Obezite Cerrahisi Kanser riskini azaltır mı?

Obezite, tüm dünyanın muzdarip olduğu, kötü beslenmeden ve diğer hastalıklarda kullanılan tedaviden kaynaklı oluşabilmekte olan ciddi derecede bir sağlık problemidir. Ülkemizde de en az diğer ülkeler kadar büyük oranda görülmeye başlanan Obezite hastalığının, her geçen gün hazır yiyecek ve sağlıksız beslenme oranlarından kaynaklı arttığı ve bu yönde çalışmalar ile bu problemin önüne geçilmeye çalışılmaktadır. Başka diğer hastalıklara da bağlı olarak ortaya çıkabilen ve gitgide hastanın kilo almasını hızlandırarak önüne geçilmez bir hale dönüşen obezitenin, bazı durumlarda ve çok ileri vakalarda hastanın sağlık durumu ve bünyesi müsaade ettiği sürece cerrahi tedavi uygulanması da mümkündür. Obezite cerrahisi, bazı hastalarda normal yollardan vücuttaki yağ birikimlerinden kurtulmanın çok kolay olmadığı hatta başarısızlıkla sonuçlanmaktan da öte daha kötüye gitmesi durumunda uygulanması tercih edilen bir tedavi yöntemidir. Bu yöntem sayesinde aşırı ilerlemiş olan ve normal yollardan tedaviye cevap vermeyen hastaların kilo durumları kontrol altına alınabilmekte, aynı zamanda obezitenin de yol açtığı diğer hipertansiyon, diyabet ya da kanser gibi hastalıkların riski de bağıntılı olarak azaltılmaktadır. Birçok cerrahi durumda test edilen ve birçok hasta ile de çalışmalar yapılmış olunan Obezite cerrahisinin özellikle kanser riskinde ciddi derecede azalma sağladığı, böylelikle bireyin vücudundaki fazla yağlardan kurtulması değil, aynı zamanda tüm diğer hastalık risklerinden de kurtulmaya başladığı gözlemlenmiştir. Özellikle bel gölgesindeki yağ miktarı ne kadar fazlaysa, böbrek yağlanması ve kalp krizi riski kadar kanser riskinin de arttığı bilinmekte, böylelikle bu vücutta biriken zararlı yağlardan ne kadar kolay kurtulunur ise diğer hastalıkların oluşma riski de bir o kadar düşürülmüş olunur.

Obezite Cerrahisinden Sonra Dikkat Edilmesi Gerekenler

Obezite cerrahisi, aşırı derecede ilerlemiş kilo problemi olan hastalara “uygun görüldüğü takdirde” uygulanan bir tedavi çeşididir. Bu süreç uzun ve her ne kadar çok şiddetli ağrılara sancılara sebep olmasa da büyük sabır gerektiren bir süreçtir ve tedavi sadece cerrahi müdahale ile çözümlenmemekte, aynı zamanda beslenme açısından da sonrasında dikkat gerektiren yine uzun bir süreçten oluşmaktadır. Bu sebeple uzunca bir süreç boyunca gösterilen tedavi ve sabır, sonrasındaki süreçte de doğru ve dikkatli bir yöntem uygulandığında ancak doğru ve kalıcı bir sonuca ulaşılabilir. Bu sonraki süreç dâhilinde ise beslenme açısından uygulanılacak birkaç yöntem ve dikkat edilecek bazı noktalar vardır. Bunlardan birinci; en başta her türlü yiyeceğin miktarına dikkat etmektir. Çok faydalı da olsa tüketilecek besinin miktarı normal ölçüsünü aştığında, zararlı bir besine dönüşmekte ve vücutta yine yağ birikmesine sebep olabilmektedir. İkinci adımda ise dikkat edilmesi gereken, tüketilecek besinlerin glisemik indeksine göre en düşük indekse sahip olanlarını tüketmektir. Besin içerisinde glisemik indeks, vücuda giren besin maddelerinin kan şekerine etkisine göre fazla ya da az diye nitelendirilmekte, bu sebeple besin maddesi ne kadar düşükse, sağlıklı bir diyet aşamasında bir o kadar kilonun kontrol altında tutulmasına yardımcı olacaktır. Ayrıca karbonhidrat seviyesi yüksek olan yiyeceklerden olabildiğince kaçınarak, mideye takılan tüp sonrası işlemden yaklaşık bir hafta sonraki süreç içerisinde berrak sıvı tüketimi altındaki bir plan ile de mide rahatlığı ve kilo kontrolü rahatlıkla sağlanabilmektedir. Berrak sıvı tüketiminde ise daha çok üzüm suyu, tavuk ya da et suyu ve entral sıvılar olarak listelenebilmekte, böylece midenin rahatlığını daha kolay sağlayabilmekteyiz.

Obezite Cerrahisi Sonrası Faydalı Olan Egzersizler

Obezite cerrahisi ile mideye tüp taktırdıktan sonraki süreçte, vücut sağlığımızı korumak ve yağlarımızdan olabildiğince kolay ama sağlıklı şekilde kurtulmak önemlidir. Uzman tarafından verilecek olan beslenme ve egzersiz programlarına ciddi derecede uyum sağlamalı, ancak böylelikle asıl sağlıklı vücudunuza kavuşabilirsiniz. Bu sebeple Obezite cerrahisi sonrasında ve hatta cerrahi öncesinde dahi sizlere oldukça yardımcı olacak bazı egzersizler vardır. Egzersiz yapmanın normal günlük yaşamda bile çok önemli olduğu, sadece kilolu insanlar için değil sağlıklı ve zinde kalabilmek adına da her gün en az yarım saat yürüyüşün uzmanlar tarafından tavsiye edildiğini hepimiz bilmekteyiz. Bu sebeple kilodan dolayı aşırı muzdarip olunan ve tüm hastalık risklerini azaltarak sağlıklı kalabilmeyi başarmak adına yapılması gereken bazı egzersizler de vardır. Yapılacak olan ve uygun görülen egzersizler, hekiminiz tarafından sağlık durumunuza binaen ayarlanacak olup, hem kilo vermenizi, hem de verdiğiniz kiloları geri almamanızı sağlayacaktır. Bu egzersizlerin kaslarınızı güçlendirerek daha zinde olmanıza, vücudunuzdaki metabolizmanın hızlanmasında, uzun ve sabırlı olmanızı gerektiren kilo verme sürecindeki yaşayabilme ihtimaliniz olan psikolojik stresin düzelmesine ve kendinizi daha iyi hissetmenizde büyük rolü vardır. Aynı zamanda diyet boyunca yapılacak olan egzersizler, vücudunuzdaki kas kaybı ihtimalinizi de ortadan kaldırarak daha çok yağ yakmanıza yardımcı olmaktadır.

Obezitenin Vücuda Yarattığı Zararlar

Obezite, vücutta zararlı yağların aşırı derecede birikmesi sonucu halk arasında aşırı kilolu olarak tanımlanan hastalığın adıdır. Görüntü itibari ile de sağlık problemi olduğu açıkça anlaşılan Obezite hastalığının en çok da vücutta yarattığı diğer riskli hastalıkların tetikleyicisi olmasından dolayı genel anlamda zararı oldukça büyüktür. Obezite sonrasında en çok aşırı yağlanma göbek bölgesinde görüldüğü için, göbek bölgesindeki yağlanma ise böbrek yağlanması, kalp krizi riskini artırması, tansiyon ve şeker hastalıklarını da beraberinde getirerek vücudun tüm organlarına yarattığı negatif etki bilinmektedir. Ancak, vücuttaki aşırı yağlanma, bütün organlarınıza olumsuz etki ettiği gibi, aynı zamanda beyine ve beyin hücrelerine de oldukça hasar verdiği tespit edilmiştir. Öyle ki; Obezite hastalığından muzdarip olan bireylerin, normal sağlıklı bir kilodaki bireylere göre Alzheimer gibi beyinden kaynaklı hastalıklarda da yaklaşık %35 oranında daha risk altında oldukları da bilinmekte. Bunun sebebi ise araştırmalar sonrasında, vücuttaki birikmiş zararlı yağ hücrelerinin vücuda “interleukin” isimli, beyin sistemine ve hücrelerine ciddi derecede zarar veren bir madde ürettiği, aynı zamanda yine bu hücrelerin beyin üzerinde aşırı proteinden kaynaklı fonksiyonel hastalıklara sebep olabilecek rahatsızlıklara sebep olduğu görülmüştür. Ayrıca sadece organlarımıza da değil, Obezite ile bedene biriken bu zararlı yağlar, psikolojik olarak da bizleri etkilemekte ve böylelikle depresyondan kişilik bozukluklarına kadar birçok psikolojik hastalığa da sebep olmaktadır.

Obezite Cerrahisinden Sonra İhtiyaç Duyulan Vitaminler Nelerdir

Obezite cerrahisi bir ameliyat ve bu ameliyat sonrasında ise sadece sizinle ilgilenen doktorunuzun önerilerine göre sonrasında da kilo vermeniz için diyet, egzersiz ve besin takviyelerinden oluşan bir süreç içermektedir. Bu sebeple, Obezite cerrahisi ardından almanız gereken tüm besinlerin hekiminiz tarafından “size özel” şekilde listelendiği gibi ihtiyacınız olan vitaminlerin de belirli bilgisi sizlere verilmektedir. Bu sebeple, hekimin uygun gördüğü koşullarda diyet planına uymak, önerilen miktarda uygun görülen vitaminleri almak ve aynı zamanda egzersiz hareketlerinde bile hekiminizin uygun bulduğu hareketlerle sporunuzu tamamlamak çok önemlidir. Bu süreçte ek vitamin ve mineral takviyesi alınması belki hastanın durumuna göre zorunlu olmayabilir ancak hekiminizin bu uzun soluklu ve vücudunuzun alışık olmadığı bir beslenme sürecinde herhangi bir şekilde gerekli maddelerden eksik kalmamanız ve az besin tükettiğiniz için vitamin ve mineral bakımından sağlık durumunuzun tehlike altına girmemesi için uygulanabilir bir yöntemdir. Aynı şekilde, geçirilen operasyonun büyük riskler altında bireye zarar vermeyeceğinden ve sonrasında da vermemesi açısından önlem almak, kimi zaman ise diyet sürecinde farkında olunmadan kaybedilen kan değerleri ya da mineral ve vitamin gibi gerekli değerlerin azalmasını önlemek de yine vitamin takviyesi için geçerli bir sebeptir. Yapılan birçok sağlık çalışması sonucunda, Obezite cerrahisi ile mideye tüp yerleştirilme işleminden sonra, vücudun ihtiyaç duyduğu kadar beslenen hastalarda bile birçok vitamini alamadığı bu sebeple başka hastalıkların riskini artırdığı gözlemlenmiştir. Bu nedenle, bu tür bir ameliyat sonrasında, genel olarak hastaların çoğunda A vitamini, C vitamini, kalsiyum ve demir eksikliği gözlemlenirken, aynı zamanda B vitaminlerinden de B1,B3, B5 ve B6 gibi bazı değerlerin takviyesine ciddi anlamda ihtiyaç duyulabilmektedir. Bu tür vitamin ve mineral eksikliklerinin tespiti ile birlikte, hastaların en çok ihtiyaç duyduğu ve genelde bunların takviyesinde ciddi derecede bir önem görülen vitaminler ise multivitaminler ile birlikte B12 vitamini ve kalsiyum takviyesidir. Vitamin ihtiyacının sağlıklı bireyler de dahi görülebilmesi, vitamini vücuttaki besinlerden yeterli miktarlarda alınamadığının ve sağlıklı dahi olsanız bu tür takviyelere zaman zaman ihtiyaç duymak zorunda kalabileceğinizin göstergesidir. Bu sebeple Obezite cerrahisinde de mutlaka vitamin takviyesi ve diyet programına özen gösteriniz.

Dr. Tuğrul Demirel

www.tugruldemirel.com