Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Haziran '07

 
Kategori
Aile
 

Oğluma mektup

Sevgili Oğlum,

Seni sevdiğimi sana pek söylememiş olsam da inan seni çok seviyorum. Babam bana hiç bir zaman oğlum diye seslenmedi belki ama beni çok sevdiğini biliyorum. Ben de sana fazla "seni seviyorum" dememiş olsam da seni çok seviyorum.

Ben sevginin söze dökülmediği, ancak hissedildiği ortamlarda büyüdüm. Bizim için "seni seviyorum" diyebilmek gerçekten çok zor. Umarım sen de beni, benim babamı anladığım gibi anlar ve sevgimin sıcaklığını hissedersin.

Bugün babalar günü... Böyle bir günde ben de sana seslenip, sevgimi buradan ifade etmek istedim. Seni dizime oturtup bunları gözlerinin içine baka baka söylemek ve yanaklarından öpmek isterim, fakat bunu yapabilmek benim için gerçekten zor gözüküyor. Ara sıra yanaklarından öpsem seni çok sevdiğimi söylesem de içimdeki sevgimi ve duygularımı sana tam hissettiremediğimin farkındayım.

Sevgili oğlum, annen kadar olmasa da senin üzerinde benim de çok emeğim var. Ama ne kadar emek ve çaba harcamış olsam da hepsi sana helal olsun.

Sevgili oğlum, benim senden en büyük beklentim dürüst bir insan olman. Biliyorum gerçekten zor bir şey bekliyorum, ama inan senden bekliyorum ve dürüst bir insan olacağına da canı gönülden inanıyorum. Kahpeliklerin kol gezdiği bir dünyada zor olduğunu bilmeme rağmen bunu senden beklediğimi her zaman bilmeni ve aklından çıkartmamanı istiyorum.

Sevgili oğlum, çok çalışman gerektiğini umarım biliyorsundur. Bizlerin insan olarak görevimiz çok çalışmaktır. Başarılı olmak değil. İnsan yaptıklarından sorumlu yapamadıklarından sorumlu değil.

Sevgili oğlum, sen de bilirsin ki, ben kaliteli reklâmları ve verdikleri mesajları çok severim. Reklâmlarda çok yüksek zekâ pırıltıları olduğuna inanırım. İşte öyle bir banka reklâmında olduğu gibi "İyiler mutlaka kazanır." Evet, sen de buna inanmalısın iyiler mutlaka kazanacaktır. Onun için sen de elinden geldiği kadar iyi olmaya çalış.

Yine bir reklâm filminde slogan olarak da kullanılan Robert Bosch' un (1861–1942) "İnsanların güvenini kaybetmektense para kaybetmeyi tercih ederim" sözünü hatırlatmak istiyorum. İşte bu sloganda olduğu gibi sakın ola ki insanların güvenini kaybetme... Kısa vadede zarar bile görsen uzun vadede kazanacaksın.

Günlük zevkler uğruna, kendine ve geleceğine zarar verecek ve pişman olacağın, hatırladığın zaman yüzünün kızaracağı şeyleri sakın yapma... Yapmış olduğun şeylerden de pişmanlık duyma. Bil ki, yaptıkların kendi şartları için de yapmış olduğun doğru tercihlerindir. Geçmiş olaylar üzerinde pişmanlıklar duyarak bugününü de mutsuz kılma…

Biliyorum nasihatten fazla hoşlanmazsın. Bu yazıyı okumakta bile zorlanacak, canın sıkılacaktır. Olsun, ben yine de sana karşı hislerimi, tecrübelerimi ve beklentilerimi aktarmak istedim. Benim babamı anladığım gibi bir gün fazla geç olmadan sen de beni anlarsın.

Hoşça kal, sevgiyle kal.

 
Toplam blog
: 53
: 2753
Kayıt tarihi
: 14.01.07
 
 

Eğitimciyim. Evli ve Hüseyin Kürşat ve Mehmet Çağrı adında iki oğlum var. Bilgisayar ve psikoloji..