Öfke tuzağı

Dr. Les Carter Öfke Tuzağı adlı kitabında “öfke duygusunun merkezinde kişinin kendisine saygı gösterilmesi için başlattığı bir isyan vardır” diyor. Öfkeli insanların aslında kendilerine saygı duyulmasına ve dolayısı ile kendilerine saygı duymaya ihtiyaçları vardır. Öfkelendikleri zaman şu aşağıdaki cümleleri onların zihinlerinde okuyabilirsiniz.

 “Benim önemli olduğumu anlamalısın.”

“Saygı görmek istiyorum.”

“Bana daha iyi davranılmasını hakediyorum.”

“Hayatın bitmek bilmeyen mücadelesinden bıktım.”

“Benim fikirlerim de diğerlerinin ki kadar iyi, bana da ilgi göstermelisin.”

“Beni küçümseme, zoruma gidiyor.”

Dr. Carter öfkeyi başlı başına bir “kendini koruma duygusu” olarak tanımlıyor. Bu kişiler, kişisel değerlerini, ihtiyaçlarını, inançlarını koruma eğilimindedirler. Önemli olduklarını hissetmek isterler ve bunu göremediklerinde tepki gösterirler.

Bizi üzen veya kızdıran şey aslında kişiler ve olaylar değil, bunların yaratmış olduğu kendi hakkımızdaki duygudur. Bir olay veya kişi bize değersizlik duygusu vermiştir. Herhangi bir olaya kızmış gibi gözüksek de aslında öfkemiz şunu ifade etmektedir :“Kendimi değersiz hissediyorum!”

Öncelikle öfkemizi tamamen yok etmek gibi bir zorunluluğunuz yok. Kendimizi korumak adına yaptığımız bu hamlede dengeyi kurabilmek önemli. Bunun için kendimize şu soruyu sormalıyız.

“Değerli hissedip hissetmememiz başkalarının söylediklerine mi bağlı? Peki bu insanlar kayıtsız şartsız her zaman doğru şeyler yapıp, doğru şeyler mi söylüyorlar?

Evet! Öfke ile başa çıkmak için bu ikisini birbirinden ayırmak gerekir. Bizim kendimizle ilgili düşüncemiz ve başkalarının yargıları. Bunlar birbirlerinden ayrı şeyler.

Ben de zaman zaman öfkenin tuzağına düşen insanlardanım. Kabul ediyorum. Fakat bunu kontrol edebilmenin çok mühim olduğunu zamanla öğrendim. Kin, öfke ve nefret kanser de dahil bir çok hastalığa yol açan hücre bozulmasına sebep oluyor.

Bu durumda kendimize şunu sormalıyız. Öfkelendiğimiz şey veya kişinin bize sadece şimdi değil ileride de zarar vermesini istiyor muyuz? Seçim bize ait!