Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Kağan Bahadır Küçükalcan

http://blog.milliyet.com.tr/kaganbahadir

14 Şubat '10

 
Kategori
Siyaset
 

Öcalan'ın dünü ve bugünü -2-

Öcalan'ın dünü ve bugünü -2-
 

Abdullah Öcalan'ın yakalandıktan hemen sonra, Kenya'dan Türkiye'ye gelirken uçakta söylediklerini biliyorsunuz...

Şimdi onun, mahkemeye verdiği ilk savunmasından kimi satırbaşlarını incelemekte yarar görüyorum.

PKKnın kuruluş aşamasını anlatan Öcalan, daha sonra davasının haklılığını savunmaya girişiyor.

"PKK bu yaygın eylemliliğin başta gelen sorumlularından biri olmakla beraber, "Kürt Sorunu"nun tartışmasını Ankara'da önünde bulmuştur. Yine "Kürt Hareketi" ile Kuzey Irak'ta olup bitenlerden öğrenmiştir. Bu iki yönlü etkilenmeden giderek etkileyen bir güç konumuna gelmiştir. Slogan ve eylemliliğinin bu iki yönlü gelişmeden şiddetle etkilendiği açıktır. Daha düzenli ve sürekliliğe kavuşturmaya çalıştığı ve başardığı da doğrudur."

Aynı sözlerinin sonunda PKKnın işlevini dinlerin kuruluşu ile kıyaslamakta da sakınca görmeyen bebek katili, her ideolojinin farklı yerlerde farklı dilde anlatıldığını ima etmekte ve "Ankara'da sözümüzle konuşurken, Hakkari'de silahlarımız konuşur" türü tümceler kurmaktadır.

"En dogmatik ideoloji ve eylem olarak doğan dinler, örneğin İslamiyet, Mekke'de ayrı Medine'de bir başka biçim, Şam ve Bağdat'ta hatta İstanbul'da da başka şekiller altında varlığını sürdürmüştür. Her dönem arasında büyük farklılıklar mevcuttur. Birçok örgüt hareket, hatta bireyin gelişiminde de bu durumları gözlemek mümkündür."

Bu anlamda, başta gelen bireysel sorumluluğumu ideolojiden, örgüt ve eylemliliğe kadar kabul etmekle birlikte; ideolojik dönüşüm, gelişim, örgüt içi savaş ve eylemlerin başta sivil boyutlu olanlardan tutalım, özelikle ateşkes süreçlerinde meşru savunmayı aşan biçimlerine karşı sürekli çıkışım inkar edilemez. Bu hususlarla ilgili, belgeli, çok geniş izahat yapmak benim için zor değildir. Amacı aşan bazı söz ve açıklamalarım temel anlayışımı göz ardı ettirmemelidir."

Savunmasının ilerleyen bölümlerinde Öcalan, o dönemler karşı çıktığını hiç bir yerden duymadığımız onlarca katliamı adliye havasını içine çekmenin verdiği korkuyla kabullenemediğini belirtiyor ve "istemediğimiz olaylar" olarak bahsediyordu. Sivillere yapılan katliamları istem dışı olarak niteleyen Öcalan, askerlerimize yapılan onlarca saldırıyı, karakolların bombalanmasını ise "nedense" unutuyordu.

Katılım gösteren herkes kendine göre "Kanun benim" anlayışından hareket ederek bırakalım PKK'nin resmi yönetmenlik esaslarına göre, feodal kurallara bile ters gelen birçok tutum ve eylem içine girmiştir. Özellikle 1987'de köy korucularına yönelim adı altında hiç yönelinmemesi gereken sivillere, bu arada kadın ve çocuklara, çatışmalarla ilgisi olmayan kişilere yönelim olmuştur."Kısaca hem sayısal hem niteliksel olarak acısı ve kaybı büyük olan bu yıllardaki örgüt ve şahsi sorumluluğuma böyle bir açıklık getirmeyi çok önemli buluyorum. "30 bin kişinin katili", "bebek katili" insafsız, adaletsiz ve gerçek dışı bir yaklaşımdır. Reddediyorum. "PKK'ye ve bu temelde ağırlıklı olarak bana mal edilen çatışma, kayıp ve acı gerçeklerine ilişkin olarak sorumluluklarımı böyle belirlemek durumundayım. Bu temelde adaletli bir barışın en taleplisi ve hak edeni olduğuma kuşku duymuyorum. Elimdeki tüm olanakları sürekli seferber ederek üzerime düşeni yerine getirmeye çalışacağım da bir o kadar kesindir."

Savunmasını, devlete yardım sözü ile bitiren Öcalan'ın gelişen süreçte ve idam cezasının kalkmasıyla devlete ne kadar yardımda bulunduğu ayrı bir tartışma konusudur...

 
Toplam blog
: 75
: 2740
Kayıt tarihi
: 13.03.07
 
 

Kağan Bahadır Küçükalcan   Siyasi Tarih yazarı ve Türkçü düşünce adamı. 28 Aralık 1988'de Antalya..