Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Eylül '13

 
Kategori
Tarih
 

Oduncu Lincoln ve General Scott

Çok tuhaf insanlar, şu Amerikalılar!.. Bilgisiz, cahil oldukları gibi, vatan ve millet sevgisi de hiç gelişmemiş!

“Hele hele devletlerine ve ABD’yi kuran ilk “Başkan”larına karşı nerdeyse hiç saygıları yok” desem, doğru…

Nerden mi vardım bu yargıya?

25 yıl kadar önce, eşimle birlikte ABD’ye bir gezi yapmış, iki hafta dolaşıp durmuştuk; Orlando’dan Miami’ye  (Mayami)  kadar da, ilk başkan George Washington’a ait ne bir heykele rastlamıştık, ne bir büste…

Nerde bizdeki sevgi, saygı, nerde  bizdeki vefa!..

Bizim Amerikalılardan değil, Amerikalıların bizden almaları gereken çok dersler var ama ne yazık ki, farkında değil onlar bunun!

“Dünyanın birinci süper gücü” falan denir ama bana sorarsanız, bu kafayla Amerikalıların adam olacağı yok!..

Bir ülkenin, bir devletin geleceğinin nasıl olacağını anlamak için geçmişine bakmak gerekir. Gelin, ABD tarihinin bir sayfasına göz atalım bugün sizinle:

Yıl 1860… O tarihte Amerikalıların % 80’i okuma yazma bilmiyor. Cumhurbaşkanı seçimi yapılacak (Biliyorsunuz, yalnızca “Başkan” diyorlar onlar.) Adaylar arasında Abraham Lincoln adında bir avukat da vardır.

Lincoln, eğitimsiz bir çiftçi ailesinin ilk çocuğudur. ABD’nin o günkü aydınları, gazeteci ve yazarları, esmer ve güreşçi olduğu için “Siyah Beygir”, ağaç kesme konusunda usta olduğu için “Oduncu Lincoln” dedikleri bu adayın “Başkan” seçilmemesi için canla başla mücadele ederler. Dahası, güneydeki 7 eyalet, birlikte bir “muhtıra” vererek “Lincoln Başkan seçilirse isyan edeceklerini, bunun sonucu iç savaş çıkıp kardeşin kardeşi öldüreceğini”  ilan ederek “Siyah Beygir”in adaylıktan çekilmesini ya da adaylığının mutlaka iptal edilmesini ister.

Hayret bir şeydir ki, okumuşların “aydın” dediğimiz elit tabaka ve gazetecilerin beğenmeyerek binbir kulp takıp küçümsedikleri adaylar, (aynen bizde olduğu gibi) Amerika’da da halktan büyük ilgi görürler hep,  nedense!..

(Özal veGül’ün cumhurbaşkanı seçilmesini anımsayın lütfen.)

1860’ta ABDde devletin bütün gücü,  Savunma Bakanı General Scott’ta bulunmaktadır. Scott; medyanın, aydınların, yazarların, elit tabaka ve güneydeki 7 eyaletin, Lincoln’un adaylığının iptal edilmesi isteğini kanunlara ve eşitlik ilkesine aykırı bulur.

Dolayısıyla bu kesimin ısrarlı ve maksatlı isteklerine asla taviz vermez. Yapılan dürüst bir seçim sonunda Lincoln, az bir farkla “Başkan” seçilir.

Sonuçtan hiç memnun olmayan kaymak tabaka, bu kez de generalin bir emriyle seçimin iptal edilmesini, dolayısıyla iç savaşın önlenip kardeşin kardeşi öldürmesine meydan verilmemesini ister.

(Tabiî canım, % 80’i okuma yazma bile bilmeyen cahil halkın verdiği oydan ne çıkar? Önemli olan okumuşların, tuzu kuru olanların ne deyip ne istediğiydi!)

General Scott gibi, ordunun bütün kademeleri de bu isteğe direnir:  “Amerikan yurttaşları, tek bir oy farkı ile bile olsa kimi seçerse, ordu o yönetimin emrindedir. Oy, Amerikan halkının namusu, haysiyeti, şerefidir. Seçim sonucunu kabul etmemek, milletin bu değerlerine tecavüzdür. Ordunun görevi, milletin namusunu,  ırzını,  şerefini korumak olduğuna göre, elbette âdil seçimler sonucu ortaya çıkan iradeyi korumaktır.” derler.

Hele hele, ordunun kayıtsız şartsız kendi emrine âmade olduğunu bilen General Scott da der ki:

“-Ben, millî iradeden başka kuvvet tanımam. Lincoln’ü sizin kadar ben de beğenmiyorum. Hatta ben de onun aleyhinde oy verdim. Fakat mademki halkımız O’nu seçmiş, millî iradesi böyle tecelli etmiş, öyleyse hepimiz O’nu tanımaya mecburuz.”

Ne kadar tuhaf insanlar,  şu  Amerikalı komutanlar!.. 

Hele hele bu Scott denen adam!..

Bir bahane ile iptal et seçimi. Sen de beğenmiyormuşsun bak, o  “Oduncu Lincoln”ü. Tutuklatıp hapse mahkûm ettir. Sen aday ol, sen “Başkan” ol…

Ama nerde o kafa, bu Amerikalı generalde!..

Övünmek gibi olmasın, akıl ve zekâlarını kullanmakta bizim askerlerimiz çok farklı!..  Örnek mi?..  İşte 27 Mayıs, işte 12 Eylül… Cemal Gürsel gibi, Cevdet Sunay da, Kenan Evren de ayaklarına gelen fırsatı ne güzel değerlendirip Cumhurbaşkanı seçilerek tarihe geçtiler!..

Oduncu Lincoln”ün pek az bir oy farkıyla “Başkan” seçilmesinden hemen sonra, 7 eyalet Birleşik Devletlerden ayrıldıklarını ilan ederler. General Scott’a son bir şans verip Seçimi iptal ederse isyanı durduracaklarını”  bildirirler.

General, yeni Başkan’a danışmaya bile gerek görmeden bu teklifi reddeder. Bunun üzerine kuzey- güney savaşı başlar.

Oldu olacak, bu öykünün devamını da anlatıvereyim:  Savaşın bütün şiddetiyle devam ettiği günlerde isyancılar kuzeye doğru ilerleyip başkent Washington’u tehdit etmeye başlar.

Ordu Başkomutanı General Scott,  Başkan’ı ziyaret edip, “Ordu sizi korumaya mecburdur. Fakat işittiğiniz top sesleri ile Beyaz Saray  tehlikeye girmiştir. Geçici bir zaman için başkenti terk ederek kuzeye çekilmenizi temin edebilir miyiz?” der. Başkan tam  “evet” diyecekken, yanında bulunan eşi Bayan Lincoln:

“- Sayın General, bizi millet getirdi buraya. Ordu olarak bizi son nefesimize kadar korumaya mecbursunuz. Ben kesinlikle bir yere adımımı atmam. Kocamın da aynı fikirde olduğuna eminim.” deyince, General utancından kıpkırmızı kesilmiş bir yüzle:

“-Affedersiniz… Böyle bir öneride bulunduğum için çok özür dilerim. Elbette ordumuz sizi son nefesine kadar korumaya devam edecektir.” der ve hemen Beyaz Saray’ın etrafı kum torbaları ile çevirip askerler mevzilenerek Başkan korumaya alınır.

Beş yıl süren savaş sonunda isyancılar yenilir. Böylece Başkan Lincoln, ABD’de   “köleliğin kaldırılması” yasasını kongreden geçirme şerefine nail olmuş bir “Başkan” olarak tarihe geçer.

Güzel bir şeye sahip olmak için, güzel bir bedel ödemek gerekir mutlaka. Lincoln ve Scott  bedelini ödedikleri için sevgiyle, saygıyla anılıyorlar bugün. 

 
Toplam blog
: 303
: 309
Kayıt tarihi
: 21.02.11
 
 

1942'de Antalya'ya bağlı Akseki ilçesinin Gödene (Menteşbey) adlı kuş uçmaz kervan geçmez bir köy..