Ödev deyip geçmeyin ...

Okul hayatımızda öğretmenlerimiz, derslerle ve diğer konularla ilgili ödev verirler. Çoğu zaman öğrenciler veya velileri olarak bu ödevleri öğretmenler verdi diye yaparız veya çocuğumuza yapması için baskı yaparız. Ama hiç bir zaman verilen ödevlerin önemini tam kavradığımız söylenemez. Bakın Bir Manastırda Baş Rahibe, manastırın en küçük rahibe adayı bir öğrenciye verdiği ödev neleri değiştiriyor.

Avrupa 1700-1800 lü yıllarda depremlerle sarsılır. Deprem bilimi olan sismoloji(Jeofizik bilimi alt dalı) daha emekleme sahfasındadır.

Baş rahibe oluşan ve çok büyük can kayıplarına neden olan/yol açan depremlerden etkilenir ve merak eder. Baş rahibe Manastırın en küçük öğrencisi olan rahibe adayı Lehman'ı yanına çağırır. "Şu depremlerle ilğili ödev hazırla" der. Lehman başlar araştırmaya. Sismoloji ve deprem kayıtlarını inceler. O Dönemki bilim adamlarının çalışmalarını arşivden indirir. Jeofizik/Sismoloji aletsel deprem kayıtlarını inceler. O güne kadar kimsenin fark etmediği Depremin S.dalgalarının (ikinci gelen dalga) sıvı ortama geldiğinde kaybolduğunu veya hiç sinyal vermediğini deprem kayıt cihazlarında farkeder.

Bu önemli dalgalar bina yıkımlarındada en etkili dalgalar. Küçük rahibe yerin altında neden 's' dalgasının kaybolduğunu çok düşünür. Sonunda yer altında sıvı halde mağmanın ve mantonun altında jel akışkanlı birimlerin varlığını ortaya çıkarır küçük Rahibe. Sonra ne mi olur? Hollanda kraliyet sismoloji kürsünün başkanlığına atanır.

Bakın verilen ödevi ciddi bir şekilde araştırarak hazırlayan/yapan, bir manastırda rahibe olmak için eğitim gören bir insanın inanılmaz başarısı.