Öğrencisiz açılan üniversite...

Bizde adettendir, her açılış ve kapanış bir tören gerektirir! Törene bir ünlü çağırmak, açılış ve kapanışı ona yaptırmak bir gelenektir. Bu geleneği iyi bilen siyasilerimiz, okulların açılış ve kapanış törenlerinde, okuldan okula koşarak, yorgun düşerler.

Okullar açılalı epey oldu. İlköğretim, Ortaöğretim ve Üniversite eğitimi genellikle aynı tarihlerde başladı. İlköğretim ve Ortaöğretim kurumları, kendilerince düzenledikleri bir törenle eğitime başladılar. Üniversitelerimizde ise mutlaka bir ünlünün veya büyük yöneticinin, eğitim ve öğretim sezonunun açılışına katılması beklendi.

Üniversitelerimiz, yöneticilerimizin açılış törenlerine gösterdikleri ilgiyi görünce, mutlaka bir idareciyi açılış törenlerinde görmek istediler.

İktidar partisinden her hangi bir yetkilinin gelmediği okular bir türlü öğretime başlamadı. Öğrencilerin dersleri genellikle boş geçti. Analar, babalar çocuklarını üniversite de okuyor sanırken, çocuklar bulundukları üniversitenin yerleşkeleri içinde boş boş gezdiler. Günlerini gün edip, bol bol para(!) harcadılar.

İktidar partisinden veya hükümetten bir yetkili bekleyen üniversitelerimizden biriside, ülkemizin en eski üniversitesi olan İstanbul Üniversitesiydi. Eğitime başlayalı nerdeyse 1 ay olmasına rağmen, üniversiteye bağlı fakültelerde eğitim ve öğretim hala başlamadı.

Bağlı fakültelerde eğitime başlanmazken, üniversitede hummalı bir çalışma göze çarpıyordu. Bu hazırlıklar; yapılacak açılış törenleri içindi.

O gün geldi çattı. Sayın Başbakan dün itibarı ile İstanbul Üniversitesi'nin açılış törenlerine katılmak üzere üniversitesinin yolunu tuttu.

Sayın Başbakan üniversiteye hareket etmeden önce; geçiş güzergâhlarındaki çöp bidonları, kovaları kaldırıldı. Sabit olanlar yerlerinden söküldü. Sonra üniversiteye bağlı fakültelerdeki tüm öğrenciler üniversite yerleşkesinden dışarı çıkartıldılar. Keskin nişancılar çatılara yerleştirildi. Polisler yol kenarına dikilip, açılışın yapılacağı salondaki koltuklara, Sayın Başbakan’ı alkışlayacak(!) pardon, açılışı izleyecek seyirciler yerleştirildi. Basının önemli temsilcileri koltuklarına kuruldular. Televizyonların canlı yayın ekipleri salondaki ve salon dışındaki yerlerine aldılar.

Bu sırada; dışarıdan, okul yerleşkesine sızan bazı öğrenciler “parasız eğitim isteriz” diye slogan attılar. Bu slogan üzerine, polis bu öğrencileri karga tulumba derdest edip, gözaltına aldı. Bu protesto eylemine katılan öğrencilerin Berna’dan haberleri olmadığı, yaptıkları eylemle ortaya çıktı.

Derken Sayın Başbakan ve koruma ordusu(!) uzaktan göründü. Konvoy gelirken, üniversite öğrenci temsilci sekreteri olduğunu söyleyen bir genç, kendisini açılış törenlerine almak istemeyen polisler ve üniversite görevleri ile tartışıyordu. Polisler, Sayın Başbakan’ın geldiği sırada böyle bir görüntünün abes kaçacağını düşünerek, sekreteri de gözaltına aldı.

Tüm televizyonlardan canlı yayınlanan açılış törenlerinde, eğitimle ilgili her hangi bir konuşma yoktu. Zengin ülkeler ile fakir ülkelerin kıyaslaması en fazla alkışı aldı. Bu arada ülkemizdeki fakirler ile zenginleri kıyaslamak isteyen dışarıdaki öğrenciler bir bir gözaltına alınıp, merkeze götürüldüler.

Açılış törenlerinin en mutlu kişisi, üniversite rektörüydü. Sayın Başbakan’ın kürsüden konuşmasını büyük bir keyif ve kahkaha atarak izledi. Artık ölse de gam yemezdi. Sayın Başbakan yıllardan sonra üniversitenin açılış törenlerine katılıp, günün anlam ve önemine binaen(!) bir konuşma yapmıştı.

Salona alınan alkışlama ekibi, pardon seyirciler, Sayın Başbakan’ın konuşmalarını elleri patlarcasına, ayakta alkışladılar.

Açılış töreni dört dörtlüktü. Açılışta, her ayrıntı düşünülmüştü! Dışarıdaki protestolar biraz kafa ütülese de, ‘bu kadarı kadı kızında da bulunur’ diyerek, herkes açılışın keyfini yaşadı.

Böylece, bir üniversitenin öğrencisiz açılış töreni gerçekleşmiş oldu!

Açılış törenine alınmayan öğrenciler, bakalım derslere ne zaman alınacak?