Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ekim '10

 
Kategori
Çocuk Psikolojisi
 

Oğlum

Oğlum
 

Her bebek melektir


Henüz altı yaşında olmasına rağmen, flörtü, kızların kalbini nasıl kazanacağını çözmeye çalışan bana göre dünyanın en yakışıklısı olan (bütün annelere kendi çocukları öyle geliyor biliyorum) bir oğlum var. Güneş. 

Evet ismi Güneş. Hani derler ya isim insanın kişiliğine yansırmış. Aynen öyle. Girdiği her ortamda dikkatleri üzerine çekmeyi beceriyor. Benim gözümde zaten ışığın, ısının, mutluluğun, dünyada güzel olan ne varsa herşeyin simgesi iki evladım.Daha doğduğu gün (ağustos ayının en sıcak günlerinden biri) o diken gibi saçlarını gören herkes bu çok can yakar, çekeceğin var diye uyarmıştı beni. Bebekliğide aynı diken saçlarla devam etti istediği olmadığında çıkardığı feveranı izlemek gerekir. 

Kızım doğduğu günden beri ağır, uslu, narin, kibar, yaramazlık nedir bilmeyen bir çocuk. Hayranım her huyuna, her hücresine. O da belki doğduğu mevsimin özelliğidir. Muhteşem bir eylül sabahı, doğum sancıları çekerken, pencereden sararan yaprakların dökülüşünü izlemiştim. Hiç unutmam. Ve ona hamileyken fazlasıyla içli, fazlasıyla sulu gözlüydüm. Kızıma miras bıraktım galiba bu içli, düşünceli, üzülen her insanla beraber gözlerimin dolma özelliğini. O siyah iri gözlerden göz yaşları o kadar iri, o kadar asil düşüyorki, muhteşem bir tablo. O bebekken ağlamasını izlerdim, hayran olurdum, asla bebek gibi ağlamazdı.Sessizce iri damlalar yanaklarında sıralanırdı. Bazen bende beraber ağlardım oda cabası.. 

Oğlumsa, olabilecek ne kadar zıpırlık varsa toplamış bünyesine. İzlediği her filmden, gördüğü her olaydan bir pay çıkarıyor kendisine..2, 5 yaşından beri öyle bir yürüyüşü varki; evet ben erkeğim diyor. Kimse ona yan gözle bakamaz anında tepki verir. Babası dahi olsa. Zaten baba evdeki en büyük rakibi. 

Geçenlerde babası 3 günlüğüne İl dışına çıktı. Bizimki boyuna bakmadan "babam evde olmadığına göre evin erkeği artık benim, korkmanıza gerek yok. Eve ekmek falan alınacak mı? demeye başladı. 

Okula başladı bu sene, asla hadi ders çalış demiyorum. Ben eve gitmeden derslerini bitiriyor ki akşam polisiye dizisini izleyebilsin. Tabi en büyük sorun tam tersi özellikler taşıyan ablasıyla sürekli beni birbirlerinden kıskanmaları. Öyle güzel komplimanlar yapıyor ki. "Gül yüzlü, güzel annem. Benim mis kokulu bonbon şekerim. Yoruldun mu sen bakıyım. Masaj yapayım mı sana" türü. Bir kadının isteyebileceği her türlü ilgi. Gelde aşık olma bu küçük erkek prototipine. Ve o küçük tombul elleriyle masaj yapıyor gerçekten başıma, omuzlarıma. 

Derlerdi inanmazdım.... Annelerle erkek çocukları arasında ayrı bir aşk oluyor diye. Hakikatmiş. Bütün yorgunluğum iki öpücükle geçiyor eve girdiğimde. 

Büyüyorlar, hem de çok hızlı. Ve biz çalışan anneler onların ne kadar hızlı büyüdüklerini göremiyoruz dahi. Ama işin en güzel yanı, çalışan annelerin çocukları başlarının çaresine bakmayı, küçük yaşta ayakta durmayı daha hızlı öğreniyorlar. Bazen onlar uyurken öpüp özür diliyorum yanlarında olamıyorum diye. Uyanık oldukları zamanın büyük kısmını ikisi beraber geçiriyorlar. Ben ancak birkaç saat görebiliyorum akşamları. 

Çocuklarımızı içimiz cız etmeden, burnumuzun direği sızlamadan büyütebileceğimiz, gelecekleri ne olacak acaba demeden geçirebileceğimiz günlere özlemle. 

ANNEN

Sen bir avuç bebektin
Kimdi süt veren sana,
Hastalandın ölecektin
Kim kanat gerdi sana? 

Senin minik başını
Avuçlarına alıp
Gece uykusuz kalıp
Kucağında kim salladı
Ağladın, seninle kim ağladı
Annen! 

Sana ilk adımını attıran kimdir
Konuşmayı öğretti sana bir bir
Annen! 

Sen şimdi giderken okula
Sefertasını kim hazırlar?
Kim bakar arkandan yola?
Sende en çok kimin hakkı var
Kimdir seni en çok seven
Annen! 

Dünyayı hiç değilse bir günlüğüne
allı pullu bir balon gibi verelim oynasınlar
oynasınlar türküler söyleyerek yıldızların arasında
dünyayı çocuklara verelim
kocaman bir elma gibi verelim sıcacık bir ekmek somunu
gibi
hiç değilse bir günlüğüne doysunlar
dünyayı çocuklara verelim
bir günlük de olsa öğrensin dünya arkadaşlığı
çocuklar dünyayı alacak elimizden
ölümsüz ağaçlar dikecekler 

Nâzım HİKMET 

 
Toplam blog
: 4
: 598
Kayıt tarihi
: 27.06.07
 
 

Merhaba, 1974 Tokat doğumluyum. Kamu kurumunda memur olarak görev yapıyorum. 2 çocuk annesiyim. İlgi..