Ödüllerin adaleti

ÖDÜLLERİN ADALETİ

Sadri Alışık Sinema ve Tiyatro Oyuncu Ödülleri 15 Nisan gecesi sahiplerini buldu. Issız Adam filminin genç oyuncusu Melis Birkan, 'ödül zengini' Nurgül Yeşilçay ve Hatice Aslan'ı solladı. SİYAD ödüllerinde ise en iyi kadın oyuncu ödülü Üç Maymun ile Hatice Aslan’a verildi.

Ödül verme işinde her zaman adaletsizlik ve şaibe söylentileri döner durur da; bazı gariplikler hiç mi gözümüze gözümüze çarpmaz? Üç Maymun için söylenecek laf yok pek, yönetmeniyle, oyuncularıyla her şeyi ile ayrı ayrı ödüle layık olan bir yapım. Dolayısıyla Ne Cannes’da ödül almasına, ne de SİYAD’da Hatice Aslan’a en iyi oyuncu ödülü getirmesine kimse şaşırmadı. “Neden başkasına değil de Hatice Aslan’a ödül verildi?” diyen de duymadım.

Gelgelelim Issız Adam’ın halk içinde eko yapan ama ödül dünyasında taçsız kralı oynayan durumuna. Altın Bamya Ödülü’nü almasının nedeni ve bu ödülün neden verildiğini bilenler bilir. Önceki yazılarımdan birinde filmin İstanbul Film Festivali yarışma kategorisine alınmama nedenlerini de eleştirmiştim, ve filmi savunmuştum, dolayısıyla filme bir kastım yok. Ancak Sadri Alışık ödüllerinde Hatice Aslan ve Nurgül Yeşilçay gibi kendini kanıtlamış iki oyuncuyu Melis Birkan’ın nasıl geride bıraktığını da anlamış değilim.

“Melis Birkan gayet kısıtlı bir filmografisi olan ve de bugüne kadar oyunculuğu ile hiçbirşekilde sinema dünyasının ilgisini çekememiş bir oyuncudur” desem yalan mı söylemiş olurum? “Issız Adam’daki oyunculuğu ile göz doldurdu” desem yalan söylemiş olurum ama. Çünkü gerçekten çok tutuk ve çömez bir performans sergiledi. Kendini geliştirebilir, bu onun için iyi bir fırsat olmuş olabilir ama şu anki haliyle ödülün kendisini almak değil adaylığa bile layık olması mümkün değilken tutup da nasıl ödül aldı anlamış değilim. Olsa olsa gelecek vadeden genç yetenek ödülü verseler hani gene bir derece anlayacağım. Nitekim geçen sene SİYAD Melis’e böyle bir ödül vermiş mantıklı olarak. Ne yani SİYAD Hatice Aslan’a ödül vermekle mi hata etti yoksa Sadri Alışık jürisi mi kendini şaşırdı? Nedir yani bu dam üstünde saksağan en iyi kadın oyuncuya verilen ödülün anlamı? En çok da Nurgül Yeşilçay ve Hatice Aslan’ın Melis Birkan’ın oyunculuğu hakkında yapacakları yorumu merak ettim, ama doğal olarak ağızlarını bıçak açmadı. Neden konuşsunlar ki, hangi özelliği ile kızcağızı övecekler? Mütevazi ve iyi aile kızı duruşuyla mı?

Anlayacağınız ödül mantığı Türkiye’de (aslında Oscar’da bile) anlayamadığım mantıkta veriliyor. Birisi çok ödül alınca “Eh madem çok ödül aldı, o zaman başka bir oyuncunun yolunu açalım da şu kıytırık da sebeplensin; hem çok ödül alanın da bir tarafları kalkmamış olur” gibi bir mantık var ve bu mantık üstüne üstlük saklanmıyor da. Olması gereken ise eğer bir oyuncu açık ara farkla iyi bir performans sergilemişse doğal olarak o seneki tüm ödülleri süpürmeli, egosuyla olan ilişkisi ise kendisine bırakılmalıdır. Bu anlamda Cannes, Sundance ve FIPRESCI ödülleri her zaman için benim gözümde özgünlüğü ve saygınlığını korumaya devam edecek. İyi olan ödülü almalıdır! Nokta.