Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Mart '12

 
Kategori
Eğitim
 

Öğretmenim, sen de konuş..!

Öğretmenim, sen de konuş..!
 

Bugünün öğretmeninin işi zor


"Milliyet’in başlattığı “Öğretmenim Sen de Konuş” kampanyası müthiş ilgi gördü. Hemen her gün, 4+4+4’le ilgili binlerce mail geliyor. Ve hemen hepsinde de çok önemli anekdotlar var. TBMM ve MEB, keşke biraz da onların görüşlerine değer verseydi" diye, yazısına başlıyor, 13/03 tarihli milliyet gazetesinde, Abbas Güçlü.

Abbas Güçlü'nün hemen her yazısının, okuyan gençliğin sorunları üzerinde olduğunu bilirim. Bilirim de; daha çok kısa bir zaman önce başlatılan "Cumhuriyet Yürüyüşlerinde"ki milyonlar yürüdü de ne oldu? Başlatanların çoğu bugün hapiste, bu milyonlar ise 'toz - duman' olup havaya karışmışlar. Bunu da Sn. Abbas iyi bilir...

Demem o ki, yurdunu-ulusunu seven bir öğretmenin, tehlike anında, -veya en azından mesleğini ilgilendiren konularda,'kampanyalar'ı beklemeden, yapılması gereken davranışı anında göstermesi gerekirdi. Çünkü,bu sorun, mağaza açılışındaki bilmem hangi markanın tanıtım kampanyasına benzemez. Bir ülkenin geleceğinin garantiye alınmasıdır, burada söz konusu olan.

Okula kadar - bilmem kimin korkusuyla - başörtülü giden Fatma veya Gülşen öğretmenimin, okul kapısında yine - bilmem kimin korkusuyla başörtüsünü çıkararak girmesiyle çözülecek bir sorun değildir, bu sorun. Gerçekten, çağdaşlığa, bilimin aydınlatıcı yoluna inananların sorunudur, bu sorun. Ve de, sadece, Atatürk'ün öğretmenlerinin çözebileceği bir sorundur, bu sorun. Çünkü, mangal gibi yüreği olmalı, horlanan, çağdışı eğitime tabii tutulan çocuğun hakkını savunurken öğretmenin, öyle, bukalemun gibi yanardönerlikle bir ülke eğitimi yürümez. Hele, Atatürk cumhuriyetinde, bu ikiyüzlülük, en azından Atatürk'e hakarettir. Çünkü, Atatürk'ün geleceğin aydın insanlarını yetiştirmede en çok güvendiği siz, öğretmenlerdi:

Öğretmenler!

"Yeni Nesli, Cumhuriyetin özverili Öğretmen ve eğitimcileri, sizler yetiştireceksiniz. Ve yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Eserin değeri, yeteneğiniz ve özverinizle orantılı olacaktır."

Bu kadarcık mıdır, öğrencilerinize verdiğiniz değer veya yeteneğiniz? Ülkenizin eğitim sistemi, bir kişinin ağzıyla dipten tepeye değiştiriliyor ve hiçbirinizin sesi çıkmıyor! Utanmayacak mısınız, okullar açıldığında, aslı görevinizin dışında yapmacık bir tavır takınmaya?

Öğretmenler!

"Cumhuriyet, fikren, ilmen, fennen, bedenen, güçlü ve yüksek karakterli koruyucular ister. Yeni nesil nitelik ve yetenekte yetiştirmek sizin elinizdedir. Seçkin görevinizin yerine getirilmesi için yüksek çabalarla kendinizi bu işe vereceğinize inanıyorum."

İnancını kırdılar, yetiştirdiğin yeni neslin niteliğini değiştirdiler, bıraktığın manevi mirasın olan ilim ve fennin yerine "hürafeleri, sırları, sanı ve kanılar"ı koydular; üfürükle yelkenli şişirmeye soyundular. İlkokul çağındaki bir çocuğun dahi körpecik beynini yıkamakta bir behis görmediler!

10-11 yaşındaki bir çocuğa meslek seçimi hakkı tanıyarak, onu, yetişkin insan yerine koydular. korkarım yarın bir gün o yaştaki çocukları da evlendirmeye kalkışırlar...

Bir çocuğun zihnini, anlamadığı hürafelerle korkutarak, ruhsal bozukluklara varıncaya kadar ilerleten yönetimlerin, çağına ayak uyduramayacakları bir gerçektir. Dün, Osmanlı'nın yıkılmasına, bugün, Orta Doğu halklarının bir çil yavrusu gibi dağılmasına sebep, hep bu bağnaz, tutucu eğitimler yüzündendir. Bunu, ta o zamanlarda görüp, çağdaşlaşma ışığının ancak bilim ve sanatla gelişebileceğini söyleyen Atatürk adının bugünün kitaplarından niçin kaldırılmak istendiği boşuna değildir. 26 yıldır, yurdışındaki öğretmenliğim sırasında Avrupa ülkelerinin hep bir ağızdan dile getirdikleri konu da aynen bu "Atatürkçülük" konusudur. Atatürk'ün resim ve heykellerinin niçin bütün okullarda bulunduğu ve Atatürk'ün, niçin bu kadar sevildiğini anlayamadıklarını söylüyorlar.

Hadi, onlar, anlamadıkları için böyle söylüyorlar,(ne demek istediklerini ben çok iyi anlıyorum da!); ya, bugünün iktidarı ne adına aynı şeyleri söylerler ki?...

"Öğretmenler,
Çocuklarımızın bütün öğrenim derecelerindeki eğitim öğretimlerinin uygulamalı olması önemlidir. Memleket çocukları, her öğrenim derecesinde ekonomik hayatta geçerli, etkili ve başarılı olacak biçimde donatılmalıdır. Milli ahlakımız, uygar ilkelerle, özgür fikirlerle beslenmeli, desteklenmelidir. Bu çok önemlidir. Özellikle dikkatinizi çekeri, tehdit esasına dayanan ahlak, bir erdem olmadığı gibi güvene de layık değildir. Efendiler, bu görüşüme katıldığınızdan şüphem yoktur. Genel eğitim ve öğretim programımız da bu esasları içermektedir."

Ekonomik kalkınmada, çağdaş eğitim ve öğretimde, toplumsal ahlak gelişiminde, ilimde ve fende Atatürk'ü çok mu aştınız ki, onun koyduğu DEĞERLERİ ortadan kaldırmak için yarışıyorsunuz?

"“Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir doğma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır." - K. ATATÜRK -

"Efendiler ve ey Millet! iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar ülkesi olamaz. En doğru, en gerçek tarikat (yol) uygarlık tarikatıdır. Uygarlığın buyurduğu ve istediğini yapmak insan olmak için yeterlidir. Tarikat başkanları bu dediğim gerçeği bütün açıklığı ile algılayacak ve kendiliklerinden derhal tekkelerini kapatacak, müritlerinin bundan böyle olgunluğa eriştiklerini kabul edeceklerdir."

ATAM, değişen bir şey yok! sadece tekkelerin adı cemaat, şeyhlerin adı hoca oldu, Millet halinden çook memnun..! Sen, yaşadın mı? yaşamadın mı, bu millet için neler yaptın, hiç belli değil..!
 
"HER TOPLUM, LAYIK OLDUĞU ŞEKİLDE YÖNETİLİR."

"DİN'İN BAĞLAYICILIĞI - SINIRLAYICI OLUŞU, ÖZGÜRLEŞMENİN, DOLAYISIYLA DA DEMOKRASİNİN ÖNÜNDE EN BÜYÜK ENGELDİR."

"DİNİ TOPLULUKLARDA, BİREYSEL ÖZGÜRLÜK YOKTUR. KİŞİNİN ÖZGÜRLÜĞÜ ŞEYH VE TARİKAT LİDERLERİNE BAĞLIDIR."

Alaettin Morgül / 16.03.2012   

 
Toplam blog
: 193
: 1086
Kayıt tarihi
: 02.02.10
 
 

İsveç`in Göteborg şehrinde oturmaktayım;  evli ve bir kiz bir oglan iki çocuğum var. İsveç`te..