Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Kasım '08

 
Kategori
Siyaset
 

Öğretmenler günü

1981 yılından beri Atatürk’ ün “ başöğretmen “ sanını aldığı 24 Kasım günü “ Öğretmenler Günü “ olarak kutlanmaktadır.

Bugün de “ öğretmen ” ve “ öğretmenlik “ hakkında çok şey söylenir ! En çok da öğretmenliğin kutsallığı öne çıkarılır.

Senede bir gün ekonomik açmazlık içinde kıvranan öğretmenin görünüşü sergilenir. Başbakan, Milli Eğitim Bakanı öğretmenler için ne gibi iyileştirmeler içinde olduklarını söylerler.

Kutlama yaratılan güzellikler adına yapılır. Cumhuriyet’ in 85. ci yılında eğitim ve öğretim açışından geldiğimiz yer neresidir ?

Genç Cumhuriyet’ in değerli önderi Atatürk Cumhuriyet’ i yaşatmak ve geliştirmek görevini öğretmenlere verirken bakın neler söylüyor:

25 Ağustos 1924 , Muallimler Birliği Kongresi;

“ Öğretmenler, hiçbir zaman hatırınızdan çıkmasın ki Cumhuriyet, fikren , ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek karakterli koruyucular ister. Yeni nesli bu özellik ve yetenekte yetiştirmek sizin elinizdedir. Sizin başarınız Cumhuriyet’ in başarısı olacaktır. “

Saffet Arıkanlar, Mustafa Necatiler, Hasan Ali Yüceller, İsmail Hakkı Tonguçlar yukarıda çerçevesi çizilen öğretmeni ve Cumhuriyet insanını yetiştirmek için gerekeni insanüstü çabalarla yerine getirdiler.

Köy Enstitüleri ve Halkevleri bu çabanın en güzel örnekleri oldular.

Her alanda olduğu gibi özellikle Yeni Türk harfleri’ ne geçişle birlikte Eğitim ve öğretimde hızlı bir değişim yaşandı.

Öğretmenler yeni kuşağı yarattılar. Biz o dönemin öğretmenlerinin öğrencisi olma onurunu yaşamış insanlarız. Aldığımız ışığı da öğrencilerimize yansıttığımızı düşünüyoruz.

Bugün gelinen nokta nedir?

1938 sonrası ülkemiz yönetiminde görev alanların aymazlığı nedeniyle önünde “ Milli “ sözcüğü olmasına karşın en fazla Eğitim Bakanlığı üzerinde siyaset yapılmıştır.

Özellikle 1950 ‘ den sonra verilen ödünlerle “ siz isterseniz hilafeti bile geri getirirsiniz “ laik eğitim yerini dinsel eğitime bırakma noktasına getirilmiştir !

Bu siyaset daha çok partizan yetiştirmeye yönelik olmuştur. “ İmam Hatipler bizim arka bahçemizdir “ sözü bunun en güzel kanıtıdır.

Öğretmen toplumun mimarıdır. Aracı insandır. Ona gereken biçimi verebilmesi için önce kendisinin donanımının en üst düzeyde olması gerekir.

Ne yazık ki Yüksek Öğretim Kurumları’ ndaki öğretim yöntemleriyle böyle bir öğretmenin yetişmesi zordur.

Üniversite çevresindeki Fotokopiler sürekli çalışıyor. Vize ve finallerde sadece geçer not alma hedefleniyor.

Öğretmen diploması alan doğrudan öğretmen olarak atanamıyor. Ya sayıları çok olduğundan yada yetersizliği düşünülerek KPYS adıyla açılan sınava alınıyor.

Son uygulamada “ sözleşmeli öğretmen “ ataması . Geleceği atayanın “ iki dudağı “ arasında. Sosyal güvenceden yoksun. Buna karşın böyle atandığı için sevinçten göz yaşı dökenler var.

Eğitimin bir başka boyutu; Devlet eliyle yaratılan iki başlılık, Lise ile İmam - Hatip okulu arasında oluşturulan yarıştır ! Özellikle yönetici atamalarında İmam - Hatip kökenli olma ön koşul durumuna gelmiştir.

Eğitim ve öğretimde bilimsel veriler yerine dinsel öğretilere öncelik verilmeye başlanmıştır.

Siyasi iktidarın 6 yıldır uygulamaya koyduğu gerici eğitim ve öğretim anlayışı yeni yetişen çocuklarımızı ve geleceğimizi karartıyor. Doğaldır ki ABD önderliğinde BOP eş başkanının denetiminde “ Ilımlı İslam Cumhuriyet’ i “ için gereken insan tipi böyle yetiştirilecektir.

Genel görünüş özetle böyleyken “ Öğretmenler Günü “ kutlaması burukluk içermektedir.

Umutlarımız sönmedi ve sönmeyecek ! Çok yakın bir gelecekte gerçekten kutlamalar yapacağız.

Ahmet Metin Kılınçer

Emekli Öğretmen, Balıkesir

24.11.2008

 
Toplam blog
: 35
: 350
Kayıt tarihi
: 02.10.08
 
 

Emekli öğretmenim. Ödünsüz bir kemalistim. Bu düşüncelerimi gençlerle paylaşmak istiyorum. Sorumluyu..