Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ekim '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Öcü türban

Çocukluk arkadaşımdı… Birlikte büyüdük, bir çok şeye birlikte ağladık, birlikte anlam vermeye çalıştık yaşama… Birlikte çözebilmeye uğraştık içimizdeki bizi…

Bir zamanlar tıpkı oda ben gibiydi…

Aynı sıralarda ter döktük.Sınavdan kötü not alınca , birbirimize teselli mektupları yazdık. Benim gibi düşünür benim gibi yaşardı tıpkı oda ben gibiydi…

Sonra yollarımız ayrıldı ve uzunca görüşemedik…

İlk karşılaşmamızda onu görünce şaşırmıştım. Artık ; ben gibi değildi ama sadece görüntüsü…

Oturup konuşunca anladım , tıpkı ben gibiydi . Yine aynı dili konuşabiliyorduk , yine çok keyif veriyordu sohbeti…

Tek fark evet tek fark aramızda giyim farklılığıydı… Üniversite sınavına girmiş , kazanmış ama kazanma sevincini yaşayamamıştı . Çünkü müslüman olarak yaşadığımız , demokrasinin varlığının hep konuşulduğu ve işlenildiği söylenilen bir ülkede , inançları uğruna başını kapatmayı kendine bir borç olarak ilke edinmiş genç bir kızın , üniversite yani okuma hakkı elinden alınmıştı . Koşulluydu okuması koşul ise bireysel tercihi olan başörtüsünü kafasından söküp atmasıydı.

Bende dini inançları kuvvetli olan ama örtünmeyi hiç düşünmemiş ve düşünmeyen , dinin beyin ve yürek arasında yaşandığına inanan bir bireyim. Kalp gözünün varlığına inananlardanım. Örtünmenin gerekliliğine inanmadım hiç…buda benim inancımdı , bu inançtan dolayıda kimse okuma hakkımı elimden almadı…Ve ne şekilde olursa olsun , hiç kimse bir başkasının eğitim hakkını elinden çalamaz.

Din psikolojik bir rahatlıktır ve insan dininde kendini psikolojik olarak nasıl rahat hissediyorsa öyle davranmakta özgürdür.

Bu bir kitlesel felaket halini alıp , siyasallaştırılıp özü Müslüman olan bir ülkede kapalı insanlar öcüymüş gibi damgalanmamalı. Unutmamak lazım , Türkiye de %80 ‘in anneside kapalı , benim annemde kapalı ama zihni değil , başı kapalı...

Hiç kimseyi inancıyla yargılayamaz ve eğitimini gerçekleştirmesi için koşullandıramazsınız…

Ateist arkadaşlarımda oldu, ermeni arkadaşlarımda…

İstanbul gibi birçok kültürü bünyesinde taşıyan bir şehirde yaşadım ve birçok kültürdeki insanlarla harmanlandım ama asla hiç kimseyi düşüncesi uğruna yada inancı uğruna arkadaşlığımdan , dostluğumdan men etmedim. Onlarada benzemedim , onlarda bana , ben hep ben olarak kaldım , kişisel gelişimini tamamlamış her birey gibi. Koşullu değildi dostluğum , tek koşul ; insan özünde olması gereken bazı insana özel olguları , ruhunda taşımasıydı….

Gazeteleri ve özellikle köşe yazarlarını okurken dehşete düşüyorum , bazı köşe yazarları öyle yazılar yazıyorlar ki ; ben bile bazen kapalı olan arkadaşıma şüpheyle bakıyorum… bu kadar mı ürkütücü bir durum insanın kendi dinini özgürce yaşama isteği…

Nedir bu çıkmazı hissettiren ?

Nedir bu kadar kaoslaştırdığınız ve ürktüğünüz ?

Neden altında manalar aranıyor ?

Neden birde masum olabilir ? çerçevesinden bakmıyor kimse….

Bu kadar kaoslaştırıp , siyasallaştırmanın manası ne ? bu olayı..

Neden ? Benim arkadaşım , başı kapalı diye , zihnide kapalı muamelesiyle karşı karşıya.

Ve en önemlisi ;

Neden ve hangi hakla ? okuma isteği elinden alınmak isteniyor.

Neden ?okuması için ona koşul sunuluyor.

Makyajla , röfleyle , en seksi ve kadınsı kıyafetlerle okul sıralarında oturan bizlerin yanında ,

Neden ? inancı uğruna başını kapatan bir genç kız oturamıyor.

Böyle bir yasanın çıkmasına neden bu kadar feryatlarla , sanki ülke yıkılıp parçalanacakmışçasına , seferberlik propagandaları yapılıyor…

Ben genç bir birey olarak bunlara bir mana veremiyorum…

Mana verenleride ; düşünce özgürlüğüne inandıklarını söyleyen ve demokrasi inancını taşıdıklarını iddia edip ; gerçek demokrasiden bi haber yaşayan kitle olarak görüyorum…

 
Toplam blog
: 73
: 717
Kayıt tarihi
: 17.10.07
 
 

1979 D.bakır doğumluyum. AÖF bankacılık bölümü okumaktayım. Yazmayı çok seviyorum, hayata bağlayıcıl..