Öğretmenler ve Eğitim-Öğretim

Öğretmenler günü dolayısı ile Öğretmenlerimin hepsini saygı ve sevgiyle anıyorum. "Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum" Hz. Ali (r.a) sözü ile ilk makamı vermiştir. "Muallimler, yeni nesiller sizlerin eseri olacaktır" diyen Atatürk Ulusumuzun geleceğini öğretmenlerin eğitim ve öğretimine emanet etmiştir.

Elbette öğretmenlerin sorumluluğunu, yönetim ve siyasi politikalar etkilemekte ve yönlendirmektedir. Ancak okullaşmanın yüzde yüze ulaşmakta olduğu ülkemizde sosyo-ekonomik ve sosyo-psikolojik davranışlardaki genel eleştiriler yine bu toplumdan gelmektedir.

Bu nasıl değer yargısı oluşturacak eğitim ve öğretimdir ki toplum olarak herkes tarafından eleştiriliyor. Ama kişilerle bire bir veya fertler konuşurken de herkes çok dürüst. peki beğenmediğimiz toplumun fertleri kim.

Yine kentsel peyzaj ve ışıklandırma tesisatlarının hor kullanılması, Aydınlatma armatür ve abajurlarının seri tahrip ve her yıl yenileme gereksinmesi ve onarım için masraf gerektirmesi çoçukların okullardaki eğitimden yeterli dersi alamadıklarından mı kaynaklanmaktadır.

Oysa din dersi bir tarafa ahlak bilgisi dersleri ve diğer kişilik oluşturacak sosyal derslerde var. Bu durum müfredatla birlikte düşünülmesi gereken konuda değildir illa. Biraz eğitimci kadroda kendine yönelik özeleştiri penceresi açması gerekmektedir.

Şimdi birçok sektör de olduğu gibi bu alandada işe girenler, bunu doğuştan kazanılmış hak olarak görüp, çantada keklik olarak teleakki etmektedir. Bu görev sanki angarya gibi algılanmakta, Günün çalışma ve düşünme bölümüne ayırdığı vakitler meleğiyle ilgili değil meslek dışı kişisel yatırım hasaplarına harcanmaktadır. Gerçi bu duygu ve düşünce günümüz insanlarının büyük çoğunluğunda var. Hatta işe girmeden nasıl araba ve ev alma kaygı ve düşüncesi tüm gün ve yaşamını kaplamaktadır.

Özlük hakları ve düşük ücret elbette düzeltilmelidir. Bu sorun bütün kamu sektörlerinde de vardır. Demokratik ve yasal platform ve çerçevede bu sorun çözülmelidir, ancak birde ücret yönünden bakarken buna talip olmak için gerekli emek kalitesinin de yeterli olduğunu aklına kaç kişi getiriyor. Bugün ÖSS sınavlarına dershane kapısı çalmadan kaç kişi girebilmektedir.

Bugün de böyle yazı belki tepki çekebilir ancak, nedense her konuda bizim toplum konunun içeriğine bakmadan hep teprik ve kutlama gösterişleri ile şekilcilikten öte camianın her konudaki seviye va klasını aklına getirmez. Budurum kendi kendimizi inkardır.

Her sektörde olduğu gibi elbette meslek aşkı önde olan insan ve öğretmenler de çok ancak unutmamalı ki topluma genel kenaat oluşturan çoğunluğun etkisidir. Topluman gidişinden ve değer yargılarından mrmnun olunmuyorsa nunu düzaltecek ilk organ elemanları öğretmenlerdir. Belki şu itiraz hemen öne sürülebilir "ailelerde iş yok". Unutulmasın ki bu toplumun aile ebevaynleri de eğitimini öğretimini bu alandan almıştır. Toplumun yüzde yetmişi yeni nesil dir.

Bu konuda herkesin ve diğer mesleklerde çalışanların da özlük hakları istemi yanında kendi verimliliklerini de sorgulamalılardır.

Görevini yerine getiren ve bu performans içinde demokratik hak ve sistem için demokratik eleştirilerini yapan herkese ve öğretmenlerimize de sonsuz saygılar sunuyorum.