Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Eylül '06

 
Kategori
Eğitim
 

Öğretmenim

Öğretmenim
 

Öğretmenim, yeni bir eğitim, öğretim yılına başladığın şu günlerde, ne seni övmek ne de sorunlarını sıralamak istiyorum. Söz olsun diye söylemiyorum. Kutsal bir iş yaptığını sen de biliyorsun. Ülkemizin yarınlarını kurduğunun bilincindesin. Kirayı ödemekte zorlandığın herkesçe malüm. Ev almak, artık hayal olmuş senin için. Aybaşını nasıl getireceğim diye kara kara düşünüyorsun. Bunun sorumlusu sen değilsin, bu ülkeyi yönetenler.

Sınıfa girdiğin an bütün bunlar bitiyor. Burada yeni bir dünyadasın. Ne kasap, ne manav, ne de ev sahibi var burada. Yeni bir dünyayı yaratıyor, yeni bir dünyayı yaşıyorsun sınıfta. Bilimi, sanatı, Atatürk’ü yaşıyorsun. Öğrencilerinle birlikte olunca kaşlarındaki kırışıklıklar açılıyor, tebessübün gülüşe dönüşüyor, bir kat daha yüceliyorsun.

Yaz tatilinde gidemediğin yerlere öğrencilerinle gidiyorsun. Tatil anılarıyla yaşıyorsun yurdunu, dünyayı. Aylin’le tatil köyünde Almanlarla, İngilizlerle tanışıyor, Ahmet’le yaylalarda şenliklere katılıyor, yeşillikler içinde dolaşıyorsun. Ayça, elinden tutup Efes’i gezdiriyor, taştan basamaklara oturup, bir müzik dinletisini ay ışığı altında dinliyorsunuz tiyatroda. Can, katıldığı dil okuluyla Niyagara Şelalelerine götürüyor seni.

Sakın pencereden dışarı bakma. dışarıdaki acımasız yaşam seni alıp götürmesin. Riyakarlıklar, para peşindeki, koşuşturmalar, yalancı gülücükler dışarıda kalsın. Öğrencilerinle kurduğun dünyan yarının güzel günleri olacak. Eğer bugün insanlık tüm olanlara rağmen ayakta ise; barıştan, sevgiden, umuttan, dostluktan söz edebiliyorsa bil ki senin gibi yüzlerce öğretmenin, sanatçının, bilim adamının sayesindedir.

Hiç önemli değil, müdürle aran bozulabilir. Soruşturmalar geçirebilirsin hiç yoktan. Eşin başka ilde sen başka ilde çalışmak zorunda kalabilirsin.Yetkililer kendi çıkarlarının peşinde koşmaktan seni görmeyebilirler de. Bırak desteği köstek bile olabilirler. Onlar gibiler için varsa yoksa kendi çıkarlarıdır. Ne ulusun geleceği, ne de çocuklarımızın, gençlerimizin yarınları onlar için hiç de önemli değildir.

Ne güzel, bomboş okul binaları cıvıl cıvıl oldu. Sanki çiçekler açtı her yan bir günde. Mahalle, köy, kent toplandı, geldi buraya ev ev. Her öğrenci bir güzellik taşıdı yaşadığı yerden sınıfa. Bütün bunlar senin için öğretmenim. Onlarla yeni ve güzel dünyalar kur. Çalışmayı, üretmeyi, yaratmayı kavrat. Onlar yarattıkça, ürettikçe, paylaştıkça güzelleşecek, kendilerine yeni dünyalar katarak zenginleşecekler. Sen o zenginliği her gün artırmaya bak. Teneffüslerde, saçlarını okşa, ilgin üzerinde olduğu an onlar daha mutlu olurlar, içlerindeki sevgi katlanarak artar. Bilsinler senin günün her saati onlar için çalıştığını.

Yenilikleri araştır, onları haberdar et. Günümüzdeki teknolojilerden, bilgi kaynağı olarak internetten yararlanmaları için çeşitli projelerle yönlendir. Kurtulsun çocukların internette, can sıkıntısını gidermekten, bir araştırma öğrenme alanına dönüştürsünler sayende. Günlük eğitim anılarını yaz öğretmenim. Senden görünce öğrencilerin de anılarını yazmaya başlarlar. Anılar paylaşılsın internet ortamında. Daha güzel yazmak için okumanın gereği görülsün, okusun öğrencilerin tüm yazarları.

Bir öğretmen olarak en çok; İsmail Hakkı Tonguç’u, Hasan Ali Yücel’i, bir yazar olarak da en çok; Rıfat Ilgaz’ı ve Cervantes’i kıskandım. İsmail Hakkı Tonguç ve Hasan Ali Yücel, Köy Enstitüleri’ni kurarak dünyada eşi az bulunur bir eğitim sistemini yaşama geçirmişler. Rıfat Ilgaz, Hababam Sınıfı adlı yapıtıyla eğitimin yanlışlıklarından bir roman yaratmış, Cervantes ise, her insanın içinde var olan Donkişotluk tavrını ölmez bir esere dönüştürmüş. Kıskandığımız bu insanların ne hanları, ne kervansarayları, ne tatil köyleri, ne de gökdelenleri var.

Otuz yıllık öğretmenlik yaşamımda sizler gibi ben de köy köy dolaştım. Günlerce gazete okumadığımız anlar oldu. Hiç yoktan soruşturmalar geçirdik. Eşimiz başka ilde biz başka ilde çalışmamız istendi. Edebiyat dersinde hangi yazarı öğrencilerimize önereceğimizi başkaları belirledi. Ev kirasını ödeyemediğimiz günlerde, dostlarımıza koştuk.

Sözün kısası öğretmenim, seni asıl; ummadığın bir yerde kucaklayan öğrencilerin, yarattığın güzel yarınlar ve şiirlerin imgeleri anlatsın.

ÖĞRETMENİM

Ben öğretmenim,
Atatürkçülüğün gerçek kitabı
Adım en uzak köylerde bilinir,
Aydınlık olurum beyinlere.
Buzlu gecelerinde Anadolu’nun,
Ayaza kesen yüreklerle,
Bir olurum.
Ben öğretmenim;
Işık olurum okullarda.
Köy odalarında hoş sohbet,
Kurtuluş Savaşı’nı anlatır Mustafa Çavuş.
Tınaztepeyi anlatır,
Tarih olurum.
Ben öğretmenim;
Bir ucundan bir ucuna
Güvercin gibi gider gelirim
Yurdumun.
Coğrafyada ırmak olurum.
Eğeyi doldurur sularım bazen,
Bazen kuzeyli olurum.
Güzellikler üstüne türkü olurum.
Diz vururum, Maşat Halayı çekerken,
Kara tahta önünde tebeşirden
beyaz.
Aydınlığa dururum,
Ben öğretmenim.
Atatürkçülüğün gerçek kitabı,
Kır çiçekleri gibi açarım Anadolu’ma
Yalın,
Tertemiz.
Yeri gelir çocuklarla bir olurum.
Son nefesimde bile bakarsınız,
Atatürk’ü solurum
.

Mehmet Yardımcı (1)

Hasan Barışcan

1) Belrli Günler ve Haftalar-Özyürek Yayınları-İstanbul

 
Toplam blog
: 52
: 4210
Kayıt tarihi
: 17.06.06
 
 

1952 yılında Sivas- Asarcık Köyünde doğdum. Yurdun çeşitli yerlerinde öğretmenlik yaptım. Kabataş Er..