Öfkemiz boyumuzu aşarken

Öfke bir anlık, pişmanlık bin yıllık. Karşımızdakini kolayca kırabiliriz. Tek söz ile yerle bir etmemizde mümkün, her şeyi yakıp, yıkıp gitmekte. Kalabilmek ve düzeltebilmek asıl mesele. Tahammülsüzüz ve her şeyi eksiksiz istiyoruz. Bazen karşımızdakilerden beklentilerimizi yüksek tutarken, onlarında bizler gibi insan olduğunu unutuyoruz. Öfkelerimiz boyumuzu aşmış durumda.

Sabır ise büyük erdem. Beklemek ve sükuneti koruyabilmek. Dün sabah saatlerinde MB’nin yeni versiyonu ile alakalı sorun yaşayınca, birden sabrımın taştığını hissederek yazmaya başladım. “Büyük kararlar vermeden önce en az bir gün düşünmelisin” der annem hep. Bende tam tersine hareket eder, anlık gerilimlere yenilirim bazen. Şikayetlerimi ilettiğimde bana cevap verebilecek biri var mı? Var. Konu ile alakalı görüşlerimi alarak telkin eden, yada yanlış düşündüğüm yerleri düzelten biri var mı? O da var.Öyleyse yapıcı olmak gerek diye düşünüyorum.

 Yermek, şikayet etmek, beğenmemek çok kolay. Zaten biz insanları memnun etmek asıl zor olan. Hizmet sektöründe çalışanlar iyi bilir. En hassas nokta müşteri memnuniyetidir ve biz müşterilerimizi genelde çok zor memnun edebiliriz. Muhakkak haftada birkaç kişiden olumsuz bir şeyler duyarız. Yine sevgili Şennur Hanım’ın dediği gibi “hayat böyle bir şey işte”. Çalıştığımız yerlerde program değişikliği yapılır ve genel olarak fikir beyanı alınmaz. Doğrusuda budur bana kalırsa. 300 kişilik bir firmada herkese fikrini sorarak hareket edildiğini düşünemiyorum.

 O program değişikliklerinde sistem yerine oturana kadar bazen sürenin 1 seneye yaklaştığını hissederiz. Ancak sabır gösterip mücadele ederken, bize sağladığı kolaylıkları kullanmaya başladığımız gün geldiğinde “iyi ki” deriz. Hayatın her evresinde biz insanlar sabır gösterip beklemek zorunda kaldığımız sorunlarla karşılaşabiliriz. Mühim olan bir kaos anında mümkün olduğu kadar anlayışla ve yapıcı eleştirilerle yaklaşabilmek. Alışkanlıklarımıza bağlıyız evet, ancak mevsimlerin bile değiştiği bir dünyada MB değişmiş çok mu?