Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ekim '16

 
Kategori
Eğitim
 

Öfkeliyse, var bir nedeni!

 DEHB’li bir çocuk zaman zaman sınırlarınızı zorlayabilir. Anlam veremediğiniz huysuzluklar ve öfke nöbetleri “sabrın sonu selamettir” sözünü size unutturabilir. Ama DEHB’li bir çocuğun yaşıtlarına göre daha öfkeli olmasının altında bir neden var: Beyni! İşte bu yüzden DEHB’li birinin içinde bulunduğu durumun asıl kaynağı gözle görülemez. Sorunlu beyin kimyası, DEHB’li kişinin yönetici işlev becerilerinde zorluklar yaşamasına neden olur. Yani beyin yapısında nörobiyolojik bir fark vardır. İşte bu fark, beynin ilgili bölümlerini harekete geçirmekte yeterli olmamasıdır. Şimdi bir düşünün. Beyniniz yaşamınızın temel görevlerini yerine getirmesini inanılmaz derecede zorlaştırıyor. Sürekli sorunlarla karşılaşıyorsunuz.
Evet DEHB’li çocuklar maalesef etraflarında olanları anlamakta ve doğru tepkiyi vermekte zorlanırlar. Çünkü önemli noktaları yakalayamazlar. Gözden kaçırdıkları bu noktalar ise gerçekte olanlara göre değil, olduğunu düşündükleri şeye göre tepki vermelerine neden olur. Yani siz çok yorulduğunuz için onunla oynamayacağınızı söylersiniz, o ise onunla vakit geçirmek istemediğiniz için oynamadığınız sonucuna varır. İşte böyle durumlar, öfke patlamaları ile kendini gösterebilir.
O halde;
Kendinizi kaybetmeyin, şöyle derin nefes alın.
10 kere derin nefes almak sizin öfkenizi bastıracak ve sakinleşmenize yardımcı olacaktır. Unutmayın! Oksijen maskesini önce kendinize, sonra çocuğunuza takmalısınız. Yoksa ona yardımcı olamazsınız. Çocuğunuza da derin nefes alarak sakinleşmeyi öğretmelisiniz.

Tepki vermeyin, cevap verin.
Böyle durumlar için aranızda bir işaret belirlemenizi tavsiye ederim. Böylece o işareti yaparak ona da sakinleşmesi gerektiğini hatırlatabilirsiniz. Böyle bir işaretiniz yoksa ya da o an işe yaramıyorsa yapabileceğiniz en iyi şey öfkelenmesine asıl neden olan şeyi anlamaya çalışmak. İyi bir dinleyici olmak her zaman işe yarar!

Kabul ettirmeye çalışmayın, anlaşmaya çalışın
Öfkesinin sebebini anladıktan sonra birlikte çözüm bulmaya çalışın. İstediği şey evin kurallarına ters düşüyorsa ısrarla yine de yapmasını istemeyin. Biraz esnemekten zarar gelmez. Ama bunun o güne özel olduğunun da bilmesinde fayda var. Yatma saati geldiği halde oynadığı oyunda bir üst seviyeye geçmek için oyuna devam etmek istiyorsa onu anladığınızı ama uyku saatinde değişiklik olamayacağını, yine de bu seferlik kabul edebileceğinizi açık bir şekilde ona anlatın. Ondan da konuya çözüm önermesini isteyebilir ve bu öneri üzerinde tartışabilirsiniz. Varacağınız nokta saatler sürecek bir öfke patlamasından çok daha iyi olacaktır.

Yapmasını istemeyin, cesaretlendirin.
Öfkesiyle daha önce nasıl başa çıktığını hatırlatan örnekler verin. Sakinleşebildiğini ve şimdi de sakinleşebileceğini hatırlamak ona yardımcı olacaktır. Sürekli iyiye gittiğini duymak onu yapması gerekenleri yapması için cesaretlendirecektir.

Pes etmeyin, daima destekleyin
Evet siz de etten kemikten bir insansınız. Siz de zorlanıyorsunuz. Ama unutmayın onun size ihtiyacı var. O halde alabileceğiniz her türlü desteği alın ki pes etmeden ona destek olabilesiniz. Şöyle bir geriye baktığınızda kat ettiğiniz yolu görmek de size yardımcı olabilir.

Yasaklamayın, sınırlandırın
Elektronikler günümüzün olmazsa olmazı. Ama saplantı haline gelmesi sıradan bir çocuğu bile yoldan çıkarabilirken DEHB’li bir çocuk için daha da sorun yaratabilir. Bu tarz aktiviteleri yasaklamayın ama ekran süresini sınırlandırın.

Duygularını ifade etmesine destek olun ve bir kelime listesi oluşturun.
Duygularını ifade etmek, hissettiklerini anlamaya yardımcı olur. Ona “öfkeliyim” demesini öğretin. Bu bile başlangıç için yeterli olacaktır. Hissedilen öfkenin derecesine göre kullanılabilecek kelimeler çok farklıdır aslında. Sadece öfkeliyim demek hissettiklerini tarif etmesine yardımcı olmayabilir. “Rahatsız hissettim”, “sinirlendim”, “sinirden kudurdum”, “çılgına döndüm” gibi ifadelerden oluşan bir liste oluşturabilirsiniz. Bu duyguları 1-10 arasında bir ölçekte sıralayabilirsiniz. Çocuğunuz öfkelendiğini hissettiğinde 1-10 arası not vermesini isteyip bunun karşılığına gelen duyguyu öğrenmesine yardımcı olabilirsiniz.

Öfkenin bir işaret olduğunu, sonuç olmadığını anlatın
Öfkeli hissettiğinde nedenini düşünmeye başlar ve bunu kelimelere dökebilirse, öfkesinin aslında memnuniyetsizlik yaratan başka bir durumun sonucu olduğunu anlayacaktır. Böylece asıl soruna odaklanıp, o konuda yardım isteyebilir. Ayrıca öfke patlaması yaşamadan önce kendinde ne gibi değişiklikler hissettiği üzerinde de konuşabilirsiniz. Kalp atışları mı hızlanıyor? Gergin mi hissediyor? Bunların birer işaret olduğunu bilirse öfkesini yönetmesine yardımcı olacaktır.

Not alın
Günlük tutarcasına her öfke patlamasını, hangi durumda bunun yaşandığını not alın. En az bir ay sonra aldığınız notlara bir göz atın. Bu size öfke patlamaları hakkında büyük ipuçları verecektir.

Patronluk yapmadan patron siz olun
Her ne kadar kurallara, anne-babalarının izin vermediği konulara söylenseler de her çocuk aslında anne-babasının “patron” olduğunu bilmeye ihtiyaç duyar. Çünkü kurallar karar vermelerine yardımcı olur. Kendilerini güvende hissederler. Koca bir okyanusta kaybolup gitmezler. Seçenek sunmak bu konuda size de yardımcı olur. Örneğin banyo yapması gerekiyorsa yemekten önce mi, sonra mı yapmak istediğini sorabilirsiniz. Böylece kararı o verecek ama aslında her iki seçenekte de yapması gerekeni yapmış olacak.

DEHB’li çocuklar bazen öfkeli olduklarını bile fark edemezler. Fark etseler bile hissettikleri öfkenin gerçek sebebini bulamayabilirler. Bu konu da destek aldıkça öfke ile yaşadıkları acı arasındaki bağlantıyı kurup, öfkeyi yaratan hayal kırıklıklarını anlayabilirler.

Evet, öfkeyle başa çıkabilmeyi öğrenmek uzun bir süreç. Ama sabır her şeyin ilacı.

Kaynaklar:

https://www.empoweringparents.com/article/child-with-add-or-adhd-5-donts-when-your-child-is-angry/
http://www.additudemag.com/adhd/article/10491.html
http://www.childhealing.com/articles/adhd.php
http://www.healthcentral.com/adhd/c/849319/80154/child-control-anger/

 
Toplam blog
: 168
: 336
Kayıt tarihi
: 04.05.09
 
 

Elgiz Henden 1968 yılında doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesini 1989 yılında, yük..