Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Aralık '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

ODTÜ'ye karşı kırk üniversite!

Taa ilkokulda öğrenmiştik bölünerek üreyen canlıların varlıklarını; çalışma hayatında öğrendik sonra “Parçala-Böl-Yönet” yöntemini, son zamanlarda ise topluma uyarlanmış bir “Bölme” işlemi var; hayır yani bazı canlılar belli ki bu sistem ile ürüyorlar da sisteme dahil olmayan “Bölünenler” in başlarına neler geliyor?

Bölünerek çoğalan mikroorganizmalar ile konumuzun direkt bir ilgisi yok aslında, basit tür denilen bir canlı olup kendileri yaşama ve üreme şekilleri de hiçbir sosyal yapı gerektirmemektir hattı zatında.

Lakin; ne oluyorsa işte, garip bir çağrışım yapıyor insanda: Habire bölünmeye uğraşılıyorsak mutlak bir sebebi vardır derken “Üreme” yani “Çoğalma” ile bir ilintisi olsa gerek diye düşünüyorken pat diye Amipler falan geliyor insanın aklına!

******

İş yerlerinde, özellikle kurumsallaşmamış yerlerde, pek revaçtadır “Parçala-Böl-Yönet” yöntemi; patron ve yönetici dışında herkes düşmandır birbirine, bu nedenle bir türlü iki-üç kişi birleşip de kafa tutamaz yönetime.

Bu yöntem özellikle Oriental kültürlerde pek tutar!

******

Toplumsal bölünme sistemi de pek işe yarıyor yine aynı Oriental kültürlerde, gördüğümüz ve gözlemlediğimiz gibi…

Misal: ODTÜ rektörü bir açıklama yaptı, ardından 40 kadar üniversite onaylamadığını beyan etti!

Ardından, onaylamadıklarını beyan eden üniversitelerin bazı öğretim üyeleri ve öğrencilerinden de karşı tepki geldi…

Alın size nur topu gibi yeni bir bölünmemiz daha çıktı!

Hayır yani; bizler bölüne bölüne küçülürken, güçleri ürüyor bazılarının…

Pat diye bir karar çıkıyor, pıt diye karar nezdinde bir uygulama başlatılıyor!...

******

Toplumsal bölünmemize birkaç örnek verirsem:

Öncelikle bir din ayrımı başlatıldı: İzmir “Gavur” dendi, mesela, “Köpekleriyle yatanlar var” dedi başbakan; oruçlar kameralar önünde açılıp, cami çıkışı beyanatlar verildi.

Yüzde doksan dokuzu Müslüman olan bir ülke içinde “Müslümanlık” kriterleri manşetlere taşındı, “Gerçek Müslüman” ifadesi ayyuka çıktı.

Müslüman bir toplum doğal olarak ikiye bölündürüldü: Tam ibadet edenler ve etmeyenler…

Sonra bunların alt grupları falan ayrıştırıldı; Alevilik falan filan…

Türban muhabbeti ile bölünmeye devam edildi, insan hakları falan derken “İnsan Hakları” da bir başka bölünmeye basamak oluşturdu.

Kürtlerin özerklik istemeleri Kürt-Türk ayrımı sağlayarak çözümlenecek diye düşünülerek ısrarla Kürt ve Türk ayrımına gidildi ki artık toplum bir konuda daha bölünmüş oldu!

Eee, Anayasa’dan da çıkartalım “Türk” ifadesini denildi; haydi bakalım, bir bölünmemiz daha oldu!

En milliyetçi duygulardan arınmış olanlarımız dahi, ki örnek ben, tepkilerimizi ortaya koyduk: Yok artık daha neler?

“Çılgın Proje” ler bir kez daha bölündük, efendime söyleyeyim “Komşularımızla sıfır problem” konusunda da keza, ki Patriotlar konusu bir başla bölünmeyi daha gündeme getirdi!

Atatürk ilke ve inkılapları sorgulandı, ders kitaplarından bazı bölümler çıkartıldı, Atatürk heykellerine çelenk konulması dahi izne tabi tutuldu…

29 Ekim kutlamaları değiştirildi, 19 Mayıs kutlamaları keza… Bölüm bölüm bölünenler ses çıkardıkça “Ergenekoncu” ilan edilmekle kalmayıp bir de “Vatana ihanet” suçu ile yargılandıkça “Korku” da, doğal olarak, bir başka bölünmeye zemin hazırladı!

Zaten öncesinden “Ergenekon” adlı bir dosya vardı ki Türk Silahlı Kuvvetleri’ni de böldü, toplumun Türk Silahlı ve Savunma Kuvvetleri’ne bakışını da…   

Yani; Türk ordusu “Out” oldu, emniyet birimleri “In”!

******

Bölünmeler karşısında “Hiç” olma konusunda ayak direten bir grup var: Hepsinin ortak noktası akıllarının başlarında olması!

Lakin, onlar içinde de bölünmeler var: Hiç şık olmayacak ama gerçek bir sorun: Para meselesi!

Bunların bazıları, onurlarını yerle bir etmek yerine, Bakanlık önünde kendini yakıyor, kimi cinnet getiriyor kendini ve ailesini öldürüyor, kimi yalnızca intihar ediyor ki sanıyor ki o öldüğünde banka borçları silinecek!

Hah silinecek!

Çatır çatır karından, babandan, oğlun-kızından alınacak!

******

“Bölünenlere ne oluyor?” diye sordum ya; bölünerek çoğalanların yanındaysanız problem yok; diğer yandaysanız ve yeterli bir geliriniz yoksa yok olmaya adım adım yaklaşmaktasınız: Ya doktora gidemeyeceksiniz, ya tedaviye gerek duyulan ilacı temin edemeyeceksiniz; bakmayın “Sağlıkta çok yol kat ettik” denilmesine: Cebinizde katkı payı paranız yoksa, eczaneye gittiğinizde verecek fark paranız yoksa kimse sizin sağlığınız ile ilgilenmiyor!

Ehh, bu da başka bir bölünme: Alkışlıyorlar, demek ki para sıkıntıları yok; işte bir başka bölünme daha!

******

“Bölünenlere ne oluyor?” diye sordum ya; ya hayata küsüyorlar, ya da sisteme başkaldırıyorlar: İlkine “Deli” denilip çıkılıyor, ikincisine “İktidara kumpas” suçundan bilmem kaç yıllık ceza ile kapıyı açıyorlar ki en basit hali ile “Ergenekon” dosyasına ekleniveriliyorlar!

******

ODTÜ Rektörünün omurgalı ve doğru yaklaşımını alkışlamak varken “Tüü kaka” diyenler bir bölünmenin daha faktörü olurlarken o bölünerek çoğalanların “Basit organizmalar” olduklarını benden daha çok biliyor olmalılar diye düşünüyorum!

Sahi; Amipler miydi, terliksiler miydi?

Ben bilmem ama üniversite rektörleri iyi bilir!

(Haa, bu arada ODTÜ'ye karşı kırk Üniversite; yakışır vallaha!...)

 

http://twitter.com/Gulgunkaraoglu

gulgun_2006@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..