OHAL Anayasal bir tedbirdir

Her hukuki metin gibi 1982 Anayasası da temel olarak olağan dönem kurallarını belirlemiş ancak olağan dışı durumların meydana gelmesi, beklenmedik ve tehlikeli gelişmelerin yaşanması durumlarına karşı da tedbirleri her zaman almıştır. 

Bu çerçevede anayasamızda olağanüstü hal ve sıkıyönetim durumları ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Olağanüstü hallerde ve sıkıyönetim durumlarında hakların hangi çerçevede ele alınacağı, hangi tedbirler üzerinde durulacağı da yine anayasa tarafından ele alınmıştır. 

1982 Anayasası'nın 120. maddesinde  "Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerine ait ciddi belirtilerin ortaya çıkması veya şiddet olayları sebebiyle kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması hallerinde, Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, Milli Güvenlik Kurulunun da görüşünü aldıktan sonra yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde, süresi altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hal ilan edebilir." hükmü yer almaktadır. 

Bu hükme istinaden ülkemizde özellikle bölücü terörün etkinliğini çok artırdığı dönemlerde belli bölgeler ve sürelerle olağanüstü hal uygulanmıştır. 30 Kasım 2002 tarihine kadar dönem dönem uygulanan OHAL bu tarihten sonra tamamen kaldırılmıştır. 

Bu çerçevede görülecektir ki OHAL bir tedbirdir. Eğer ülkede şiddet hareketlerinin yaygınlaşması bir vakıa halini almışsa OHAL gibi bir tedbiri almaktan da geri çekinmemek gerekir. 

Burada şu değerlendirmelerin gerçeği yansıtmadığı kanaatindeyim. "OHAL terörün isteğidir, OHAL yıllarca uygulandı netice alınmadı" gibi hayali değerlendirmeler doğru olamaz. Öyle ki OHAL'in kaldırıldığı 30 Kasım 2002 tarihine kadar terör neredeyse bitme noktasına gelmiş, eylemlerini sona erdirmiş, birtakım isim değişikliğine bile gitmiştir. Ancak OHAL'in kaldırılmasından sonraki yıllar adeta terörün azgınlaştığı, şehit askerlerimizin sayısının artık yüzlerle binlerle ifade edildiği yıllar olarak hafızalarda kalmıştır. 

Artık terör olayları karşısında insanlarımız devlet varlığı ve otoritesinin yok olduğuna inanmaktadır. Terör örgütü her istediği yerde istediği gibi eylem yapabilmekte ve artık VUR KAÇ taktiğinden VUR KAL taktiğine geçmektedir. 

İşte bu ortamda devlet, kendi varlığını ve gücünü açıkça gösterebilmeli ve varlığı ve bağımsızlığı için sert tedbirler almaktan çekinmemelidir. Aksi halde insanlar devlet otoritesinin zaafiyete uğradığını düşünerek hukuken geçerli bir yol olmasa da İHKAK-I HAK'ka başvuracak ve işte bu ortam ülkemizde son derece yıkıcı bir süreci hazırlayacaktır. 

Bu anlamda OHAL'in ilanı tek başına terörü çözemese bile terörün bitirilmesi hususundaki kararlılığın yansıması olacaktır. 

Anayasal bir hüküm olan OHAL hukuki çerçeveleri iyi bir şekilde belirtilmek koşulu ile ilan edilmeli ve terörün kökü kazınıncaya kadar bölgede mücadeleler sürmelidir. 

Bu çerçevede bugün yitirdiğimiz 10 şehidimize ve geçen günlerde yitirdiğimiz yüzlerce şehidimize Allah'tan rahmet diliyorum. Yaralılara ise acil şifalar diliyorum. Milletimizin başı sağolsun.