Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Nisan '08

 
Kategori
Kitap
 

Oğuz Atay üzerine okuma notları:Bir Bilim adamının Romanı

Oğuz Atay üzerine okuma notları:Bir Bilim adamının Romanı
 

"İyi bir hayat hikayesi yazmak, bir hayat yaşamak kadar zordur.”

Oğuz Atay, İTÜ İnşaat Fakültesi’nden hocası Prof. Mustafa İNAN’ı anlattığı <ı>Bir Bilimadamının Romanı adlı eserinde iyi bir hayat hikâyesi yazmanın güçlüğünden bahseder.

<ı>Bir Bilimadamının Romanı, biyografik roman türünde bir eser. Adanalı Mustafa’nın yokluklar içerisinde bulunan yaşamına karşın büyük bir azim ve sabırla Türkiye’nin sayılı bilim adamı arasına girmesinin hikâyesidir. Yazarın diğer kitaplarındaki “anlaşılmamak” problemi bu romanda da karşımıza çıkar. Prof Mustafa İnan’da yaşarken değeri pek anlaşılmamış bir aydındır. Türkiye gibi bilimin yeni yeni kök salmaya çalıştığı bir ülkede 1954’den 1963’e kadar İstanbul Teknik Üniversitesi’nde profesör, dekan ve rektör olarak görevler alan bilim aşığı bir insandır Mustafa İnan. Yaşamı zorluklarla, parasızlıklarla geçmiş olmasına rağmen piyasada iş takibi yapmayı reddeden ve tüm yaşamında hocalık vasfına helal getirmeyen bir insandır Prof İnan.

Oğuz Atay, hocasının yaşamını bir hoca ile ona yardım eden bir gencin Mustafa İnan hakkında konuşmaları ve araştırmaları şeklinde kurgular. Mustafa İnan, Teknik Fakülte ‘de mühendislik okurken de sonraki yaşamında da hep çok yönlü bir insandır. Hoca, çevresinde her şeyle uğraşan adam diye tanınır. Dil üzerine çalışmaları, divan şiirine olan ilgisi ve hafızasındaki şiirler, matematik bilimine tutkusu, ülkesi üzerine tezleriyle komple bir insandır.

Kitapta hocanın dil üzerinde çalışmaları hakkında şunlar söyleniyor: “ Mustafa İnan, dil konusunda çok ilgilidir. Çalışma masasında bulunan küçük defterde 500 kelimenin nereden geldiği tek tek açıklanmıştır. Bu notlardan bazıları şu şekildedir:

Diploma: Yunanca. İki kere katlanmış anlamında

Defter: Yunancada “ diphteria” yani yüzülmüş hayvan derisinin değişik bir biçimi anlamında.

Poplin: Papaya mahsus takkelik bir kumaş ismi.İtalyanca.

Sandviç: Bu kelimede 18.yüzyıllda yaşayan İngiliz Lordu Earl of Sandwich, adlı kumarbaz bir kişinin adından geliyor. Bu adam kumar tutkusu yüzünden oyunlarda yemek yiyemiyor ve ekmek dilimleri arasına yerleştirdiği söğüş etlerle pratik bir çözüm buluyordu.

Hoca bu kelimeler dışında Müezzin kelimesinin kökünün kulak. Bahşiş kelimesinin Farsça “bahşi-vermek” kelimesinden geldiğini ve efendi, kilit, harita, fener, gibi kelimelerin Yunancadan geldiğini belirtiyordu. Mustafa İnan’a göre, kelimelerin köklerini öğrenmek bile bir sürü boş inanışı, yanlış anlamayı ortadan kaldırabilir.

Mustafa İnan sadece dil çalışmalarıyla anlatılmıyor kitapta aynı zamanda onun sosyal yönü üzerinde de duruluyor. Hatta kitapta şöyle bir tanımlamaya gidiliyor:”Mustafa İnan, uzlaşması mümkün olmayan birçok topluluğun birden adamı göründü.”

Kitapta 1911’in Ağustos ayında başlayan hayat yolculuğunun 1967 Ağustos’unda sona ermesi de hüzünlü bir şekilde ele alınıyor.

Sıkıntılarla, bilime adanmış bir ömre karşılık yeterince ilgiye mazhar olamamış Mustafa Hoca’nın tedavi için gittiği Almanya’nın Freiburg şehrinde yaşama veda edişi kitabın son bölümünde oldukça detaylı bir şekilde ele alınıyor.

Bir Bilim adamının Romanı ekseninde Oğuz Atay’ı da kısaca ele aldığım bu yazımı yazarın oldukça vurucu bir cümlesi ile bitirmek istiyorum.”Ben buradayım sevgili okuyucum, sen neredesin acaba”

Unutmadan Oğuz Atay’ı ve eserlerini ele alacağım yazılarıma devam edeceğim, beklerim…..

 
Toplam blog
: 46
: 2044
Kayıt tarihi
: 01.07.07
 
 

Edebiyat ilgi alanım... Şiir, kitaplar, denemeler ve lezzet durakları hakkında benim de bir çift ..