Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Haziran '12

 
Kategori
Eğitim
 

Öğrencilerime yılsonu mesajım

KOCA AĞAÇLAR KÜÇÜK SÜRGÜLERDEN YETİŞİR

GÜZEL ÇİÇEKLERİME,

Bir eğitim öğretim yılının daha sonuna geldik. Sizlerle dört yıl önce daha küçücük tomurcuklarken tanıştık. Her biriniz ayrı bir renk ve ayrı bir dünyaydınız. Zaman içinde birbirimizi tanımaya çalıştık okuma yazma öğrenirken. Kimi zaman ağlaştık, çoğu zaman güldük yeni bilgilere kanat çırparken uçmayı öğrenen bir yavru kelebek gibi. Harfleri öğrendik eğriden doğruya doğru, harflerden heceleri oluşturduk, heceler birleşti seviyorumlarla… Daha sonra sevgi sözcükleri bir araya gelerek belki de ilk mektuplarınızı yazdınız öğretmeninize. Sayıları öğrenmenin coşkusuyla, parayı tanıdınız anneniz için hediye almak üzere biriktirdiğiniz paralarla...

Birinci sınıf yardımlaşma yılımızdı. Karacadağ’ın eteklerinde, yüzleri dağ rüzgarlarıyla kavruk esmer tenli kardeşlerimizi unutmadık. Doğayla iç içe dağ çiçekleri için sıvadık kolları. Gidecektik Uzunbahçe Köyüne. Orada bizi bekleyenler vardı bir kitaba, bir kaleme, hatta tuvalet ihtiyacını gidermek için eve koşan kardeşlerimizle bir günü geçirmek üzere yola koyulduk Uzunbahçe Köyü İlköğretim okuluna doğru. Unutulmaz bir gündü, elimizde annelerimizin hazırladığı yiyecekler, kitap kolilerinin yanı sıra tuvalet onarımı için götürdüğümüz inşaat malzemeleri ve nakdi yardımlar, yüreğimizde büyük bir heyecanla vardık köye. Birden etrafımız sarmıştı renk renk çiçekler. Nasıl da süslenmişlerdi kızlar. Biri ayağına en az dört numara büyük gelen annesinin ayakkabısın giymiş hatta ellerini bile kınalamıştı bayram sevinciyle. Sizdeki şaşkınlık gözlerinizden okunuyordu. Hiç unutmam bir ara Marya su istedi. Götürdüğümüz su bitmişti, ben telaşla su ararken köyden bir arkadaşınız” Örtmeni su işte burada.” Diyerek kurumaya yüz tutmuş, köyün içinden geçen dereyi gösterdi. Su ihtiyaçlarını o dereden görüyordu arkadaşlarınız. ( Ok köyde biliyorsunuz benim oğlum öğretmendi. Çabalarıyla bir sonraki yıl okulun bahçesine su götürerek çeşme yaptırdı.) Nasıl da eğleniyordunuz çocukça acı gerçeği fark edemeden o gün köy okulundaki kardeşlerinizle…

Ya okuma bayramı etkinliğimiz…Usta oyuncular gibiydiniz, sanki güzel sanatlarda okuyan birer yetişkindiniz her biriniz. İnsanın doğuşunu otantik ve modern dans ( ateş dansı- bale) gösterisiyle canlandırmanız bu gün bile gözümün önünde. Doğuştan ölüme bir mizansendi aslında sergilediğiniz. Siz o akşam bu gösteriyi sunarken içeriğini bilmeden sundunuz zira anlayacak yaşta değildiniz. Bu gün bu yazıyı okuduktan sonra oturup tekrar gözünüzde canlandırmanızı istiyorum. İsterseniz ben size kısaca anlatayım. İlk insanın ateşle tanışmasıydı ateş dansınız (SİNSİN Oyunu). Ateşin kutsallığıydı Hande ÖZDAL arkadaşınızın ateş etrafında dans edişi. Daha sonra düğün evindeki hazırlıkları sergilediniz yufka ekmek ve çömlekte yemek yaparak … Ne kadar da başarılıydı Elif Dilara YÜCE, Hatice Zülal GÖKÇEK, Marya AKTAŞ arkadaşlarınız. Ahmet Ozan DÖM, unutur muyum seni? Uzaklarda da olsan sevgin her zaman yüreğimdedir. Hatırlar mısınız? Arkadaşınız zeki olduğu kadar da hareketliydi. Provalar esnasında benim kaygım vardı Ozan’ı o akşam nasıl durduracağız diye. Ben sessizce Esra öğretmeninize “Esra o akşam Ozan’ı nasıl durdururuz?” diye sordum. Canım Ozan’ım rol gereği uyuyor vaziyetteydi. Yattığı yerden çözümü buldu “Önüme bir test veyiysiniz, o zaman duyuyum.” Ozan, gösteride damat rolündeydi, rolünü başarıyla tamamladı. Hatırladınız değil mi Ozan “R” harfini söyleyemiyordu. “Dokuz bin dokuz yüz dosan dokuz keye özüy diliyorum öğyetmenim.” le seni hiç unutmayacağız Ozan…Yusuf Enes EROĞLU, kartal rolünü çok zor kabul etti ama gerçek bir kartal gibi bebeği beşikten bir kaptı ki salon alkışla inledi. Bebeğin annesi Jinda Lorin TÜZÜN, boş beşik şarkısını mimikleriyle canlandırırken sanki Boş Beşik filmini izliyorduk. Küçük monoluğunu okuyan Hüseyin Ekin’in okurken döktüğü göz yaşlarına sebep Yahya Kemal AĞMA’nın gülmesini hatırladınız mı? Kemal Fırat ARİS, Mert AVCI, Ahmet Berkay GÜRDERE, Eren SARI, Muhammed Ömer AKATAY avcılar kahvesinde, iplikli kürsüler üstünde çayları yudumlarken bebeği kapan kartala tüfeklerinin namlularını doğrultmaları bizleri nasıl da korkutmuştu. Ahmet Berkay GÜRDERE, güzel konuşman ve sevimli yüzün hep gözümün önünde…

Üçüncü sınıfta aramıza 2/B’ den katılan narin çiçeklerim Sema Nur ZİLAN, Nur Efşan AYDIN, Hatice İrem DOĞAN, Esra Nur YALÇI sizleri hanımlığınızla hep hatırlaycağım. Sema Nur’un Cumhuriyet Bayramı töreninde aclığından bayıldığını unutmazsınız her halde.

Aramıza bu yıl katılan Buğra Kaan SARI, Dila Şevval TURŞAK, Ömer Mert İNAL, Şevval Zeynep AKBUDAK, Miran Barış TATAR, Emre Can KAÇAR, Ekin DEMİRBİLEK, Helin İNANÇ, Azad DEMİR ve sizleri ben hiç unutmayacağım…

Aradan geçen üç yıl sizleri daha bir olgunlaştırdı, bilinçleştirdi. Yine bir karne dönemine geldik, karne heyecanıyla birlikte tatil planları da yavaş yavaş gündeme gelmeye başladı. Hem sizler hem de anne babanız yoğun ve yorucu ama zevkli bir yılın ardından yaz tatilini dört gözle bekliyorsunuzdur. Bence planları yapmadan önce karneleri görmek gerekir diye düşünüyorum…

Yaz tatilini planlamak:

Yaz tatili öğrenciler, aileler için uzun soluklu bir dinlenme fırsatı sağlıyor. Bir çok öğrenci bu fırsatı okuldan ve okulla ilgili bütün uyarılardan uzak durmak için kullanmayı tercih ediyor ki bu da oldukça doğal. Öğretmenlere göre ise yaz tatilinin iki yönü var. Dinlenmek ve bir sonraki eğitim-öğretim yılına hazırlanmak. Yaz tatili döneminde öğrenme becerilerinin geliştirilmesi için öğretmen tarafından yapılacak öneriler çocuğun tatilde bir sonraki yıla hazırlanması için gereken becerileri ve bunları desteklemek için etkili yöntemleri belirler. Ben de Matematik dersinde öğrendiğimiz paralar ile ilgili bilgileri pekiştirmek için yaz tatilinde günlük hayatta yapılan ufak tefek alış verişlerde ailenizle birlikte bulunmanızı tavsiye edebilirim.

Yaz tatilinde dinlenme ve oyun için çok vaktiniz olacaktır. Dinlenmek en doğal hakkınızdır ama bunu yanı sıra bir sonraki yıla hazır gelmeniz gerekiyor. Günde en az bir saat soru çözünüz, okuma saatini siz ayarlayınız. Size vereceğim on tane öykü kitabını zevkle okuyacağınızı umut ediyorum. Kitapları birkaç kez okumanız gerekecek, tatil dönüşü bu kitaplardan hazırlanan ödüllü bir sınav yapacağım. Birinci olana madalyanın yanı sıra sürpriz ödül var... HAYDİ KOLAY GELE…

“Öğrettiğim her şey unutulsa bile, öğrenmenin bir iş değil keyif olduğunu göstermeye, kendinizi değerli hissetmenizi sağlamaya, yetenekli olduğumuz alanları keşfetmenize yardımcı oldumsa, ne mutlu bana.” diyor, kazandığınız bilgi ve beceri, yeteneklerinizle yükseldiğiniz mevkilerde sesinizi duymak, imzalarınızı görmek benim için en büyük mutluluktur… 08.06.2012

GÜLE GÜLE GÜL ÇİÇEKLERİM

YOLUNUZ AÇIK OLSUN

 

Birsen İNAL

Öğretmeniniz

 

 
Toplam blog
: 124
: 393
Kayıt tarihi
: 01.04.11
 
 

Diyarbakır’da doğdu, tam bir Diyarbakırlı olarak büyüdü. İlk okulu İsmet Paşa İlkokulu’nda, orta ..