Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Kasım '07

 
Kategori
Güncel
 

Öğretmenler günü törenleri

Öğretmenler günü törenleri
 

Güneşli bir hava olmasına rağmen, Ankara’nın keskin soğuğu insanın içini titretiyordu.

Otorite; sert ve tehditkâr bir ses tonunda konuşmaya başlamıştı.

—Konuşmayın artık… Sol taraftakiler… size söylüyorum. Konuşmaya devam ederseniz, siz susana kadar ben burada bekleyeceğim. Ne zaman susarsanız, töreni o zaman başlatacağım.

Aynı sahneler her yıl, özellikle soğuk havalara rastlayan önemli gün ve haftalarda böyle tekrar edilmeye devam eder.

Okulun güneş alan açık alanları, Okul personelinin giriş ve çıkışına tahsis edilirken, genellikle binanın yapısına uygun olarak, ters ve güneş almayan kısımları, sabah ve öğle saatlerinde öğrenciyi sıraya sokarak sınıflara alma, duyuru yapma ve tören gibi amaçlar için ayır ılır.

Asıl amaç güneşli alanları ayırmak değildir elbette. Asıl amaç, öğrenci giriş ve çıkışlarının daha bir düzenli ve diğer personelden ayırtılarak yapılmasıdır. Bu durum herhangi bir kurumda çalışanların, unvanlarına göre aynı yerde fakat farklı alanlarda yemek yemesi gibi düşünülebilir.

Böylesi soğuk bir havada “törenler”, öğrencinin pek umurunda değildir. Aslına bakarsanız sıcak havalarda bile öğrencinin ilgisini pek çekmez. Onlar daha çok üşütmemek için uğraşırlar ve doğal olarak da kendi aralarında konuşurlar.

Konuşmalar devam ettikçe otorite sesini iyice yükselterek bir kez daha gür bir sesle bağırır.

— Konuşmaya devam ederseniz, böyle soğuk havada beklersiniz. Kesin şu sesinizi! Sizin için program hazırlayan arkadaşlarınızı dinlemelisiniz. Konuşma devam ettikçe ben buradayım. Vaktim bol. İstediğiniz kadar konuşun. Ben beklerim.

Öğrenciler üşümemek için ellerini ceplerine sokarak ceketlerine iyice yapışırlar.

Birkaç öğretmenin yardımıyla öğrenciler biraz olsun susar.

Önce saygı duruşu, ardından İstiklal Marşımız.

İstiklal Marşı’mız canlı ve gür sesle üstelik besteye uygun olarak öğrenciler tarafından iyi seslendirilmediğinde, otorite hemen atılır.

- Nasıl İstiklâl Marşı söylüyorsunuz? Böyle bir günde, bu şekilde İstiklâl Marşı’mı söylenir. Şimdi tekrar edin bakalım. Canlı ve gür bir sesle doğrusunu öğrenene kadar söylemeye devam edeceksiniz.

Bu durumda tekrar İstiklâl Marşı söylenir. Bu sırada arkada bulunan veya ortada bulunan bir kaç öğrenci “Hazır ol” vaziyetini bozmuştur. Ya da sağa sola bakmıştır veya arkadaşına hareket yapmıştır veya ceketinin yakaları kalkıktır…

Bunu gören öğretmenler hemen davranır ve öğrenciyi sert bir şekilde uyarır veya en kestirme yoldan bir iki tokat atar. Sonuçta öğretmenin vurduğu yerden gül bitmektedir.

Hala memur olamamış bazı öğretmenlerde öğrencinin yanına gelerek, yaptığı hareketin yanlışlığını dile getirir. Öğrenci şans eseri, otoriter ve sert olması gereken öğretmene veya idareciye rastladıysa, öğrenci kürsüye davet edilerek herkesin ortasında, oracıkta onuru kırılıverir.

Sonunda tören başlamıştır. Ama törende konuşanları yani hatipleri kimse dinlemez. Çünkü öğrencinin bu kalabalık ortamda ilgisini ve dikkatini çekmek mümkün değildir. Şüphesiz törenler için uygun ortam gerekmektedir.

Okul yöneticisi; açılış konuşmasına sert bir ses tonuyla girer. Öyle olması gerekmektedir. Sisteme uygun bir vaziyette...

Ciddi, asık suratlı, sert mizaçlı ve komik bir deyimle “Oturaklı” olması gerekir “Okul Müdürü”nün... Yoksa, otorite sağlayamayacağından korkar.

Artık kürsüye çıkan her hatip söze; Sayın idareci arkadaşlarım, sayın öğretmen arkadaşlarım, ( Eğer kentin ileri gelenlerinden bir kaçı okulun törenine katılmışsa ondan başlanır) sayın Valim, sayın Kaymakamım, sayın ilçe Milli Eğitim müdürüm, ve nihayet sevgili öğrencilerim diye başlar.

Bu sırada öğrencilerin üşümesine dayanamayan bir kaç öğretmen güneşli alandan çıkarak onların yanına gider ve onlarla üşümeye devam eder.

Nihayet açılış konuşması bitmiştir. Sırada günün anlam ve önemi üzerine yapılacak konuşmalarla şiirler vardır. Tören öğrencilerin üşümemesini sağlamak için hızlandırılarak devam eder.

Sonuç olarak; öğrenciler tarafından dinlenmeyen, ilgi çekmeyen konuşmaların yapılması, bu yüzdende hiç bir anlam ifade etmeyen “Günün Anlam ve Önemi” Öğrencilerin “donduk” söylemleri ile birkaç öğrencinin hapşırması hatta öğretmenin hapşırması ile son bulur.

Törenden, öğrencilerin belleğine ne yerleşmiştir bu pek bilinmez ya da söylenmez ama; 25 yıldır kutlama anma törenleri hiç değişmedi. Gün öğretmenler günü olsa bile…

Tüm öğretmen arkadaşların "Öğretmenler Günü Kutlu Olsun"

Foto: flickrphotos from chekers

 
Toplam blog
: 144
: 899
Kayıt tarihi
: 06.02.07
 
 

Gazete ve kitaplara hep tersten göz atar, daha sonra okumaya başlarım. Bu özelliğim devrik cümlel..