Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ocak '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Öğrenim...

Eğitim ve öğretim yılı deriz değil mi? Eğitim kısmı hemen herkesin bi şekilde önem verdiği, öğretim kısmı ise son dönem öğreticileri dahil pek çoğumuzun es geçtiği bir kısım...

Öğretim ve eğitim yılı olmalı bence. Okula gidip de okumayı öğrenmeyen çocuk görmedim ben... Ama bir sürü üniversite bitirmiş ancak hiçbir şey öğrenememiş çok insan gördüm.

Öğretim öğrenmekten geliyor. Öğrenmek... Oturmayı, kalkmayı, konuşmayı, okumayı, yazmayı, soru sormayı, anlamayı, anlatmayı, kavgayı, edebi, adabı, arkadaş ilişkilerini, aşık olmayı, doğru davranmayı, hata yaparsan bedel ödemeyi, cezayı, ödüllendirmeyi, büyüdüğün ülkenin gerçeklerini, yaşadığın dünyanın gerçeklerini, savaşları, barşları, bunların nedenlerini... Kısaca insan olmayı, insanca düşünüp, insanca davranmayı öğrenmek.

Çocuklar boş bir sayfa gibidir. Öğrenme doğumla başlar. İlk kez suya bu dediklerinde ilk kelimelerini öğrenmiş olurlar ve alkış alırlar. İlk cümleleri yazılmıştır sayfalarına... Büyüdükçe öğrendiğimiz şeyler çoğalır. Sayfalar, kitaplara; kitaplar ciltlere dönüşür. Üstü çizilmiş satırlar, yarım kalmış cümleler, silinmeye çalışıldığı izlerinden belli paragraflar vardır o ciltlerde. Öyle ağırlaşır ki bazen öğrendiklerimizi taşıyamaz oluruz.

Önce kendi aileniz dışında başka aileler olduğunu, sonra bildiğiniz inançların dışında inançlar olduğunu, zamanla bildiğinizden başka yaşam şekilleri olduğunu, gittikçe koskoca evrendeki küçücük bir gezegenin küçücük bir ülkesinin küçücük bir kentinin küçücük bir mahallesinde olduğunuzu yani bildiklerinizin derya içinde bir katre olmadığını öğrenirsiniz. Yani öğrendikçe öğrendiklerinizin aslında ne kadar az olduğunu öğrenmenin sonunun olmadığını öğrenirsiniz.

Öğrenmek sorgulamayı peşinden getirir. Aynı konuda farklı farklı düşünceler ve bakış açıları öğrendikçe sorgularsınız kendinizinkini bulmak, oluşturmak için... Her öğrendiğiniz yeni bilgiyle bir kez daha gözden geçirilecek bir sürü arşiviniz vardır. Güncellenecek bir sürü bilgi... Bunu yapmazsanız eski kafalı kalırsınız. Tıpkı sürekli güncellenen bilgisayar hard diskleri gibi...

Öğrenilenlerden en önemlisi kaybetmeyi öğrenmektir. Çocuklar kaybetmeyi bilmezler çünkü henüz sahip oldukları çok az şey vardır. Büyüdükçe kaybetmeyi öğreniriz. Sevdiğimiz nesneleri, sevdiğimiz insanları, sevdiğimiz mekanları... Anılar çoğalır. Çocukların anıları kısıtlıdır. Gördüğü, bildiği üç-beş insan, mekan ve nesne ile sınırlıdır. Hatta öyle anılar ediniriz ki bu dünya üzerinde artık bizim zihnimizden başka hiçbiryerde yoktur. Gösterme, tanıtma şansımız yoktur sadece anlatabiliriz. Ve aynı anıyı paylaştığınız başka bir insanla bile çok farklı hatırlayacaksınızdır o anı ya da o insanı ya da o mekanı... Algılarınızın farklı olması nedeniyle... O yüzden o anı hatırladığınız şekliyle artık sadece sizin zihninizdedir. Ve algılarımız öğrendiklerimizle şekillenir.

Öğrenmek bir anlamda bilmek demektir. Daha doğrusu bildiğini sananların çoğalması, sana bakan sorgu dolu gözlerin çoğalması demektir. Karar almanı bekleyen, aldığın kararların onun hayatındaki belirleyiciliğini belki tam da bilmeyen; belki bu sorumluluğu sana yüklemek isteyen gözlerin gözlerine dikilmesi demektir.

Öğrenmek seçeneklerini çoğaltmak demektir. Yaşam bir tercihler dizisiyse ve hayatınızı yaptığınız tercihler belirliyorsa ne kadar çok seçenek öğrenirseniz tercihleriniz o kadar artar. Ve önünüzde hayatınızı şekillendirmek için bulunan seçeneklerden size en uygununu seçer yola devam edersiniz.

Öğrenmek sorumluluk duygusunu da beraberinde taşır. Öğrendikleriniz artık bildiklerinizdir. Ve bile bile bilmiyormuş gibi yapamazsınız. Karşı olduğunuz, onaylamadığınız hatta nefretle kınadığınız insanlık suçları, sizi her seferinde biraz daha şaşırtan insanlık durumları öğrenirsiniz, çocukların neden öldüğü, savaşların neden yapıldığı, gençlerin neden kaybolduğu, neden bir ırkın kendi ırkının üstünlüğü duygusuna kapıldığı ve bunun için milyonlarca insanı öldürdüğü gibi bir sürü neden olur kafanızda... Öğrendikçe bu kadar insana dair soruların ne kadar insanlık dışı nedenlerden kaynaklı olduğunu öğrenirsiniz.

Yukarda anlattıklarım sakın sizi bu kadar kötü ve zor şeylerse bunları keşke hiç öğrenmesek demeye götürmesin. Doğada herşey zıttını içinde taşır. Başka bir yazının konusuda öğrendiğimiz, iyi ki öğrenmişim bunu bilmesem eksik giderdim bu dünyadan diyeceğimiz güzel şeyler olsun.

Öğrenimimizin sonsuz, öğreticilerimizin insan yetiştirdiklerinin daha farkında ve düşünen, sorgulayan, fikir üreten bireyler yetiştirmek yolunda daha bilinçli olması dileğimle...

 
Toplam blog
: 40
: 657
Kayıt tarihi
: 14.11.07
 
 

49 yaşındayım.. Kamuda memur olarak çalışıyorum. Aynı zamanda amatör bir tiyatro ekibiyle 18 yıld..