Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ekim '08

 
Kategori
Eğitim
 

Öğretmenlik mesleği üzerine bir değerlendirme

Eğitim öğretim kavramları büyüyüp gelişen veya yetişmesi, geliştirilmesi gereken bireylere yönelik olarak yapılan faaliyetlerin tümünü birden kapsar. Bu yönüyle de çok geniş bir arka plana sahiptir. Sadece eğitim ve öğretim kavramlarını ele alarak bir yerlere varmak, bir sonuç elde edebilmek mümkün değildir. Zira eğitim öğretim genel anlamda ele alınınca yetişkinlere yönelik olanlar, değişik sektörlere yönelik olarak görev yapmakta olanlar, okul içinde planlı, programlı, belli bir yaş grubuna yönelik olarak yapılanların tümü bu kavramın kapsamına girmektedir. Üzerinde durulacak alan belli sınırlar içine alınmadığı takdirde dereden tepeden bir çok şeyler söylenebilir ama bu tür bir söylem yararlı olmaktan çok sadece konuşma, laf kalabalığı yapmaktan öte gitmez.

Bu nedenle eğitim öğretim kavramını ele alırken konu sınırlarını okulda, öğretmenlerin kontrolünde yapılan faaliyetler olarak belirleyip buna göre fikir üretmeye çalışılacaktır. Okulda yapılan eğitim öğretim faaliyetlerinde etkin olan unsurlar okulun fiziksel ortamı, araç gereç, görevli personel akla gelir. Bu sayılan unsurlar tek başına eğitim öğretim faaliyetlerinde ön plana çıkmaz. Hepsinin kendine göre belli oranlarda etkisi vardır. Bu durum ürün ortaya koymada şahit olunan sürecin işleyişini de hatırlatır. Nasıl ki bir ürünün ortaya çıkmasında bir çok faktöre ihtiyaç olduğu halde ürünün yok edilmesinde tek bir faktör yeterli ise benzer şekilde eğitim öğretim faaliyetlerine yönelik çalışma sürecinin işletilmesinde de birden çok faktörün işe koşulmasına ihtiyaç vardır. Bu nedenle bir faktör üzerinde durup diğerlerini dışlayarak veya görmezden gelerek, ihmal ederek istendik sonuçlara ulaşmak mümkün değildir. Ancak konunun sınırlanmasındaki mantığın burada da işletilmesi gerekiyor. Bir başka deyişle tüm faktörlere eşit miktarda önem vererek bir değerlendirme yapmak en azından bir yazının içeriğine sığmayacak kadar çok ve karmaşıktır. Bu nedenle tüm faktörleri bir anda ele almak yerine sırayla sürece etki eden faktörleri değerlendirmek daha doğru bir yaklaşım olacaktır.

Eğitim öğretim sürecinde en önemli unsurlardan birisi öğretmendir. Öğretmen eğitim öğretim sürecinde can alıcı bir konumdadır. Eğitim bilimi veya eğitimle ilgili mevzuat her ikisi de öğretmenlik kavramının önemine her zaman vurgu yapar. Aslında mevzuat ve eğitim bilimi diye iki ayrı alandan söz etsek de bir işin yapılışında mevzuatın ve eğitim biliminin birbiriyle farklı anlayış ve işleyişte olmaması gerekir. Yaşadığımız toplumun içinde karşılaştığımız olay ve olgular bize belli düşünce yöntemlerini öğretir. Bu düşünce yöntemleri bilimsel bir mantıkla bir araya getirildiğinde bilim ortaya çıkar. Mevzuat ise kurumsal bir yapının çalışma şeklini düzenler. Fakat bu düzenlemeyi hayatın gerçeklerine, bilimsel gerçeklere rağmen yapabilmeleri mümkün değildir. Aslında eğitim mevzuatı diye ayrı bir başlık koymak bu yönüyle anlamsızdır. Mevzuat da sonuçta hayattan, bilimden ayrı değildir. Bu nedenle eğitim bilimi ile eğitim mevzuatı gibi iki ayrı başlık anlamsızdır.

Öğretmen eğitim öğretim faaliyetlerinde can alıcı bir öneme sahip dedik. Öğretmen eğitim sektöründe bir meslek olarak cisimleşir. Öğretmenlik mesleği öğretmen olarak nitelenen kişinin hangi niteliklere sahip olması gerektiğini belirler. Öğretmen yetiştiren kurumlar mezun ettikleri kişileri öğretmen olabilecek kişiler olarak görmekle birlikte eğitim faaliyetlerinin düzenlenmesi, değerlendirilmesi, yönetilmesi işini yürüten eğitim sistemi kendine göre öğretmen nitelikleri belirlemektedir. Eğitim sisteminin belirlediği öğretmen nitelikleri de kişisel bir takım değerlendirmelerle belirlenmiş değildir. Bu nedenle bu nitelikleri bir anda yok kabul etmek, anlamsız görmek, küçük veya önemsiz görmek doğru olmaz.

Eğitim sisteminin istediği öğretmen niteliklerine bakıldığında öğretmen olacak kişilerde bulunması gereken bir takım niteliklerin sıralandığı veya genel olarak belirtildiği görülür. Öğretmenlik mesleğine dair niteliklere bakıldığında üç ana başlıkta toplandığı görülür. Bu başlıklardan birincisi genel kültür olarak nitelendirilmektedir. Öğretmenlik mesleğine giren bir kişinin genel kültüre sahip olması öğretmenlik niteliklerinden sadece bir boyutu olarak ele alınmaktadır. Öğretmenlik mesleğine giren kişi eğitim sistemi adına toplumun belli yaş gruplarında bulunan kişilerine eğitim öğretime yönelik faaliyetleri, etkinlikleri, çalışmaları yaptırma yetkisine sahip olmaktadır. Böylesi önemli bir yetkiyi alan kişinin genel kültür olarak nitelendirilen konular hakkında belli bir düzeyde olmasının istenmesi gayet normaldir. Genel kültür kavramını herkes kendine göre tanımlayabilir. Ancak ortalama bir insanın sahip olması gereken bilgi, anlayış, beceri, yetenek, değer düzeyi olarak tanımlanabilir. Ortalama bir insan yaşadığı toplumda var olan maddi ve manevi her türlü değer, olay ve olgu hakkında bir düzeyde anlayışa, bilgiye sahip olması gerekir. Bu düzey kişinin o güne kadar aldığı eğitim düzeyinin durumuna, derinliğine, kalitesine göre değişir. Öğretmenlik mesleğine girmeyi hedefleyen kişi en azından fakülte mezunu olması gerekir. Fakülte düzeyinde mezuniyet aşamasına gelinceye kadar kişiye verilen dersler, öğretilen bilgiler, okutulan kitaplar, yaşatılan her türlü tecrübe kişide belli oranda bir kültür kalıntısı ortaya çıkarır. Bu kalıntı kişinin genel kültürünü oluşturur. Genel kültür itibariyle bir kişinin seviyesi öğretmenlik mesleğinin kalitesi için önemlidir. Ancak bir kişinin çok kültürlü, yüksek seviyede bir bilgi, beceri, anlayışa sahip olması onun öğretmenliğinin durumunu ortaya koymada yeterli değildir. Dolayısıyla bir kişinin genel kültür seviyesine bakarak öğretmenlik mesleğinin gerektirdiği niteliklere ne derece sahip olduğunu belirleyemeyiz. Genel Kültür öğretmenlik kalitesini ortaya çıkaran unsurlar arasında can alıcı bir öneme sahip değildir.

Öğretmenlik mesleğine yönelik İkinci unsur özel alan bilgisi olarak nitelenmektedir. Özel alan bilgisi öğretmenlik mesleğine giren kişilerde olması gereken unsurlardan ikincisidir. Özel alan bilgisi kişinin öğretmenlik mesleğine yönelik olarak aldığı özel bilgi alanıdır. Hangi alanda öğretmenlik yapacaksa kişiye o alana yönelik bilgiler, teoriler, anlayışlar, kavramlar, tarihi süreç içinde geçirilen tecrübeler, modeller öğretilmesi gerekir. Kişi öğretimini yapacağı alanda bilgi sahibi olması gerekir. Bilgi sahibi olmadığı bir konuyu kişinin başkalarına öğretebilmesi, anlatabilmesi mümkün değildir. Matematik, Tarih, Yabancı Dil, Kimya, Fizik gibi okullarımızda branş öğretmeni diye nitelenen alanlar öğretmenlik mesleğinde özel alan bilgisi olarak nitelenen alanı gösterir. Yani öğretmen hangi branş üzerinde eğitim almışsa o alanda öğretmenlik yapabilir, o alanın branş öğretmeni olarak okulda görev yapar. Özel alan bilgisi öğretmenlik mesleğinde oldukça önemli bir unsur olmakla birlikte o da tıpkı genel kültür gibi can alıcı bir öneme sahip değildir. Zira bir kişi herhangi bir alanda çok üst düzeylerde bilgiye sahip olabilir. Ancak bunu karşısındaki kişilere anlatabilmesi, öğretebilmesi bambaşka bir durumdur. Bir matematik profesörü matematik konusunda çok üst düzeyde bilgi sahibi olabilir. Bu durum o profesörün belli yaş grubundaki çocuklara çok iyi öğretebileceği, çok iyi bir öğretmen olabileceği anlamına gelmemektedir.

Öğretmenlik mesleğinin sonuncu ve en önemli yönü pedagojik formasyon boyutudur. Öğretmenliğin niteliğini ortaya çıkaran yön de bu boyuttur. Pedagojik formasyon kişinin eğitim faaliyetlerini yürütmede sahip olduğu yetenek, bilgi, beceri itibariyle durumunu bu boyut ortaya çıkarır. Karşıdaki gruba nasıl bir eğitim faaliyeti yaptırılacak, nasıl öğretilecek, nasıl bir öğretim planı yapılacak, nasıl bir öğretim süreci uygulanacak, kişilere hangi sorular, bilgiler, beceriler nasıl verilecek, kazandırılacak sorularının cevabı pedagojik formasyonla doğrudan ilgilidir. Öğretmenlik mesleğinin eğitim öğretimle doğrudan ilgili olan kısmı bu boyutudur. Bu boyutta iyi yetişmiş olan kişi gerçek anlamda öğretmenlik yapabilecek kişidir. Pedagojik formasyon denilince eğitim öğretim faaliyetlerinde uygulanacak, kullanılacak yöntem ve teknikler akla gelir. Bunların kullanılmasında sahip olunan beceri, yetenek, maharet akla gelir.

Öğretmenlere yönelik dile getirmeye çalıştığım bu alanlar eğitimle ilgili olan tüm kişiler tarafından mutlaka ciddi bir şekilde ele alınması, geliştirilmesi, dikkate alınması gerekir. Bu alanlara yönelik yapılacak çalışmalar konusunda sonraki yazılarda görüşmek dileğiyle….

Soru, görüş ve önerileriniz için…

Ali Hikmet DEMİR

ahdiron4@hotmail.com

http://egitimci35.blogcu.com/

 
Toplam blog
: 147
: 1198
Kayıt tarihi
: 26.09.08
 
 

Öğretmen olarak başladığım meslek hayatıma yönetim ve denetim konusunda aldığım yeni eğitimler sonr..