Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Kasım '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Öğrendim

Öğrendim
 

Henüz 35'liyim. Ama yine de çok iyi anlıyorum Cahit Sıtkı'yı. Aslında benim bir zamanlar anlayamadığım öyle farklı manalar gizliymiş ki dizelerin de. İnsana hayatı öğreten kocaman bir yarım ömür.
Sanki yeni yeni yaşamaya başlıyorum. Aslında yaşıyordum da, emekleyerek, Sadece ellerimi koyduğum yeri görerek. Şimdi yürümeye başladım. Arada bir dengemi kaybedip düşerek tekrar kalkmayı öğreniyorum. Artık yanlışlarımı görüyorum daha da garibi kabul ediyorum.
Çok planlı programlı olmanın yanlışlığını keşfediyorum. İnsanın aklında elbette gelecekle ilgili düşünceler olmalı. Ama ince ince planlamamalı. Alacakları, satacakları, gelecekleri, gidecekleri. Yani hayatı..


İnsanın başına bu dünyada herşey gelebiliyor. ''Bu benim başıma gelmez'' demek 35'inden öncesine mahsus. İşte o gelenler hayata dair planlarınızı alt - üst ettiğinde siz de sudan çıkmış balığa dönüyorsunuz. Çok zeki olmalısınız. Ya da belki umursamaz ki, hemen zamana ve zemine uygun bir alternatif bir plan geliştirebilesiniz. Yani tekrar suya atlayabilesiniz. Ama bir kere balığın durumuna düştünüz.
''Şimdiki aklım olsaydı''cümlesini de daha çok kullanır oldum. Neden 35 yıldır akılsız mıydım? Ne oldu o çok güvendiğim zekama, mantığıma? Ya da neden hak veriyorum kafa tuttuğum pek çok konuda şimdi babama.
halamı çıldırttığım günler geliyor aklıma.. Hani annelerinizden bilirsiniz. Artık bıkmıştır da söylemekten, bilmem kaçıncı seferinde sesini yükseltir.
- Git şu terliğini giy ayağına! ya da
- Yavrum üşüteceksin yeşeğini giy.
Şimdi kendiliğinde giriyor ayaklarım terliklerin içine. Hadi üşütürsem! Keşke çocukken söz dinleseydim. Belki bu kadar sık sancılanmazdı kasıklarım. Ama işte bu keşkeler de yeni yeni düştü dilime. Var mı çare?
Hep barışıktım kendimle. ''Ben böyle iyiyim.'' derdim. Şimdi kolestrol geliyor aklıma. Damar tıkanıklığı, kalp, üre.. Sırf bu yüzden diet sevdasına kapılıyorum. Yani ben hastalıklardan korkmayı öğrendim.
Hayatta engüzel şey çocuk olmak derlerdi o zamanlar. Sinir olurdum. Haaa, bir de en güzel zamanların nişanlılık dönemleri olduğunu. Oysa bir an önce evlenmek ne güzeldi. Biliyorum çocuklar hala hoşlanmaz, nişanlılar da bir an önce evlenmek ister. Ammaaa.. İşte bal gibi de doğru.bekleyin 35'i görürüsünüz diyesim geliyor. Şöyle işaret parmağımı sallayıp hııııı! yaparaktan.
Annem vücudundaki tek tük kırmızı benlerin sonradan oluştuğunu söylerdi. Nasıl yaaa? Sonradan ben mi oluşurmuş? Hem de kırmızı. Boynumun altında bir nokta gördüm geçen gün aynada.. Dikkatle baktım. O da ne! Kırmızı ben.


Maviydi sevdam.. Bütün tonlarıyla mavi. Başka renklerin de olduğunu bilirdim de onları da seveceğim gelmezdi aklıma.
Kadın olduğum için de şanslı olduğumu düşünüyorum artık. Kadınlık çok zor bilirsiniz. Ama anne olabilmek gibi de bir ödülü var. Hiç kimse için bölemediğim o çok kıymetli uykumu çocuklarım için nasıl da defalarca hiç zorsunmadan bölebilirmişim. Oluyormuş yani. Olmaz derdim. Bu uykusuzlukların yüzümde ince çizgiler, gözlerimin altında karalar oluşturduğunu göre göre ''değer'' diyebiliyorsam, oluyormuş işte. Öğrendim. Kabul ettim.
Bunları diyorum. Daha da söylenebilecek çok şey var. Hepsi yaşamın içinde. Görüyorum ama birazda korkuyorum. Kesin konuşmak yanlış. İnsanın fikirleri çok farklı sebeplerle zaman zaman değişebiliyor. Bu da 35'in öğrettiklerinden.
Bu nedenle eğer yaşarsam kim bilebilir 40'lar da, 50'ler de bugün ile ilgili düşüncelerimi %100 onaylayacağımı. Bazı yanlışlarla doğrularımın yer değiştirip değiştirmeyeceğini.Yani biraz karmaşık ve daha çok belirsiz.
Ama mühim olan bazı şeyleri zamanında görebilmek ve kabul etmek. Her yaşın kendince beklentileri ihtiyaçları var. Çocukken; arkadaşlık ve şefkat, gençlikten orta yaşlara kadar dostluk, güven, şans, sağlık ve para. Orta yaştan sonra ise; dostluk ve sağlık.
Ne diyelim. 35'yaşayarak gördük ve hayat devam ediyor. Bu gemi daha ne kadar denizde kalır, kaç fırtınayı atlatır, o fırtınalar bu gemide ne izler bırakır bilinmez. Kim bilir belki de hiç fırtına görmez, hep güneşlidir günler de güneşin kavurduğunu bilemez. Hayat gemisi belirsizliğe yol alır. Umudumuz bu belirsizliğin şanslı ve sağlıklı günler olması. Umudumuz dileğimiz ise, dileğimiz kabul, gemimizin yolu da hep açık olsun..

Sevgiyle kalın

 
Toplam blog
: 14
: 1345
Kayıt tarihi
: 08.11.07
 
 

Sıdıka ben. Her zorluğuna rağmen hayatı, ağlamayı bilmeme rağmen gülmeyi, unutmamama rağmen kin t..