Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Temmuz '12

 
Kategori
İftar Sofraları
 

Ödünç akıl!...

Ödünç akıl!...
 

iFTAR SOFRALARINDA YEMEK KAPMA YARIŞI...


Sanki ülkemizde müslümanlık yeniden keşfedilmekte!

Yeni İslâm'ın ekonomik doktrinine bir bakar mısınız?

Koca toplumun sefaletini ramazan çadırları ile gidermeye çalışıyorlar.

Bundan 2500 yıl önce Lao Tzu "İyi hükümdarlar halkın midesini doldurur, aklını boşaltırlar." demiş. Bizimkiler karın doyurmadan aklı boşaltmak yöntemini keşfetmiş olmalılar ki, güncel kültürü içi boş orta oyununa dönüştürdüler.

İleri demokrasi bu olsa gerek. Yüz binlerin karınlarını 'iftar yemekleri' ile doyurmak, taşıma su ile değirmen döndürmek yani... Döner mi dersiniz? Görünüşe bakılırsa, öyle. Kaderinize inanıp, kulluğunuzu fazlasıyla yerine getiriyorsunuz...

İslâmın zekât şartı ramazan çadırlarından, evlere  şeker, yağ, makarna, kömür...vb. dağıtmaktan geçiyorsa, buyurun çadır hayatına...

Belediyelerin hemen hepsi, ramazan için özel programlar hazırlıyor ve yüz binlere varan ''iftar yemekleri'' veriyorlar. Her cami önünden minibüsler kaldırılarak insanlar yemek yenecek yerlere taşınıyorlar. Bunun için cadde ve sokaklar  belediyelerce trafiğe kapatılıyor. Gidenler anlatıyor:

İnsanlara önceden duyuru yapılıyor. Halk yer kapmak için gün ortası kuyruğa girip akşama kadar bekliyor. Yer bulamayanlar ayakta kumanyalarını alıyor. Ne kumanya ama! Dışı ambalajlı çok güzel görünümlü, içi ise rezalet. Yemekler bozulmuş, et ve pilav yanında üç adet küflü patates. Halk şoke olmuş durumda.. Kimi yiyor, kimi yemeyıp kumanyalarını çöpe atıyorlar. İftarda aç kalıyorlar. Yiyenler ise zehirlenmekten korkuyor...

Birkaç gün sonra (veya hemen) Belediye başkanı, verdiği hizmet dolayısıyla övünmeye başlıyor. "Şu kadar ton pirinç, şu kadar ton et ve patates kullanarak iftar yemeği verdim" diye. Aslında ise, iş ortaklarının nerede bozulmuş erzakları varsa onları - sözüm ona sevap niyetine - halka dağıtıyorlar/yediriyorlar. Sonra da,  "gider" diye vergiden düşüyorlar. Bir taşla iki kuş vuruyorlar yani. Hem bu dünyalık hem o dünyalık, anlayacağınız.! Allah kabul eylesin.

Peki, yüz binler bu kadar çaresiz, ve bir avuç lokmaya muhtaç  olarak mı yaşıyor? Bunu sorgulayan yok. Sorgulayana ise, "yemesen yeme, zorla mı yediriyoruz" diye bir de azar işitiyor.

Aslına bakılırsa vatandaşın hak etmediği, alın teri dökmediği yemeği yemesi yanlış. Herhalde insanlar, başkaları tarafından  ihtiyaçlarının giderilmesine alıştırılmışlar ki, bu durumu kendilerine 'hak' olarak görebiliyorlar, ya da başkalarının siyasi şov yapmalarına - bilinçli olarak - ortak oluyorlar!

Bir başka ilginç olan şey ise, aynı bu kitlelerin en çok ''özgürlük'' lafi etmiş olmaları. Bu kitleler, parasız özgürlüğün "kölelik" olduğunu, yani ''özgür olunamayacağını bilmezler mi? Bildikleri içindir ki, halkın insan gibi yaşayabilecek bir gelire sahip olmasını istemiyorlar, işsizliği önlemiyorlar. Çünkü biliyorlar ki, parasal özgürlük olsa ne evlere şeker ve yağ dağıtılır ne de ramazan çadırları kurulur. Böylece de İslâmın zekât şartı kendiliğinden hal olurdu. Ama, bunun yanında da, halkın sırtından geçinen ve siyasi yerlere halkın duygularını sömürerek gelin(e)mezdi. Doğrusu da böylesi değil midir? Ama, nerde..? Boşuna mı söylenmiş. "Tok kedi sırnaşmaz" diye. Aç bırakılarak, birilerine 'sırnaşmak' zorunda kalacaksın ki, karnın doyurulsun. O birileri de bu durumdan kendilerine paye çıkarsın..!

Eğitimimizin özgürleştirilmek istenmesinin amacı da bu değil midir ki? Özgür eğitim olsa, herkes bilse, okusa, her istediğini öğrenebilse, sömürüldüğünde "hayır" diye ağırlığını koyup ortak bir "akıl" geliştirebilse fena mı olurdu?

Her şeyi dışarıdan alan Türkiye'de, gelişmeyen bir kültürümüz vardır ki, o da:

Gerçeği saklamaktansa ölmeyi yeğleyen Sokrates vari, insana verilen değere dayalı bir geleneğimizin olmayışı...

"GEÇMİŞİN ÖLÜ ELİNDEN MEDET UMANLAR, KÖLELİK ZİNCİRİNDEN KURTULAMAZLAR."

Alaettin Morgül / 25.07.2012 

 
Toplam blog
: 193
: 1086
Kayıt tarihi
: 02.02.10
 
 

İsveç`in Göteborg şehrinde oturmaktayım;  evli ve bir kiz bir oglan iki çocuğum var. İsveç`te..