- Kategori
- Gündelik Yaşam
Oğlum Deniz'e mektup...
Bir mucizenin sıcacık ve ufacık parmaklarına dokunmak...
Oğlum Deniz’ e …
Adını aşka eşitledim, aştan gelene, aşkla gelene…
Önce ufacık, küçücük bir damlacıktın içimde. Ağladım duyduğumda yola çıktığını. Bu ağlamak bu yaşıma kadarkilerin hiçbirine benzemiyordu. Acıdan, sevinçten, kederden ya da mutluluktan değil sırf… Hepsinin toplamı da değil. Tarifini yapmaktan vazgeçtim o an. Anladım…
Kalbinin atışını duymak dünyadaki bütün seslerin gizini çözdürdü bana. Bilmiyordum önceleri, ilk kez bir kalp olarak teşekkül ettiğimizi… Mucizemsin işte bu yüzden. Beni hayatın bütün anlamsızlıklarından kurtardın yavrum.
Adım adım yürümeye başladık birlikte. Nereye gitsem benimleydin, ne yapsam görüyor, ne söylesem duyuyordun. Ağlıyordum çok fazla, her şeye, olur olmaz sebepten. Ağladıkça temizleniyordum. Ağladıkça yol oluyordum sana. Ağladıkça bütün kötülüklerle savaşacak kadar güçlü, ağladıkça bütün sevdiklerime siper olacak kadar cengaver oluyordum. Ben ağladıkça sen büyüyordun…
Adını Deniz koyduk. Baban istedi. Sana daha çok yakışacak başka bir isim düşünemedim ben de zaten. Deniz gibi ol yavrum. Engin ve bereketli ve hakkaniyetli. Ruhu özgür. Özü sözü bir ol. Bir de babamın adını verdik sana. Kemal… Babam gibi dürüst ve açık sözlü her daim dik dur yavrum.
Seni sabırla beklediğimiz bu aylar boyunca çok sıkıntılı zamanlar da yaşadım. Anneliğe hazırlık zor bir süreç. Kimyam değişti. Kimyacı annenin kimyasının değişmesi kulağa komik geliyor ama... Her şeye razıyım Deniz’im… Yeter ki sağlıklı ol sen. Sağlıkla gel aramıza. Biliyorum kokunu içime çekip sıcaklığını hissedeceğim ve seni sağlıklı göreceğim an her acı unutulacak.
Artık bu uzun yolculuğun sonuna yaklaştık yavrum. Aramıza katılmana, dünyaya merhaba demene çok az kaldı. Heyecanla ve merakla bekliyoruz içimdeki Deniz'i...