Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Kasım '09

 
Kategori
Siyaset
 

Öcalan bir konuda haklı

Öcalan bir konuda haklı
 

Öcalan'In ya kafası çok karışık yada kafayı yemek üzere..


Günlerdir, kopan yada kopartılan fırtınaların farkındasınız değil mi? Aslında benim endişem bu fırtınalar değil. Bunlar da bir bakıma fırtına değil bence. Bunlar, yalnızca gök gürültüsü. Asıl, bu gök gürültülerinin arkasından gelecek, yağmur ve sert fırtına beni düşündürüyor. Asıl o zaman bir kâbus olabilir. Neden bahsettiğimi açıklayayım.

Şu dağdan inen 34 Pkk’lıların affedilme-salıverilme ve sonrasında bir gövde gösterisine dönüşen hadiseyi biliyorsunuz. Bir önceki yazımda da buna değinmiştim. Bu olay, her ne kadar inkâr etseler ve yalanlasalar da, Dtp ve ona bağlı olan legal örgütler, belediyeler ve Pkk iş birliği altında gerçekleştirilen bir organizasyondur. Siz bakmayın onların, bu işin böyle gelişeceğinden haberimiz yoktu, planlı olarak yapmadık. Oradaki olaylar kendiliğinden gelişti. Dtp’nin bu işte parmağı yok. Dtp bu işin planlayıcı değil” türünden yapılan açıklamalara. Tüm bunlar düpedüz yalan, inkârcı, kışkırtmacı ve bir o kadar da devleti ve bu ülkeyi arkadan vurmacı, hain emelli, halkı kışkırtmacı, devleti alaya almacı ve küçük düşürücü ve bölücü propagandanın bir ürünü eylemlerdir bunlar. Ve eğer, gerçekten hem siyasi, hem polisi önlem alınmazsa ve engellenmezse, Dtp’nin ve Pkk’nın gövde gösterisi bir çığ gibi büyüyecektir. Mademki sizin bir parmağını yoktu, partinizin seçim otobüsleri, belediyelerinizin resmi plakalı arabaları, partinizin vekilleri, dtp ve pkk bayraklarının orada ne işi vardı. O pahalı kutlamaların masrafları nereden çıktı ? Hemen söyliyelim. Dtp ve Diyarbakır büyükşehir belediyesi kasasından. Ee, daha ne ?

Neden yalan ve inkar dediğimi anlayacaksınız. Hoş ben bunları yazmasam da, siz zaten onların farkında olan ve durumu kavrayan insanlar gurubundansınızdır, buna eminim ama belki durumu kavramayanların kulağına kar suyu kaçırmak anlamında bir yazı yazayım istedim..

Dtp yalancıdır ve de inkarcıdır, ve de bölücü emeller peşindedir, ve de Pkk destekçisidir, ve de vesaire, falan filan. Bunları çok yazdık, çok konuştuk. Bunları yazıp çizince, adımız kafatasçı milliyetçi veya ulusalcı oldu. Daha bize ‘ergenekoncusun’ diyen olmadı ama bunu diyen de saftirik birileri çıkar merak etmeyin. Dtp’nin Kürt halkının temsilci olmadığını ve olamayacağını onlarca yazımda yazdım. Bugün de ben maalesef aynı yerdeyim ve aynı görüşteyim.. Aslında Dtp’de öyle. Aynı yerde ve aynı görüşte. Yalnız, işin tuhafı onların biz “kürt halkının temsilcisiyiz” demeleri bana yalan geliyor. Yoksa ‘sayın’ dedikleri Öcalan’a ve Pkk’ya bağlılıklarını her zaman dile getirdiler ve bunu siyasi zemine de taşımayı başardılar. Bir de halkı iki farklı millet şeklinde ayırmak istemeleri fikirlerinden, yalan ve dolanlara rağmen vazgeçmediler. Ama maalesef ki bunu hala görmeyen ya da görmek istemeyen bir zümre var bu ülkede..

Terörist elebaşısı Öcalan, bir hükümlü. Hem de ömür boyu ağırlaştırılmış bir hüküm sürecek inşallah !. Ne o ! bu sözümde bir kinaye mi hissettiniz. Doğrudur.. Ben bu gidişle, tutukluluğunun ömür boyu bile sürmeyeceği kanaatindeyim. Zira Dtp’li vekiller ve vekil olmayanlar, hemen hemen Avrupa’nın her yerinde, Avrupa parlamentosunda bile, mikrofonları ellerine alıp, Türkiye’yi yerin dibine sokmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Kendi televizyon kanallarında, her türlü hakareti ve propagandayı rahatlıkla yapıyorlar. Türkiye’yi ve Türkleri sevmeyen Avrupa da bu malzemelere bayılıyor. Onlara destek veriyorlar. Kendilerince ‘ezilen halkların’ yanında yer alıp, Türkiye’ye karşı tavır takınıyorlar. Öcalan’ı Mandelaya kim benzetti ? Bu sebepten dolayı da, bir sürü öneri ve şartlarda kapımızı çalıyorlar. Türkiye’yi istedikleri gibi yönetmek ve yönlendirmek istiyorlar. Bunu isteyenlerin en başında da en büyük müttefikimiz (!) ABD geliyor. Bu ABD öyle bir plan proje ve derin hesaplar peşinde ki, ikili oyunlarla hem Pkk’yı idare ediyor, hem de hükümeti idare ediyor. Resmi görüşmelerde ve açıklamalarda “PKK bizim düşmanımız, onlarla ve terörle mücadelede Türkiye’ye her türlü yarıma hazırız” derken, İncirlik üssünden Pkk’ya yardım (belki de silah) taşıyan uçaklar havalanabiliyor. Ankara’da diplomatik trafik çok hareketli olabiliyorken, Kandile ya da Mahmur’a Amerikan cipleri, VIP (önemli insan) insanları götürüp getiriyor. İşte bundan dolayıdır ki, Pkk’nın sırtını sıvazlayan çok oldukça, onlar da durmadan Türkiye için bir tehdit unsuru oluşturmaktadırlar. Bu gücü arkalarında hisseden ve gören bir Pkk, dünkü gazetelerde de okumuş olacağınız gibi rahatlıkla Türkiye’yi “ortalığı cehenneme çeviririz, vurmaya ve öldürmeye devam ederiz” diye tehdit edebiliyor. İşte bu yüzdendir ki, terör bitmedikçe bu topraklarda barış ortamının olması mümkün değildir.

Dağdan üç-beş tane çapulcunun düze inmesi ile barış ortamı oluşmaz. Pkk denen hain organizasyon tümden yok olmadıkça, ne Kürt halkı, ne de Türk halkı rahat edemeyecektir. Kürtlerin bu topraklar üzerinde Türk ve diğer alt kültür ve etnisitedeki her gruptaki insan ile birlikte huzur ve barış ortamında yaşaması için bile bir tehlike unsurudur pkk denen caniler örgütü. İşte bu noktada Öcalan’ın ettiği bir söz üzerine ona hak verdiğimi itiraf etmeliyim. Diyarbakır’daki gösterilerden sonra, Avrupa’dan gelecek Pkk’lılara da benzer bir karşılama töreni yapacaklarını belirten Dtp, bir hayli tepki ve eleştiri aldıktan ve de bu tepkilerden Akp ve hükümet de payını aldıktan sonra, geri adım atıp, Dtp’nin İstanbul’da yapacağı miting ve karşılama töreni için izin vermedi. Hükümet de yetkili ağızlardan, buna bir daha izin verilmeyeceğini ve her şeyin “sil baştan” yapılabileceğini belirtince, hem Dtp ve Pkk hem de İmralı tarafında “hükümet ve Türk devleti korktuğu için geri adım” attı söylemlerine neden oldu. Bunun üzerine Öcalan “Türk devleti ve hükümet aslında açılım, maçılım yapmak niyetinde değil. Asıl amaçları Pkk’yı bitirmek, tasfiye etmek ve ortadan kaldırmaktır” diye bir laf etti. Öcalan ile aynı fikirde olacağım ve onu bir fikri nedeniyle tasvip edeceğim değil aklıma gelmek, düşünmesi bile ızdırap vericiyken. Maalesef ki, bu düşüncesinde onla hemfikirim kısmen.

Neden kısmen? Çünkü ortada açılım denen bir şey var ise ve gerçekten Kürt halkının demokratik haklarını güvence altına almanın ve doğuya, güneydoğuya barış havası getireceği hesap edilmiştir de, asıl önemli olan Pkk denen terör örgütünün tavsiye edilmesidir. Bu yüzdendir ki, dağdan inişleri kolaylaştırdı hükümet. Bu yüzdendir ki, o 34 terörist, çay-kahve ile karşılanıp, birkaç saat sonra serbest bırakıldı. Üstelik her türlü propagandist söylem ve duruşlarına rağmen.

Bu ülkede binlerce canın iyitp gitmesinin tek sorumlusudur Pkk terör örgütü. Ve bu örgütün İmralı tutuklusu, naısl bir tutukluluksa, hücresinden bile hem Dtp, hem pkk'yı yönetebiliyor.. Avukatları vasıtası ile mesajlarını hem Dtp'ye hem Pkk'ya, hem kamuoyuna iletebiliyor. Pkk ve Dtp'de ona göre hareket ediyor. Bu yüzden Pkk bitirilmelidir. Öcalan'ın da konuması engellenmelidir. Pkk, ister askeri, ister siyasi, isterse başka bir şekilde. Bu gizli de bir şey değildir. Bugün değil hükümet kanadında, meclis çatısı altındaki her partiden, her bir milletvekili de aynı şeyi istemektedir. Ebetteki Dtp ve bazı Kürt kökenli milletvekili hariç. Ama başka da alternatif yoktur. Acı bir reçetesi olsa bile, barış ve huzur ortamı, ancak Pkk’sız mümkün gözükmektedir. Bunun da farkına varılmıştır ve gereği yapılacaktır.

 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..