Öcalan diyor ki: AKP’nin açılımı hikâye...

“Kürt açılımı”, beklendiği gibi AKP’nin işine yaramadı.

Bir girişimin, bir parti için “işe yarayıp yaramaması”, kuşkusuz, o işin “oy getirisi” ile ölçülür.

Kamuoyu yoklamaları, AKP için “oy”un “getirisi” değil, “götürüsü” olduğunu gösteriyor.

“Kürt açılımı” yüzünden “inişe geçen” AKP, Öcalan’ın açıklamalarıyla toparlanabilir mi?

Öcalan ne diyor?

“Açılım hikâye, amaç PKK'yı tasviye etmek.”

Şimdi bu cümleye bakalım:

AKP, “açılım” konusunda “samimi” değil.

AKP, “açılım”ı sadece ad olarak kullanıyor; kulağa hoş gelen sözler söylüyor.

AKP’nin asıl amacı, PKK’yi bitirmektir.

Öcalan’ın sözleri başka nasıl anlaşılabilir?

*****

“Sessiz çoğunluk”, AKP’ye niye tepki gösteriyordu?

İşte, bu “Kürt açılımı” yüzünden.

Habur sınır kapısında olanlar, orada ve başka yerlerde televizyon ekranlarına yansıyan görüntüler, “tepki”nin bir nedeni değil miydi?

Şİmdi, Öcalan’ın “Açılım hikâye” demesi, AKP’nin “açılım”la başka “şey”ler hedeflediğini göstermez mi?

Öcalan’a göre, AKP, “PKK'yı tasviye etmek” istiyor.

Kamuoyunun beklentisi de bu değil mi?

O zaman....

Demek ki, Öcalan, AKP’ye bilinçli ya da bilinçsiz arka çıkıyor.

*****

Öcalan, futbolla ne kadar ilgili olduğunu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a seslenirken gösteriyor:

“Erdoğan geçmişte futbol oynamıştı, futbolu iyi bilir. Futbolda oyunun ortasında kurallar değiştirilmez. Erdoğan oyunun ortasında kendisi üç kural ihlali yapıyor. Bir yandan savunmada oynayacağım diyor, kaleyi koruyorum diyor, işte bunu tek devlet, tek millet, tek bayrak deyip yapıyor. Aynı anda orta sahada oynayacağım diyor. Yine aynı oyunda ileride oynayacağım, gol atacağım diyor. Bu da üçüncü kural ihlalidir. İşte bu açılımla ileride oynayarak Kürtlere gol atmaya çalışıyor. Ama Kürtler bu golü yemez”

*****

Başkaları “açılım”a “hikâye” benzeri sözler söyleyince celallenen “medya takımı”, bakalım, Öcalan’ın “Açılım hikâye!” demesine ne diyecekler?

Merak işte!...