Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Temmuz '13

 
Kategori
Güncel
 

Oduncu Nick de Kundakçı kim?

Oduncu Nick de Kundakçı kim?
 

Oduncu Nick De Kundakçı Kim?/Soner KAYA


Hafta sonu İstanbul'un üç parçadan ibaret ormalarında nerdeyse 24 saatte sekiz defa, evet yanlış duymadınız sekiz defa, yangın çıktı. Ormanların bu yanma isteği (!) akıllara "kundaklama" şüphesini getirdi. Zaten yetkililer de bu şüphe üstüne yoğunlaşmış durumda.

Rahmetli Barış MANÇO'nun "Nick The Chopper" adlı eğlenceli ve mesaj dolu şarkısını hepiniz bilirsiniz. Bilmeyen yeni nesil de hemen "Youtube"dan dinleyebilir. Bu arada "yeni nesil" diye başlayıp gençlere öneride bulundum. Yaşlanıyorum galiba! :) Neyse... Efendim malûm şarkıda Barış MANÇO pis yaşlı bir oduncudan, hain emellerinden ve ağaçların ona yapmak istediklerinden bahsediyor. Şarkıyı dinleyince Nick'e içten içe kızıyor, ağaçların ona hazırladıkları sabotaja ortak olasınız geliyor. Ama bu gün gelinen noktada "kundakçılar" Nick'e rahmet okutuyor. Öyle ya onun niyeti odun satarak para kazanmak olarak hafifletilebilir belki. Ama ya kundakçıların niyeti?

İnsan ormanı neden yakar? Tarlasını genişletmek veya yeni tarla açmak için olabilir mi? Yakılan orman İstanbul'da olunca tarla muhabbeti biraz "ufo görmüş masum köylü" işi kalıyor. Demek ki iş biraz daha karmaşık... Peki o cânım ormanların yakılma nedeni nedir? Tabii ki yakılan ormanlardan boşalan alanları imara açmak suretiyle bir güzel satmak! Bunu kim yapıyor? Üç beş serseri "kundakçı" mı? Bunun böyle olmadığını, "kundakçı"ların çıkar sahiplerinin kiralık katilleri olduğunu anlamak için âlim olmaya gerek yok sanırım. Hakikâten arsa fiyatlarının el yaktığı, en sapa yerlerdeki tarlaların bile faiş fiyatlara satıldığı bir metropolde "Oduncu Nick'de Kundakçı Kim?" diye sormamız abeste iştigal oluyor galiba!

Gezi Parkı eylemlerinin çıkış noktası "ağaç"tı, "yeşil"di. Hakikâten üç beş duyarlı vatandaşımızın samimi duygularıyla başlayan ve çıkar sahiplerini tedirgin eden eylemler bir anda farklı emellere alet edilerek siyasete bulaştırılmıştı. Bugüne kadar bu olayları eleştirirken samimi duygularla hareket eden ve şiddetten uzak duran gerçek yeşilseverleri hep tenzih etmiştim. Ancak bu gün öyle yapmayacağım! Çünkü Gezi Parkı'ndakiler de ağaç, Beykoz'dakiler de... E o zaman neden ses çıkmıyor?

Yoksa durumun vehameti mi kavranamıyor? Durun tekrar edeyim, İstanbul'un ormanları 24 saatte tam sekiz kere kundaklandı! Tüyleriniz diken diken oluyor, değil mi? Oluyorsa neden bir "tweeet" göremiyoruz, neden "facebook"ta bir paylaşım yok? Eğer orada çıkar vardıysa burda da var! Gerçek yeşilseverler damara göre kan alırlarsa "yapılan her şeye karşı çıkan"lardan farkları kalır mı? Tabii onlar şimdi haklı olarak "Her şeyi bizden beklemeyin!" diyebilirer. Haklılar. Ama uğruna onca eylem yapılan ağaçlarla, (Yapılan eylemlerde gencecik insanların hayatını kaybettiğini hatırlatmama gerek yok!) yakılan ormanların arası kuş uçuşu on dakika olmayınca burada da bir duruş beklemek çok da yanlış olmasa gerek!

Anayasamız orman yangınları konusuna özel bir önem vermektedir. Bu amaçla şartlar oluştuğunda müebbet cezası bile verilebilmekte ve işlenen suçların genel ve özel af kapsamı dışında tutulduğu görülmektedir. Anayasamızdaki ilgili maddeler biraz olsun yüreğimize su serpiyor gibi. Ama... Aması şu ki önlemsel yaklaşmakta, iş işten geçmeden harekete geçip eşeği sağlam kazığa bağlamakta fayda vardır. Bu amaçla yeterince önlem almadığımızı düşünüyorum.

En dandik apartmanların, iş hanlarının, kafelerin bile güvenlik görevlileri olduğunu varsayarsak yeşili sevdirecek sağlam projelerin yanı sıra ormanlarımızın her köşesine bekçiler koyabiliriz. Bakın, istihdam da sağladım! :) Teknoloji çağı deyip duruyoruz... En sapa yerlerdeki bakkalların bile güvenlik kamerası var. En azından metropollerimizdeki yeşilleri çıkar sahiplerinin kiralık kundakçılarından korumak için rastgele noktalara kameralar koyabiliriz. Biraz masraflı gelebilir ama uzun vadede kârlı olduğu aşikâr. Modern dünyada kişi sadece değer verdiği şeye para harcar... Üç beş ağaç için memlektin yerinden oynadığını düşünürsek ağaç için, yeşil için kimse cebinden birkaç kuruş daha çıkmasına ses etmeyecektir! :)

 
Toplam blog
: 103
: 409
Kayıt tarihi
: 10.09.10
 
 

Kısaca kendimi tanıtacak olursam "Evlat, eş, baba, öğretmen, yönetici, yazar ve tabii ki okur." y..