- Kategori
- Öğretmenler Günü
Öğret benim!
- Öğret, benim burdayım, dedi ışıldayan gözleriyle yüreğinden geçenleri sessiz çocuk.
Öğretmenine öylece baktı. Saçları simsiyahtı, kahverengi gözleri vardı. Çoşkuluydu, konuşmak istiyordu ama yapamıyordu. Yanlızca kocaman, anlamsız bir ses çıktı ağzından. O sese okadar anlam yüklemişti ki, sessiz çocuk.
-Hadi, dedi. Bak hazırım, Senin öğreteceğin her şeye hazırım, dedi. Devam etti
- Hadi, bana önce beni anlat, dedi. Ben kimim? Ben nasıl biriyim? Kendimi tanıyayım ki?Sonra insanları bileyim? Önce kendimi seveyim ki? Sonra insanları seveyim, dedi anlamsız çıkan sesiyle.
Öğretmeni:
-Bak ,dedi öğretmeni. Saçlarını sevdi. Bu saçlar senin ,dedi. Başka kimse de yok bu kadar güzel saçlar.
Sessiz çocuk gülümsedi. Anladı öğretmeninin ne demek istediğini.
Öğretmeni devam etti:
- Bak, dedi ellerini tuttu sessiz çocuğun. Bu, pamuk gibi beyaz eller senin ellerin , dedi. Dünyada kimsede yok bu kadar temiz, beyaz eller.
Sessiz çocuk mutluluğunu anlamsız bir sesle destekledi.
Birden yüzü değişti sessiz çocuğun. Hüzünlü bir ifade çöktü yüzüne. Öğretmenine sordu üzgün gözleriyle:
-Peki, neden konuşamıyorum? Neden benim sesim çıkmıyor? Neden dünyanın en güzel seslerini duyamıyorum? dedi.
Öğretmeni:
-Ben duyuyorum seni, anlıyorum ya? Neden üzülüyorsun? Seni özel kılan, seni sen yapan bu, dedi, tuttu ellerini.
Sessiz çocuk emin adımlarla ayağa kalktı. Sarıldı öğretmenine. Kendini ne güzel anlatmıştı ona.
-Öğret, benim, ben burdayım, Hadi bana insanları anlat, dedi.
Öğretmeni:
-İnsanlar iyidir, dedi. Senin iyiliğin onlara geçerse eğer, dedi. İnsanlar güzeldir, güzellik penceresinden bakıyorsan, dedi. İnsanlar sever, sen sevmeyi biliyorsan ,dedi.
Sessiz çocuk anlamıştı öğretmenini. Öğretmeni ne çok şey anlatmıştı ona .Sessiz çocuk dinlemek istiyordu öğretmenini.
-Hadi, dedi, Şimdi de bana dünyayı anlat, dedi.
Öğretmeni:
-Dünya ,sen varsan vardır. Sen yaşarsan hayat da yaşar. Sen yaşarsan insanlarda yaşar, dedi.
-Öğret, dedi. sessiz çocuk. İşte benim, ben burdayım, yaşamdayım, dedi.
Kocaman bir ses doldu sınıfın içine. Bu ses, sessiz çocuğun varlığının sesiydi. Zil çaldı. Öğretmeninin elinden tuttu sessiz çocuk. Artık daha emindi kendinden, kalabalık okul koridorunda yürürken.
Öğret, benim. Ben burdayım öğretmenim.