Oğluma mektuplar (2)

Hayat akıp gidiyor.

Oğlum,

Çok yakında yaşama merhaba diyeli bir yılı geçirmiş olacaksın. İlk adımlarını atalı bir hafta kadar oldu. Senin için dünya tamamen oyundan ibaret. Çok meraklısın. Sanırım tahahmmül sınırlarımızla ilgili hergün yeni bir adım atıyoruz sayende.

Ülkemiz her zaman olduğu gibi. Zamlar, kısır tartışmalar, temcid pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp önümüze konan şekli farklı özü aynı politiik gündemler..
Bizden önceki kuşaklar ne kadar tahrip ettilerse dünyayı biz tamamından daha fazla tahrip etmekle meşgulüz. Teknoloji dediğimiz şey ne menem bir şeyse yedikçe semiriyor ve bir o kadar da iştahı artıyor. Senin yetişkin bir birey olduğun günlerde nasıl bir dünya olur doğrusu bilemiyorum.

Henüz fosil yakıtla çalışan makinelerle ulaşım sağlıyoruz. Teknolojinin getirdiği kolaylıkların yanısıra gelişen negatif unsurları çoğu zaman altedemediğimiz için; bize sunulan kolaylıklardan yararlanma adına büyük riskler alıyor, büyük bedeller ödüyoruz.

Ülkemizde eskidenberi süregelen yasaklara bir yenisi eklendi bugün: 19 Temmuz 2009 itibari ile kapalı mekanlarda (konutlar hariç) sigara içmek, tütün ve tütün mamülleri tüketimi yasaklandı. Bu geçmişe bakıldığında iyi bir yasaklama diyebileceğimiz birşey. Daha önceleri toplu taşıma araçlarında, umuma açık bütün kapalı mekanlarda sigara içiliyordu. Umarım sen nikotin bağımlısı olmazsın. Geçmişte ülkemizde çok değişik yasaklar vardı. Bazı kitaplar yasaktı örneğin. Yabancı ülke parası taşımak yasaktı. Aslında düşünmek bile yasaktı ya adı konuşmak yasak şeklinde telaffuz edilen düşünceler vardı. Şimdilerde ne yasak ne değil pek belli değil. Dumanlı havalarda yaşıyoruz anlayacağın. Sis dağılsa da ortalığı bir görebilsek, nedir ne değildir anlatırdım ama şu an yaşanan herşey tamamen bir keşmekeş.

Demokratikleşiyormuşuz. Öyle diyorlar. Hemen sınırımızdaki Irak da Amerika'nın getirdiği demokrasiyi yerleştirmeye çalışıyor. Bu demokrasi tuhaf birşey oğlum herkes kendine istiyor da başkasına pek demokrasi hakkı tanımak istemiyor diye bir söylenti var. Ne bileyim hasbel kader demokratik de oluruz inşaallah.

Yazları parası olan güney sahillerinde tatil yapıyor. Bizi sorarsan şimdilik televizyondan izliyoruz tatil yapanları. İlerde olur mu bilmem. Topçu ya da popçu olursan sen götürürsün artık bizi tatile. Hayal kurmak parayla değil henüz, o açıdan.

Evet oğlum yeni yaşına girerken bizleri hayata bağlayan en önemli bağ sen olma durumun sürüyor.
Umarım okuma yazmayı öğrenip ilk kompozisyonunu da burda 'Babama mektuplar' diye yazarsın.
Ömrümüz yeter de senin yazdıklarını da okursak ne mutlu. Bakarsın sizin kuşağınız çok güzel şeyler yaşar. Sen de güzel şeyler yazarsın. Bizler için henüz öyle bi durum görünmüyor.

Neşe kaynağımız iyi ki doğdun. Seni seviyoruz..