ÖDP'nin suskunluğu neden?

Bugün 10 Temmuz 2011. 

Seçimler biteli neredeyse bir ay oldu, bütün partiler seçim değerlendirmesi yaptı. 

ÖDP’de tık yok.(Emekçinin Sesi Gazetesinde bir değerlendirme yayınlandı ama bu yazı ÖDP organlarına ait mi, değil mi belli değil) 

Bu suskunluk neden?  

Meclis toplandı… 

Yeminler edildi, CHP ve BDP yemin etmedi, meclisi protesto etti, bugünlerde CHP yumuşadı, BDP halen yemin etmemekte direniyor. 

ÖDP’de tık yok. 

Bu suskunluk neden? 

CHP ve BDP’li milletvekilleri halen tutuklu yargılanmaya devam ediliyor ve kamuoyu bir aydır bu konuyu tartışıyor. ÖDP, Hatip Dicle ile ilgili sessiz bir basın açıklamasının dışında, dişe dokunur bir şey yapmadı. 

ÖDP’de tık yok. 

Bu suskunluk neden? 

Ekonomi %11 büyüyerek, dünyanın en çok büyüyen ülkesi oldu. Enflasyon haziran ayında 

% 1.43 geriledi, işsizliğin azaldığı iddia ediliyor. Cari açık 60 milyar dolara dayandı ve sonbaharda bir ekonomik kriz bekleniyor. Bu konular ÖDP’yi ilgilendirmiyor mu? 

ÖDP’de tık yok. 

Bu suskunluk neden? 

Hükümet kuruldu, hükümette değişen bakanlar oldu, intihal yapan bir milletvekili Milli Eğitim Bakanlığına getirildi, hükümet programı okundu, güven oylaması yapılacak, güven oylaması usulen yapılacak, çünkü zaten AKP’nin ezici çoğunluğunun güvenoyu vereceği malum. Ama buna rağmen, bu konular ÖDP’yi ilgilendirmiyor mu? 

ÖDP’de tık yok. 

Bu suskunluk neden?

Türkiye, Libya'daki muhalefeti ziyaret ederek, meşru Libya Hükümeti olarak O'nları tanıdığını belirtti. Kıbrıs'ta gelecek yıl birleşme olabileceğini açıkladı. Suriye ile hemhal durumu sona erdi. Antakya'ya mülteci akını oldu, 11 bin Suriyeli Türkiye'ye geçiş yaptı. Kamplar kuruldu. İşçi partisi, Antakya'da Suriye Hükümetini destekleyen bir miting yaptı. Antakya'da iki belediye başkanlığı bulunan ÖDP bu konuda ne yaptı? 

Dış politika ÖDP'yi ilgilendirmiyor mu? 

Bu suskunluk neden? 

Kürt sorununda önemli bir aşamaya gelindi. İmralı’da sürdürülen görüşmeler, Abdullah Öcalan’ın iddialarına göre uzlaşmayla sonuçlandı. “Barış Konseyi” ve “Anayasa Konseyi” adı altında iki komisyon kurulacak ve sorunun çözümü için çalışma yapılacak. 

ÖDP’de tık yok. 

Bu suskunluk neden?  

Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku, “Çatı Partisi”ne dönüşmek için çalışma başlattı, bu yaz sıcağında İstanbul Kadıköy’de çatı bileşenleriyle, Ankara’da üniversite öğretim üyeleriyle toplantılar yapıyor, konuyu tartışmaya açıyor. 

ÖDP’de tık yok. 

Bu suskunluk neden? 

İnternetten, ÖDP’nin resmi web sitesini açıyorum. 

En son yapılan basın açıklamasının tarihi 22 Haziran 2011. 

En son haber 27 Haziran 2011’de girilmiş. 

Yeniden Devrim web sitesini açıyorum. 

“Gündem” yazısının giriş tarihi 21 Haziran 2011 

En son yazı 18 Haziran 2011’de girilmiş. 

En son haber 22 Haziran 2011’de girilmiş. 

Bu tembellik ve atalet neden? 

Bu suskunluk ve sessizlik neden? 

Biliyorum, seçimlere giremedik, moral bozukluğu had safhada. Ama devrimcilik seçimlere mi endekslidir? 

ÖDP, seçim partisi midir? 

ÖDP programında “Kendini temsili demokrasi ile sınırlamayan; referandumlar, plebisitler yanında, yaşam ve üretim alanlarında halkın içinde örgütlendiği meclisler aracılığıyla, katılımcı, doğrudan demokrasinin değişik uygulamalarına gerçeklik kazandıran bir anlayışa sahiptir.” yazılı değil mi? 

Hayat devam etmiyor mu? 

Yaşam alanlarında da mı seçimleri kaybettik? 

TMMOB’da, TTB’de çalışma yürütmüyor muyuz? 

KESK ve bağlı sendikaların genel kongrelerinde kazandığımız başarıya neden sevinmiyoruz? Bu başarıyı neden önemsemiyoruz? 

Bu başarıları neden web sitelerimizde yayınlamıyoruz? 

Biz sustuğumuz zaman, hayat durmayacak, akmaya devam edecek. Hatta, bu köşede “Bu yaz sıcak geçecek” başlıklı yazımda da belirttiğim gibi çok sıcak tartışmalar yaşanacak, çok önemli değişimler olacak. 

ÖDP’lilere(Devrimcilere) en çok ihtiyaç duyulan bu dönemde susmaya devam mı edeceğiz? 

Bu suskunluk ve sessizlik içinizi acıtmıyor mu 

Hepimiz biliyoruz, siyaset boşluk tanımaz. Örgütleyerek “Gençlik Muhalefeti” saflarına katıp, değişik illere üniversite eğitimine gönderdiğimiz gençlerin, bulundukları illerdeki siyasi boşluk nedeniyle ÖDP’den uzaklaşarak memleketlerine dönmelerine tanık oluyoruz artık! 

Yine hepimiz biliyoruz ki; Gençlik mücadeleci bir ruha sahiptir. Bu şekilde suskunluğa bürünen bir yapıda ne genç kalır, ne de yaşlı! 

Bu yazıyı yazarken, ÖDP programına şöyle bir göz attım. 

İnanın boğazım düğümlendi! 

Çünkü kendimi, inançlarımı, umutlarımı buluyorum bu programda. 

Bu kadar güzel bir programı ortaya çıkaran bir “Topluluğun”, bu kadar hareketsiz ve atıl bir duruma düşmesini anlayamıyorum. 

Çok ağır eleştirilerde bulundum, biliyorum! 

Ama bu yazıyı bir “çığlık” olarak değerlendirin! 

Hiçbirimizin, ÖDP’ye(KENDİMİZE/GEÇMİŞİMİZE)bu kadar HAKSIZLIK etmeye hakkı yok! 

Ya, yeniden umudumuzu kuşanıp “YOL”a çıkacağız, ya da “küçük dünyalarımıza” hapsolarak birer böcek gibi yaşayacağız!