Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ekim '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Öğleden sonra...

Öğleden sonra...
 

İki gün süren fırtına ve yağmurun ardından bu gün açan güneşe göz kırpıp , öğleden sonra şöyle deniz kenarına doğru bir gezmeye çıkalım dedik.
Zulada çay, kavrulmuş fındıkla....
Emeklidede'yle(MB da ve eşim ) birlikte arabamıza binip yola koyulduk.
İlk işimiz Kozlu yolundaki alışveriş merkezine uğramak oldu.
İlk molamız da tv de fırtına haberlerinde de gösterilen Kozlu sahil yolu ve yeni yapılan limanın içinde oldu.
Denizden vinçlerle kurtarılan sandallar onarılıyor, yolu kaplayan kumlar kepçeler vasıtasıyla temizleniyordu.
Ve insanı üzen bir görüntü;deniz , ona dökülen ne kadar çöp varsa sahile boydan boya kusmuştu.
İçler acısı bir haldi bu.
Kumların üstünde o kadar pet şişe ve naylon poşet vardı ki ne kadar çevre düşmanı olduğumuz apaçık ortaya çıkıyordu.
Fotoğraflarını çektim ve tekrar yola koyulduk.

Hedef Değirmenağzı mevkii idi.
Kozlu'dan sonraki ilk tünel çıkışındaki yer.
Kaynaktan içme suyumuzu doldurduktan sonra, (su arıtma tesislerinin olduğu yerde, Zonguldak'ta her kez bilmez orayı )sahile inip denize karşı çayımızı içecektik.
Öyle de yaptık.
Arabayı yukarda bırakıp yürüyerek sahile indik.
Deniz kenarı serin ve bomboştu tabii ;))
Emeklidede gitmek için biraz naz yapmıştı ama baktım bende önde yürüyordu ;))
Denize nazır oturaklı bir masa bulduk ve oturduk.Lakin fazla oturamıyacaktık !
Ben böyle gezilerde yerimde fazla duramam da ;)))
Çay içmemiz biter bitmez sahilde yürümeye başlamıştım ki dalgaların ortaya çıkardığı bir kil kayasını keşvettim.Malum yazın kumlar altında olduğundan görünmüyordu.
Hemen bir kaç parça koparıp orada bulduğum torbaya attım.
Biliyorsunuz kil, yüzdeki cilt temizliğinde maske olarak kullanılıyor.
Yüzünüzü ıslatarak kili sabun gibi yüzünüze sürüp , bir süre kurumasını bekliyorsunuz ve sonra bol suyla yıkıyorsunuz.Cildinizin tertemiz olduğunu göreceksiniz.(bilhassa yağlı ciltler için)
Kabukları soyulmuş küçük saçaklı bir dal parçasını da aldım yerden.
(Şimdi vazomda oldukça dekoratif duruyor .)

Yaklaşık bir saat sonra sahilden ayrılıp dönüş yoluna çıkmaya başladık.
Bir yandan da orada daha önceden varlığını bildiğim kuş burnu ağaçlarını arıyordu gözlerim.
Gördüm de ...
Durur muyum ;)) hemen yamacına tırmanıp dikenli dallarını çekerek ceplerime toplamaya başladım.
Bir yandan da nutuk atıyordum;öksürüğe, gribe, boğaz ağrılarına iyi geliyor diye...
Zaten öksürüp duruyordu , daha fazla dayanamadı ve bey de benimle birlikte toplamaya başladı.

Akşam olmak üzereydi.
Arabamıza bindik...
Radyomuzu açtık...
Dolu su bidonları, alışveriş torbaları, kuşburnu, kil, dal, boşalmış termos, iki bardak ve şeker kavonozumuzla eve geldiğimizde oldukça mutluyduk !

Aldığımız hamsiyi ayıkladık.
Balkonda ızgara yaptık.
Yanında turşu, kuru soğanla bir güzel yedik.
Ardından tv seyretmeye kanepeye uzandı bey...(çoktan uyumuş bile ;))
Ben de pc ye oturup bu günki öğleden sonrayı yazdım.
Bitti...

 
Toplam blog
: 285
: 1333
Kayıt tarihi
: 09.12.06
 
 

Zonguldak doğumluyum. AÖF Mezunu olup, üç çocuk annesiyim. İki de torunum var. Şiir, doğa yürüyüş..