Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mart '08

 
Kategori
Eğitim
 

Öğretmen

EĞİTİM İLE İLGİLİ ROMANLAR (56)

ÖĞRETMEN

Yazarı: Frank Mc Court

Yazar Hakkında Bilgi:

Ailesi bir İrlanda göçmeni olan Mc Court, New York Brooklyn’de doğar. Ailesi, O doğduktan bir süre sonra tekrar İrlanda’ya göçer. Çocukluğu, Limerick’te geçer. Mc Court, 1949 yılında Amerika’ya gelir ve 36 yıl New York liselerinde İngilizce öğretmenliği yapar.

Angela’nın Külleri adlı ilk kitabı ile Pulitzer Ödülünü, Ulusal Kitap Eleştirmenleri Ödülü’nü ve L. A. Times Kitap Ödülü’nü kazanır. Karısı Ellen ile New York ve Connecticut’ta yaşamaktadır.

Romanın Özeti:

Mc Court İngilizce öğretmenliğini New York’da Birleşik Devletler ordusundayken seçer. Askeri yasadan yararlanıp, Üniversiteye gider. Nasıl öğretileceğini bilmeyen profesörlerden “öğretmenlik dersleri” alır. İlk öğretmenliğini 1958 yılında, New York’un Staten Island ilçesinde bulunan Mc Kee Meslek ve Teknik lisesinde yapar. Toplumda, Meslek Liseleri, Akademik Liselere gidecek donanımı olmayan gençlerin gittiği okullar olarak görülür. Mc Kee Meslek ve Teknik Lisesinde de, bu nitelikleri taşıyan, çeşitli ülkelerden gelmiş gençler vardır. Bunlar; zenci, Çinli, Avrupa ve diğer ülkelerden gelen kişilerdir. Bu gençler, genelde mutsuz ve çete üyeleri olan türden kişilerdir.

Yeni öğretmen olan Mc Court, yeni işini “yaparak” öğrenecektir. Lisedeki ilk gün, gergin ve heyecanlıdır. Sınıfa girer ve öğrencileri beklerken, dersle ilgili eşyaları inceler. Sınıfta, her sınıf için düzenlenmiş bir Bez Dosya, savaş zamanından kalma bir tomar Kompozisyon Kağıdı, sınıfın Yoklama Defterinin arasına koyacağı Beyaz Kartlar bulunmaktadır. Bu kartlara, çocukların devam durumu, gecikmeleri kaydedilecektir. Kızlar ve erkekler istenmedik davranışlar gösterdiklerinde, bu kartlara kırmızı kalemle işaret konulacaktır. Olumsuz davranışları kaydeden bu kırmızı kalem, öğretmenin en güçlü silahıdır.

Mc Court ilk gün, sınıfta öğrencileri beklerken masada oturmak yerine, ayakta durmayı tercih eder. Öğrenciler Onu, masada oturuyor olarak görürlerse, Onun bir korkak olduğunu ve masayı bir sığınak olarak gördüğünü düşünebilirler. Çünkü bu öğrenciler, öğretmenler konusunda uzmandır.

Okula gelen öğrenciler, onbir yıldır okumakta olan kimselerdir. Bu süre içinde hayatlarından yaşlı, genç, sert, kibar, kadın, erkek, otoriter olmak üzere pek çok öğretmen geçmiştir. Öğrenciler ise, onları izlemiş, incelemiş ve yargılamışlardır.

Öğretmenin sınıfa girdiği ilk gün, derse giren öğrenciler onu pek takmazlar. Kendi aralarında şakalaşır, birbirlerine bağırırlar. Sınıfta bir sandviç kavgası olur. Öğrencinin biri, elindeki sandviçi arkadaşına atar ve sınıf karışır. Mc Court, ne yapacağını şaşırır. Çünkü sınıfın öğretmenidir ve sınıfı yatıştırmak zorundadır. Ayrıca, üniversitede hiçbir profesör ona, havada uçuşan sandviçlerle nasıl başa çıkacağını öğretmemiştir. Mc Court, kısa bir bocalamadan sonra, yere düşen sandviçi alır ve öğrencilerin gözü önünde yer. Sandviçi yemesinin sebebi, çaresizlik, açlık ya da israfla ilgili bir ders vermek için değil, onlara kimin patron olduğunu göstermek içindir. Öğretmenin bu davranışı karşısında öğrenciler şaşırır ve herkes dikkat kesilir.

Bu olaydan sonra Mc Court İngilizce ile ilgili herhangi bir şeye nasıl geçeceğini düşünür. Öğrencilerin önünde yemek yemesi, O’nun okuldan atılmasına neden olabilecek bir suçtur. Ancak, müdürün insafı ile okulda kalır. Mc Court, birkaç kez daha okuldan atılma durumuyla karşı karşıya kalır ancak, öğretmenliğe devam etmeyi başarır.

Mc Court bu lisede beş sınıfta derse girer ve ders anlatmakta hep zorlanır. Öğrencilerin, dersi kaynatmak için hep soruları vardır. Derse geçileceği zaman öğrenciler hep bahane bulur ve “Sen de diğer öğretmenler gibi sıkıcısın, ” derler. Mc Court, derste öğrencilerin yerlerine oturmalarını ve sessiz durmalarını sağlayacak her türlü hikaye anlatır. Fakat, öğrenciler bu hikayeleri fırsat bilerek, derse geçmesine izin vermezler. Hayatı ve İrlanda ile ilgili sürekli sorular sorarlar. Bu arada öğrenciler, Mc Cour’un şivesiyle ve İrlanda’daki hayatı ile sürekli dalga geçerler.

Zaman geçtikçe Mc Court, sınıftaki öğrencileri tanımaya ve onların kişiliklerini çözmeye başlar. Her sınıfta değişik kişilikte öğrenciler bulunur. Yine her sınıfta bir şikayetçi, bir palyaço, bir sulu, bir güzellik kraliçesi, bir her şeye gönüllü, bir dalavereci, bir entelektüel, bir anasının kuzusu, bir mistik, bir hanım evladı, bir aşık, bir eleştirmen, bir her şeyde günah gören din fanatiği, bir arkalarda tefekküre dalan düşünür, bir mutlu, bir de sözcü vardır. Sorular sormak ve öğretmeni sıkıcı dersten uzaklaştırmak, sözcünün görevidir.

Üniversitedeki Eğitim profesörleri, önlerindeki öğretmenlik günleri için onları uyarır ve önerilerde bulunurlar.

Bu öneriler:

. İlk etkinin hayati önemi vardır. Sınıfa ilk girişiniz ve sınıfı selamlayışınız, bütün meslek hayatınızın yolunu çizebilir.

. Karşınızda Amerikan gençleri olacak. Tehlikeli bir tür. Sizi ölçüp biçecek ve nasıl davranacaklarına karar verecekler.

. Öğrenciler sınıfa girmeden önce nerede olacağınıza (tutum ve yer anlamında) ve kim olacağınıza (kimlik ve imaj) karar vermeniz gereklidir.

. Sınıf, savaş alanınız da olabilir, oyun alanınız da. Kim olduğunuzu bilmek zorundasınız.

. Öğretmenliğinizin ilk gününde, sınıfın kapısında durun ve öğrencilerinizin, onları gördüğünüz için ne kadar mutlu olduğunuzu anlamalarını sağlayın.

. Öğretmenlerin, öğrencilerin kendilerini nasıl ifade ettiklerini gözlemlemeleri gerekir. Onları, en çok sınıfa girerken gözlemleyebilirsiniz. Bunlar arasında, rahat yürüyenler, kasılanlar, ayaklarını sürüyenler, çarpışanlar, şakalaşanlar, gösteriş yapanlar, bulunabilir.

Mc Court, öğretmenliğin sadece sınıfa girip, bildiği şeyleri anlatmak ve sonra da öğrencilerin bilgisini sınayıp not vermek olduğunu düşünmektedir. Ancak, öğretmenlik yaptıkça, öğretmenin yaşamının ne kadar karmaşık olabileceğini görür ve bunları söyleyen profesöre hayran olduğunu belirtir.

Mc Court’un öğretmenlik yaptığı lisede yılda iki kez açık okul günü ve açık okul gecesi düzenlenir. Veliler okula gelir ve çocuklarının durumunu öğrenirler. Yine bu günlerde, öğretmenler sınıfta oturur ve velilerle konuşurlar. Onların istek ve şikayetlerini dinlerler. Gelen velilerin çoğu annelerden oluşur. Eğer gelen veli baba ise, çocuğun durumu biraz daha yumuşatılarak anlatılır. Çünkü baba eve gittiğinde, çocuğu iyice dövebilir. Eğer öğretmen velilere olumsuz şeyler söylerse, öğrenciler arasında güvenilmez biri olur. Mc Court da, bütün öğrencileri hakkında velilere olumlu şeyler söyler.

Öğrenciler, Mc Court’tan farklı etkinlikler yapmasını isterler. O da, öğrencileri sinemaya, bir başka zaman da piknik yapmaya götürür.

Mc Court’un, ders dinlemeyen, sınıfta kavga çıkaran, zihinsel özürlü öğrencileri de olur. Mc Court’a verilen zihinsel özürlü öğrenci, sınıfta kendi başına hareket eden ve dersi dinlemeyen bir kişidir. Mc Court, ona, sınıftaki sulu boya kutularını temizleme görevini verir. Zihinsel özürlü bu öğrenci, verilen bu görevi, bütün dönem boyunca severek yapar. Hatta Mc Court’a, bir sorunu olduğunda, O’na yardım edebileceğini söyler.

Mc Court’un en son çalıştığı lise, New York’un en iyi lisesidir. Burada, İngilizce ve Yaratıcı Yazarlık dersine girer. Bu lisede, öğretmenlik yapmak, diğer liselere göre çok daha kolaydır. Çünkü öğrenciler, verilen ödevlerden daha fazlasını yaparlar. Örneğin, 300 kelimelik bir ödevi, daha fazla kelime kullanarak yaparlar. Dersleri dinlerler ve diğer okullardaki gibi birbirleriyle kavga etmezler.

Mc Court’un Yaratıcı Yazarlık dersini çok sayıda öğrenci seçer. Mc Court, bu durum karşısında şaşırır ve bu olayın nedenini düşünür. Seçme nedeni olarak, okulda bol not veren bir öğretmen olarak tanınmış olabileceğini düşünür. Kolay not veren bir öğretmen olarak tanınmak istemez. Çünkü imajı sert, sıkı, disiplinli, derse odaklı olan öğretmenlerden saygı ve korkuyla söz edilmektedir.

Mc Court, yaratıcı Yazarlık dersinde, öğrencilerden kendi hayat hikayelerini ya da büyük anne ve büyük babalarının hayat hikayelerini yazmalarını ister. Öğrenciler bu sayede, hiç ilgilenmedikleri büyükleri ile ilgilenirler ve onların zorlu geçen hayat hikayelerini öğrenirler. Bazı öğrenciler, yazacak bir şeylerinin ve hayatlarının güzel olmadığını, düşünürler. Hatta arkadaşlarının başına gelen kötü bir kazanın, onun için iyi bir hayat hikayesi olacağını bile düşünürler.

Mc Court, dersleri farklı yöntemlerle işler. Çocukların ilgisini çekmek için, İngilizce derslerinde yemek tarifleri okutur. Bu sayede çocuklar, yeni kelimeler öğrenirler. Mc Court’un dersleri farklı şekilde işlemesi, veliler ve müdür tarafından hoş karşılanmaz. Buna rağmen Mc Court, -öğrencilerin ilgi ve öğrenme isteklerine çok önem verdiği için- kendi yöntemini devam ettirir.

Mc Court artık yaşlandığını, dolaysıyla öğrencilerle uğraşamayacağını düşünür ve bu okulda öğretmenlikten emekli olur. Emeklilik yaşamında yapamadığı işleri yapmaya, okuyamadığı kitapları okumaya karar verir. Okuldan ayrılırken öğrencileri O’ndan bir kitap yazmasını isterler. O da, bunu deneyeceğini söyler.

 
Toplam blog
: 425
: 3089
Kayıt tarihi
: 06.12.06
 
 

Gazi Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü, Eğitim Yönetimi, Teftişi, Planlaması ve Ekonomisi..