Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Nisan '13

 
Kategori
Magazin
 

Ödülü Göksel alınca Demet Akalın’ın egosu dile geldi…

Ödülü Göksel alınca Demet Akalın’ın egosu dile geldi…
 

aksam.com.tr


1995 yılından beri “Kral Müzik Ödülleri” adıyla düzenlenen ve bu yıl “Türkiye Müzik Ödülleri” adını alan yarışma geçtiğimiz günlerde yapıldı.

Türkiye’de yapılan bu tür yarışmaların sonuçlarının ne kadar gerçeği yansıttığı düşünülürse de birçok yarışmadan daha saygın olduğunu söyleyebiliriz Türkiye Müzik Ödülleri adlı yarışmanın.

Herkesin ben en iyiyim egosunun öne çıktığı bir ülkede sanırım kimsenin gönlü kırılmasın herkes ödül alsın diye de sayısız neye hizmet ettiğini anlamadığımız yarışmaların düzenlendiği bir ülkede yaşıyoruz malumunuz.

Bu yüzden yapılan her yarışmanın ödül alanları tatmin olsa da gerçeğin bu olmadığını hepimiz biliyoruz.

Demet Akalın da bunu dile getirmiş. Getirmiş ama egosunun incindiği sitemler içinde.

“Göksel ödülü hak etmedi.”

Bu sözlerini bir adım daha ileri götürerek bunun kendi hakkı olduğunu söylediği sözleri masaya yatırırsak Demet Akalın şarkısının değil kendisinin ödül alamamasının incinmişliği içinde.

Kendini Göksel ile kıyaslamasına da şaşırmamak gerek tabii.

Ne de olsa bu dünyayı onlara biz yarattık. Mankenlikten hızlıca geçiş yaptığı müzik dünyasında hızlı çıkışıyla son yılların en çok konuşulan isimleri arasına girince kendini en iyi şarkıcı sanması da gayet normal.

O zaman bu ödülü hak ettiğini düşünüyor olmasına da şaşırmamak gerek.

Gelişmiş teknolojinin nimetleriyle sesleri bile olmayan birçok isim müzik dünyasına sokulunca olacağı bu elbet.

Sırf görsel çekicilikleriyle iş yapan bu isimleri o kadar pof poflarsanız onlarda kendilerini dünyanın kralı sanırlar.

Hiç hak etmeyen donanımı olmayan isimleri sırf popülerler diye getirip jüri yaparsanız en saygın sinema yarışmalarına ya da benzerlerine al gülüm ver gülüm ödüllerle donatırsanız hak etmeyen isimsizleri ünlendirirseniz sanatın da sanatçının da yeri işte gelinen bu yer olur.

Densizin biri çıkar hak eden benim o değil der.

Bugün bunu biri Gösel’e der yarın diğeri çıkar Sertab Erener’e der bir diğeri çıkar akil neden ben olamadım der Nihat Doğan gibi.

Sapla samanın iç içe yaşadığı bir dünya yaratınca Demet’in sarf ettiği sözleri de eleştirmeye kimsenin hakkı yok bu yüzden.

Ona bu şişkin egoyu siz verdiniz sektörün baronları. Mahalle ağzıyla ekranlarda boy göstermesinden memnun oldunuz, sen en iyi şarkıcısın, sen iyi işlerin kadınısın şişirmesiyle ortalara saldınız.

Şimdi gelinen yerde kendini her şey sanan bir isme bu ödülü vermeyince o da gerçek anlamda müzik yapan kendini müziğe adayan bir isme Göksel’e kalkıp en iyi şarkıcı o değil benim cüretinde kendini bulabiliyor.

Bunun suçlusu da Demet’ten çok siz bu işin baranlorasınız. Aynı Hülya Avşar, Nihat Doğan gibi kendilerini her şey sanan isimleri ve benzerleri yarattığınız gibi onu da siz yarattınız.

Ucuz sanat, ucuz sanatçı, ucuz müzik, ucuz sinema, ucuz edebiyat ve bunların toplamı ucuz halk. İşte geldiğimiz yer bu.

İçi boşalmış ve boşaltılmış bir halkın alkışlarını yine içi boş ünlüler alıyorsa hepsi sizlerin eseri.

Bu saatten sonra bu düzelir mi; maalesef ki hayır “show” dünyası kendi keşmekeşliği ve çirkinliği için de devam ederken sanat her gün biraz daha boşaltılır, sanatçı kavramı ucuzlaştırılır gerçekten uzaklaşmış sanat ve sanatçılar da topluma diretilir.

Birileri kalkıp müzik yaptım diye çocukları kandırmak için uydurduğumuz “yatcaz kalkcaz attaya gitcez!” tekerlemesini şarkı sözü yapar bir adım sonra da “tel sarar kızım, tel sarar” tekerlemesiyle karşımıza çıkarlar.

Tüketimin hızla yaygınlaştığı bir yüzyıldan fazla bir şey beklemek de elbet doğru değil. Tüketime hizmet eden müziklerin yapılması da bunandır. Kalitenin düşüşü de.

Hızla tükenen müzikten geriye de çocuk tekerlemelerine başvurulur sonrasın da anne sözlerine.

Onlar en iyisi alkışlarının yaratıcıları da “ O ne öz güven o” reklamında olduğu gibi siz her şeysiniz nakaratını kulaklarına üfleyince de hiçbir şey olmayan bu ünlüler kendilerini her şey sanar.

Demet Akalın’ın kendini böyle hissetmesi de bundandır.

Eee malumunuz çok yakın zaman da “ Hülya Avşar dünya Starı” söyleminde bulunan ünlü organizatör Ahmet San onu Sophia Loren ile eşleştirince boş meziyetlerine nasıl inanmasın kendisi de.

İşte bunun gibi bir şey Akalın’ın da kendini en iyi şarkıcı sanması.

Tüm bunları söylerken şunu da belirteyim Demet Akalın’ın kitleleri etkileyen işler yaptığını yok saymıyorum elbet. Tüketim toplumunu hızla tükettiği işler yapıyor. Zamanın istediği işleri de çok iyi yapıyor. Ama bu onun çok iyi şarkıcı, en iyi şarkıcı olduğunu göstermez.

İşte kendisinin kabul etmediği bu gerçeği bir yarışma yüzüne vurunca o da hazım edememiş.

Onun bu kadar üzülmesine izin vermeyeceklerdir yakın zamanda düzenlenecek yeni yarışmaların birinde sırf gönlü olsun diye bu ünvanı vereceklerdir bu yüzden Demet fazla üzülmesin ama gerçeği de bilsin. En iyi şarkıcı olmak için çıplak ses gerek.

Bilsin diyeceğim ama nerde dediğim gibi Türkiye’de bu kadar çok yarışma olursa ve yarışmaların neye kime hizmet ettiği belli olmayınca ödüller de boş insanlara gidip yerini alır. Herkes de yalancı alkışların içinde kendilerini bir şey sanır.

Olansa gerçek sanat ve sanatçıya olur. Ucuz olan dünya da ucuz olan işlerde sanatseverlerin gözlerinin içine zorla sokulur.

Show dünyası kendini şovuna devam ederken bizlere de izlemek kalır memnuniyetsizlikler için de…

oyatekin@gmail.com                                                                                               

https://twitter.com/#!/oyatekin (@oyatekin)                                       

http://yurthaber.mynet.com/yazarlar/tum/1/o.tekin35

OYA TEKİN / MEDYABEY.COM

Not: Burada yazılan tüm yazılarım elektronik imza ve zaman damgası güvencesi altında yasal hakları korunmaktadır. Hiçbir şekilde basılı ya da elektronik bir ortamda (CD, Internet vs.) kaynak gösterilmeksizin izin alınmadan kullanılamaz.

                                                                                                      

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 295
: 3718
Kayıt tarihi
: 01.10.06
 
 

Milliyet Bloğa nasıl geldim ve nasıl yerimi aldım bilmiyorum. Sanırım uzun yıllar okuduğum bölüml..