Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Haziran '13

 
Kategori
Magazin
 

Öcülüğün dersi ‘Sevimli Canavarlar’da…

Öcülüğün dersi ‘Sevimli Canavarlar’da…
 

Belirsizlikler karşısında tehdit ve savunma algılarıyla tetiklenen ‘korku’ ve bunun belli bir amaç doğrultusunda kullanılma yöntemi olan korkutmak deyince aklımıza ilk gelen, bildik film ya da dizi senaryolarıdır. Elde testere kovalayan sapıklar, insanlara olmadık şeyler yapan ruh hastaları, geçmişten gelen takıntılarla ortalığa dehşet saçan hayaletler ve benzeri kalıplar korkuyu malzeme olarak kullanmak isteyenlerin olmazsa olmazlarıdır.

Peki ya, korku olgusu sevimli yüzüyle ele alınıp animasyon şeklinde işlenmek istenirse? O zaman da devreye ‘Sevimli Canavarlar’ sokulur.

‘Canavarın sevimlisi olur mu hiç’ demeyin. Söz konusu olan animasyon dünyasıysa bal gibi oluyor işte. Hem de değme filmlere taş çıkartacak kalitede!

***

Her ne kadar ilk olarak canavarın sevimlisini bir zamanların gözde çocuk programı olan ‘Susam Sokağı’ndaki ünlü ‘Cookie Monster/Kurabiye Canavarı’yla tanıyıp sevmiş olsak da beyazperdede ilk tanışıklığımız, 2001’de gösterime giren ve If I Didn’t Have You şarkısı ile Oscar’da En İyi Müzik ödülünü alan ‘Sevimli Canavarlar/Monsters Inc.’ isimli yapıma dayanır.

Enerji toplamak için insanların dünyasına gidip çocukları korkutmak zorunda olan ve bunu yaparken de son derece zehirli oldukları varsayılan insan yavrularından sakınmaları gereken ‘Sevimli Canavarlar’, beş sezondur süren televizyon serisi olarak ekranlarda hayli beğeni kazanmasının ardından Sevimli Canavarlar Üniversitesi/Monsters University’ ismiyle bir kez daha sinemada.

Çevresi tarafından hor görülen ve kimseyi korkutamayacağı varsayıldığından ciddiye alınmayan Mike ile ailesinin soyadına layık olamamanın ezikliğini taşıyan Sulley’nin, çekişmelerle dolu birlikteliğinde rekabetten dostluğa dönüşen ilişkilerini işleyen ‘Sevimli Canavarlar Üniversitesi’, sıkça çevrilen üniversite temalı yetişkin filmlerinden farksız bir yapı sergilemekte.

Görselliğiyle çocuklara, konusuyla da aynı oranda büyüklere hitap eden yapım tüm üniversite filmlerinde karşımıza çıkan öğeleri barındırmakta. Düzenli ve çalışkan öğrencinin okulun ilk günündeki heyecanı, ilginç ama sinsi oda arkadaşı, dışlanmışların ezikliği, öğrenci kulüplerine girmek için kendini ispat zorunluluğu, özgüvenini kazanmak uğruna şart görülen bir eğitim sürecinde reddedilme korkusu ve soyadına-kas gücüne güvenip kendini üstün görenlerin ukalalığı…

***

‘Korkutuculuk, canavarlığın en önemli özelliğidir’ diyen yapımda çığlık enerjisinin nasıl doğru kullanılacağını ve iyi bir ‘öcü’ olmanın formülünü öğrenmeye çalışan kahramanlarımız, yaptıklarıyla Canavarlar Üniversitesi’nin kurallarını çiğneyip tabularını yıkarken aynı zamanda küçük izleyicilere de, ‘Sadece çocuklar değil büyükler de öcüden korkar’ mesajını veriyor.

Aslında Pixar’ın mükemmel animasyonu ve yaratıcılığıyla sıkılmadan izlenen yapımda, Harry Potter’daki ‘Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu’nun atmosferini de yakalamak mümkün. Özellikle Korku Fakültesi’nin eğitim sunumunda ve geleneksel ‘Korkutma Oyunları’nda bu algılama bir hayli güçlü.

Her grubun özelliğine uygun evlerde kalan canavarlara etapların mektuplarla iletildiği yarışlarla, çocuklara takım ruhunu öğretmeyi hedefleyen ve herkesin kendine has bir üstünlüğü olduğu fikrini aşılayan ‘Sevimli Canavarlar Üniversitesi’nin en önemli özelliğine gelince… Çirkinliklerden güzellik üretmesi!

Canavar kavramını sevimlileştirerek karşımıza getiren yapımda her sahnenin kendi iç dinamiği mevcut. Çok güçlü ve ulaşılmaz görünenlerin dahi gizledikleri zayıflıklar olabileceğini vurgulayan; öcülükte önem verilen korkutuculuğun, aslında korkunun ta kendisi olduğunu ortaya koyan yapım bu anlamda baştan sona her yaşı kucaklayan sevimli bir ‘korku’ dersi.

Billy Crystal ve John Goodman'ın önceki filmde canlandırdıkları Mike Wazowski ve Sulley rollerini yeniden seslendirdikleri orijinal ‘Sevimli Canavarlar Üniversitesi’, Dan Scanlon’ın yönetmenliğinde, üç boyutlu ve Türkçe dublajlı olarak vizyonda.

Eğlenceli ve renkli bir dünyada, çığlıklarla ölçülen korkunun enerjisini hissetmek ve öcülerin korkutmayan yüzünü görmek isteyenlere tavsiye edilir.

 

Anibal GÜLEROĞLU

guleranibal@yahoo.com

www.twitter.com/guleranibal

 
Toplam blog
: 1210
: 1542
Kayıt tarihi
: 10.04.10
 
 

İstanbul'da başlayan yaşamım, eski İstanbullu ailemden edindiğim kültürle gelişti. Birinciliklerl..