoluyla çözümü ve Kuzey Kıbrıs’taki Türk işgaline son verilecektir” şeklinde olması düşündürücüdür. Ayrıca, Irak politikası değişikliği ile birbirleriyle yalnız kalacak olan grupların, Irak’ta yaratacağı iç savaşın, Türkiye ve diğer komşulara ne şekilde yansıyacağına da, o ülkelerin şimdiden hazırlıklı olması gerekecek… Bir başka sorunda, sözüm ona ‘Ermeni Soykırım Tasarısı’ için kırk ülkede alınan kararlara bir şey yapamadığımız gibi, ABD’nin bu konuda alacağı karara ne yapabileceğimiz ve ‘Bizim, ABD ile olan, dış politikamızı nasıl etkileyecek?’ sorusudur?

Küresel Terör’de Afganistan ve Pakistan’ın, El Kaide ve Talabani’ye karşı daha etkin olmalarının isteneceği, Birleşmiş Milletler’in örgüt yapısı içinde değişikliklerin ve reformların şart olduğu ve ABD’nin dünyanın her yerinde halkların korkmadan kendi liderlerini seçebileceklerini ve ülkelere yapılan dış yardımlarda artışların olacağını belirtmiştir. Dünya barışının tesisi için dünya liderleri ile bir araya gelerek Nükleer konusunun tartışılacağı ve Atom Enerji Kurulu’nun etkinliğinin artırılacağını vurgulamış.

İşte bizleri yakından ilgilendiren bir konu daha, Obama, ABD’nin demokratik ülkelerin bir ortak örgüt altında toplayarak “Demokratik Cemiyet”in kurulmasını gerçekleştirmek ve aynı değeri taşıyan ülkelerin üye olacağı bu örgütün Birleşmiş Milletlerin yetersiz kaldığı dönemlerde devreye girerek dünya barışına katkı sağlanacağını belirtmiş.

Umarım, çok ilgilendiğimiz Obama’nın elbisesinin en üstündeki beyninden ABD’nin Dış Politikası hakkında, kısada olsa bilgi sahibi olmuşsunuzdur. Ancak, şu demokratik ülkeler grubuna, ülkelerin hangi şartlarda katılacağı hususu beni düşündürdü. Basın özgürlüğünde sınıfta kaldığımız, Ergenekon gelişmeleri ile aydınların kafasında düşünce yumağının oluştuğu ve tutuklandığı bir ortamın. bu gruba katılmamıza ne kadar katkı sağlayacağı, oldukça düşündürücüdür. Aslında bizlerin şimdiden bunları ciddice tartışıp, o ülkelerin içinde bulunup, bulunmayacağımızın dersini çok iyi çalışmamız gerekecektir.

Yoksa sınıfta kalır, sonrada pişman olup, “ Biz nerede hata yaptık?” diye sızlanıp dururuz. Bununda ne bize, nede dünya barışına katkısı olur.


Siz ne dersiniz?


Sevgiyle, barışça kalın.


25.01.2009/Bursa

Ertuğrul ERDOĞAN

 
Toplam blog
: 300
: 466
Kayıt tarihi
: 06.05.08
 
 

Ertuğrul Erdoğan, 1958 yılının sonbaharında Ankara'da doğdu. 1968 -1980 yılları arasında babasını..